Atatürk Görseli
CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

TKP Genel Sekreteri, iktidarın eylemleri soğutma girişimine verilecek en güçlü yanıtın “yoksulluğun nedenlerini ortaya koyan bir program”dan geçtiğini söyledi.
Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, başta Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla yayılan eylemler olmak üzere gündemdeki başlıkları Tele1 ekranlarında Zeynel Lüle’ye değerlendirdi.

Türkiye’nin dört bir yanında milyonların sokakları doldurduğu protestoların yalnızca İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla açıklanamayacağını kaydeden Okuyan, “Toplumda aslında 25 yıllık bir öfke var. Bu öfke zaman zaman çok güçlü şekilde Gezi’de olduğu gibi ve şimdi de daha küçük örneklerle kendisini açığa çıkarıyor. Dolayısıyla arka planı, öyküsü olan bir süreçle karşı karşıyayız” dedi.

‘AKP kendi tabanında da inançsızlık yaratıyor’

İktidarın toplumda büyüyen tepkiyi öngöremediğini kaydeden TKP Genel Sekreteri, AKP tabanındaki hoşnutsuzluğun da etkili olduğunu vurguladı:

“AKP’nin kendi tabanında ciddi bir inançsızlık ve heyecansızlık var. Bunun temel nedeni de hayat pahalılığı. AKP’ye oy veren milyonlarca kişi yoksul ve daha da yoksullaştı. Henüz kopmuyorlar ama eriyorlar.

O zaman söylediğimizde eleştirildik. AKP Suriye’de tırnak içerisinde kazandı değil mi? Yıllarca mücadele ettikleri Esad rejimini düşürdüler. Toplumda bir heyecan yaratabildiler mi? Bugün AKP’nin tabanında hiçbir heyecan yok. Kendi kadroları yazmaya başladılar. Sessizlikten şikayet etmeye başladılar.

Ve bu kırılma ağırlıklı olarak depremde başladı. Yani depremin Türkiye’de yarattığı toplumsal, ideolojik, siyasi kırılma hafife alınamaz.

Ortada bir yönetim yok. Yönetme becerisi olsa önlem alırlar. Ekonomi bürokrasisinin buna Mehmet Şimşek dahil, bu hamlelerden haberi yok belli ki. Normalde daha önceden atılabilecek bazı adımlar sonradan atılmış. Geç kalmışlar. E bu arada da yine halkımız yoksullaştı.

Bu iktidarı ciddiye almak lazım. Direnmek lazım, boyun eğmemek lazım. Anayasal haklarını kullanmalıdır yurttaşlarımız. Ama bunu yaparken yandık bittik kül olduk denmemeli. Umudu çoğaltmalı.”

Okuyan, AKP’nin uzun süredir bir yönetme krizi olduğunu belirterek “Son 10 güne baktığımızda gerçekten yönetemediklerini görüyoruz. Türkiye’nin en büyük kentinin belediye başkanını tutuklamak büyük bir hamledir, ancak ortada bir plan dâhilinde yürüyen bir süreç yok. Yargı kararlarında ve toplumsal olaylara müdahalelerde büyük bir tutarsızlık var. AKP, baskıcı adımlarını gücünü artırdığı için değil, zayıfladığı için atıyor” diye konuştu.

‘Gerçek sorunlar ortaya çıktığında alanda yan yana gelinir’

“TKP’nin yol haritası ne olacak” sorusuna yanıt veren Kemal Okuyan, öncelikle “neden muhalafeti desteklemiyorsunuz” diyenlerin eleştirilerine değindi.

“Cumhuriyet Halk Partisi’ni destekleyen bir parti değiliz. İttifak yapan da bir parti değiliz. O zaman hep soru sorulurdu ‘birlik nasıl olacak’ diye. Diyorduk ki gerçek sorunlar ortaya çıktığında zaten alanda, okulda, fabrikada, sokakta bir araya gelinir ve orada kimse kimse siyasi görüşünü falan da sormaz.

Bu son protestolarda çok farklı siyasi partiler ya da farklı ideolojik yönelimleri olan kişiler yan yana geldiler. Doğrusu budur. Öbürü yapay bir şeydir. Biz yine aynı noktadayız. Biz yine Cumhuriyet Halk Partisi’ni desteklemeyeceğiz. Farklı bir bakış açımız var. Mesela İmamoğlu’nu çok sert eleştiren bir partiyiz ama bu başka bir şey. Şu andaki karşı çıkışımız tamamen bizim genel genel oy hakkıyla, insanların seçme ve seçilme hakkına sahip çıkmakla ilgili. Çünkü bu çok temel bir insan hakkıdır. Ya insanlık bunun için çok büyük mücadeleler verdi, bedeller ödedi. Biz bunu öyle kolay kolay elden çıkaramayız.”

‘Erdoğan programsız yan yana gelişleri bir süre sonra alt ediyor’

Toplumda biriken enerjinin yitirilmemesi gerektiğinin altını çizen TKP Genel Sekreteri, bunun ancak bir program çerçevesinde yürütülecek siyasetle mümkün olduğunu söyledi:

“Haksızlığa karşı halkımız ayağa kalktı. Ayağa kalkarken yoksulluktan kaynaklı tepkiler de ortaya çıktı. Bundan sonrası bir buraya bir program lazım. Çünkü Erdoğan ve AKP programsız yan yana gelişleri bir süre sonra alt ediyor.

Çünkü oradan da heyecan çıkmıyor. İki gidersiniz, üç gidersiniz bir mitinge. Kürsüyü dinlersiniz. Biri çıkış yolu göstermez. Geriye düşersiniz. Şimdi Erdoğan bekliyor. Biraz durulsun birtakım hamleler yapacak. Bu

Burada artık yoksulluğun nedenlerini ortaya koyan bir program gerekiyor. Şimdi bu düzeni sorgulamadan bu kadar öfkeli, umutsuz, geleceksiz bırakıldığı için kızgın olan gençlik ne yapacak? Siyasetten soğurlar çözümü göremezlerse. Şimdi biz bunu yapmaya çalışıyoruz TKP olarak. Bu düzenin temellerinin sorgulanması gerekiyor.”

Eylemler sırasında toplumda TKP’ye olan ilgini arttığını aktaran Kemal Okuyan, “Çok büyük ilgi yarattık. Eminim başka siyasi partilere bir yönelim de olur. Ama biz beklediğimizin ötesinde bir ilgi ve teveccühle karşılaştık. Güven verdiğimizi düşünüyorum. Güven neyle verilir? Yalnızca disiplinli olmakla değil. TKP bir süredir söylediği şeylerin sahada doğrulandığını görüyor. E bunu başkaları da görüyor. Biz bu doğrultuda devam edeceğiz. Büyük bir olgunlukla ve akıntıya kaptırmayacağız kendimizi” diye konuştu.

‘AKP erken seçim baskısı yaşayacak’

CHP, İmamoğlu’nun tutuklanamsının ardından erken seçim talebini daha sık dile getirmeye başladı. “Protestolar bir erken seçime dönüşür mü” sorusu yöneltilen Kemal Okuyan, “Dönüşebilir. İktidar bloğunda da ufak ufak ‘erken seçime gitmek gerekir’ diyenler başladı. Seçim tek başına çözüm olur mu? Bu ayrı bir tartışma ama ‘hükümet istifa’ sloganı atılan bir ülkede devrimci bir durum yokken bir seçimin gündeme gelmesi doğaldır. CHP’nin söyleminden bağımsız olarak AKP’nin seçim baskısını yaşayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

‘Dış destekle ortaya çıkabilecek hiçbir şey aydınlık olmaz’

Dış politikadaki gelişmeleri değerlendiren Kemal Okuyan, AKP’nin, rekabet ve kavga dolu uluslararası ortamda yürüttüğü pazarlıkların olası tehlikelerine dikkat çekti. Türkiye’nin uluslararası rekabet ortamında zayıf bir ekonomi ve bölünmüş bir toplumla yer almaya çalışmasının büyük risk taşıdığını söylen Okuyan, Türkiye’nin geleceğinin dış desteklerle değil, halkın kendi iradesiyle şekillenmesi gerektiğini vurguladı:

“Türkiye zayıf bir ekonomiyle, halkını büyük ölçüde karşısına almış bir iktidarla ve çok önemli fay hatlarıyla, ‘ben büyük gücüm, burada rekabet edeceğim’ diye buraya dalıyor. Emperyalist dünyanın alanına girip orada rekabete girdiğiniz andan itibaren kendi ülkenize müdahaleleri beklersiniz. İngiltere yapmaya başladı bu müdahaleleri, yapıyorlar.

Türkiye’nin önü açılacaksa Türkiye’ye dönük dış müdahalelere karşı açılacaktır. Bu kadar net söyleyeyim. Yani bu halk kendi Türkiye’sini kendisi yaratmalıdır. Aydınlık bir Türkiye’yi bu halk kendisi yaratmalıdır. Dış destekle ortaya çıkabilecek hiçbir şey aydınlık olmaz.”

Son günlerde CHP yönetiminin NATO ile ilgili olumlu açıklamalarına da değinen Okuyan, “İnsanlar meydanlarda bağımsızlığı ve milli mücadeleyi temsil eden Mustafa Kemal ve Türk bayrağıyla yürürken, CHP’nin ‘Biz NATO’ya bağlıyız, ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz’ demesi ne anlama gelir? Halk NATO’ya ve emperyalist güçlere sempatiyle bakmıyor. CHP’nin böyle bir çizgiye kayması kabul edilemez” diye belirtti.

’23 yıl daha kaybetmeyelim’

Son olarak Türkiye Komünist Partisi’nin tarihsel sorumluluğuna değinen Okuyan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz Türkiye toplumunun  bağımsız ve devrimci bir çizgide hareket etmesi için üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Biz Türkiye Komünist Partisiyiz. Kapatıp başka bir partinin içine girmeyi tercih etmeyeceğimize göre bir tarihsel sorumluluğumuz var. Bize kızanlara anlayış gösteriyoruz bazen. 23 yıldır bıktılar bu iktidardan. Bıktılar ve dolayısıyla çabuk çözüm arıyorlar. Ama biz de onlara şu uyarıyı yapıyoruz. Bu çabuk çözüm arayışlarında ne olur? Bir 23 yılınızı daha kaybettirecek işlerin peşine takılmayın.”

Exit mobile version