Bu gazete, ” insan haklarına saygılı, çağdaş, laik cumhuriyete bağlı, daha demokratik, daha gelişmiş bir ülke özemi içinde olan herkese ait. Tarafız evet! Doğruya, haklıya tarafız. İnsanın yaşama, çalışma, barınma, sağlık, eğitim hakkına tarafız. Barışa tarafız.” diyerek, bundan tam 21 yıl önce yola çıkmıştı.
Gazetemizi çıkardığımız yıllarda yaptığımız haberlerle; ( örneğin Tuzla Tersanelerindeki ölümler; işçilerinin çalışma ve barınma koşulları, Tuzla Orhanlı’da bulunan zehirli variller, Tuzla biyolojik Arıtma tesisinin yaydığı koku ve çevreye verdiği zarar, örneğin Cumhuriyet Çıkmazı Sokağı ve Parkı, Karaağıl Devlet Ormanı’nın hatırlı kişilere tapulanıp gasp edilmeye çalışılması, örneğin Tuzla’da yeni evlenen çiftlere belediye tarafından dağıtılan Şer’i Aile İlmihali kitabı, Belediye Başkanı Mehmet Demirci’nin SSK primlerini belediye kasasından ödetmesi, örneğin Kadir Topbaş’ın kuzenlerinin dere yatağında ve kaçak çiftliği, vb. Orhanlı, Akfırat belde ve Tuzla Belediyeleri hakkında yaptığımız yolsuzluk haberleriyle….) bu ilkelere sadık kaldığımıza Tuzla halkı da, ülke çapında bizi izleyenler de tanıklık etmişti.
Haberlerimiz bir yandan ödüllere layık görülürken, bir çok politikacının da canını sıkmıştı tabi. Canı sıkılanların kimi sinirlerine hakim olamamış, gazetemizi mühürletip; davalar açıp, cami önlerinde dağıttırdıkları bildirilerle bizi hedef göstermiş; kimileri de tehdit, hakaret ve azgınca saldırılardan medet ummuştu.
Kısacası çok badireler atlatmış; ama eğilip bükülmemiştik. Doğruları dümdüz söylemekten, Tuzla’nın ve Tuzlalıların ‘fedaisi’ olmaktan bizi hiçbir şey alıkoyamamıştı.
Çağdaş Tuzla gazetesi yayınlandığı yıllarda yaptığı habercilikle Tuzlanın sınırlarının çok ötesine geçti, haberleri ulusal basında yer aldı. Ülkemizin saygın köşe yazarları, gazetecileri haberlerimizden ve bizden bahsetti. Haberlerimiz TBMM’de defalarca soru önergelerine konu oldu. Kısacası Türkiye çapında ses getirdi, gündem belirledi, basın ödülleri kazandı.
10 yıllık ‘zorunlu’ bir aradan sonra; önce dijital, sonrasında ise özel günlerde (1 Mayıs, 15–16
Haziran, 1 Eylül, 29 Ekim, vb.) basılı gazete çıkarıp, kaldığımız yerden aynı ilkelere ve gazetecilik anlayışına
bağlı olarak, yayınlarımızı sürdüreceğiz.
Yine, omurgalı bir yayın politikası izleyecek ve ayrımsız doğruları, sadece doğruları söyleyeceğiz. Herkesin her şeyden haberi olsun diye…
Haberlerimiz ulusal basında
Gazeteci Sedat Bozkurt, TURÇEV’in geleneksel Yeşil Küre ödülünü, Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Halil Özen’e verirken. 28.04.2010