Ali Doğan / Tersane İşçisi
Uzun yıllar tersanelerde işçi olarak çalıştım. Tersanelerde kuralsızlığın hüküm sürdüğü, iş kazaları ve cinayetlerinin katliam haline dönüştüğü 2000’li yılların ikinci yarısında bu duruma dur demek; bir şeyler yapmak, sesimizi duyurmak için tersane işçileri olarak Baret isminde bir gazete çıkarmaya başladık. Ve sendikal örgütlenme arayışlarına giriştik.
Ama kamuoyunun dikkatini tersanelere bir türlü çekemiyorduk. Uğraşıyorduk, didiniyorduk ama bir türlü olmuyordu. Sesimizi bir türlü yeteri kadar duyuramıyorduk.
Tersane işçileri memleketlerinden gelip kömürlükten bozma odalarda insanlık dışı koşullarda 15-20 kişi birlikte bekar evlerinde kalıyorlardı.
Her gün bir tersanede işçiler ölüyor, ya da yaralanıyordu. Kazasız tek bir gün geçmiyordu.Patronlar kar hırsıyla hiçbir önlem almıyorlardı.
İşte tam böylesi bir dönemde Evrensel gazetesinden Ercan Karakaya, Milliyet gazetesinden Gökhan Karakaş, Sabah gazetesinden Umur Talu ve Sadık Güleç, Takvim gazetesinden Hicran (Aygün) abla, Çağdaş Tuzla gazetesinden Halil (Özen) abi ve Hülya (Özen) abla biz tersane işçilerinin çığlığını memleketin gündemine taşıdılar. Hem de öyle bir taşıdılar ki; o güne kadar olan bitene sessiz kalan, görmezden gelen TBMM’deki siyasiler bile bu sorunla ilgilenmek zorunda kaldılar. TBMM’de araştırma komisyonu kuruldu. Ve Tersanelere bir çeki düzen vermek için harekete geçtiler.
Halatlarla denizden çıkarılan ve cenazesine köpeklerin saldırdığı tersane işçisinin haberini yapan gazeteciydi Hicran abla. Pek çok haber ve yazı dizisi yaptı Tuzla tersaneleri üzerine. Hicran abla cesurdu, gözü kara idi, inandığı haberin arkasında sonuna kadar dururdu. Tehditler, korkutmalar işe yaramazdı.
Tuzla’ya ilişkin yaptığı haberlerin içinde sadece tersaneler yoktu, Akfırat ve Orhanlı Belediyelerinde yapılan yolsuzluklar da vardı. Onların da üzerine gitti. Hiç yılmadı. Pes etmedi. Kimseye eyvallah etmedi. Şimdi tersanelerde birazcık da olsa çalışma düzeni varsa, Hicran ablanın katkısı önemlidir.
Güle güle tersane işçilerinin dostu ve ablası Hicran Aygün, seni unutmayacağız. Bizim mücadele tarihimizde adın yerini alacak ve hep saygıyla, sevgiyle anılacak.
Ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyorum.
Çağdaş Tuzla gazetesi arşivinden
Zeki Tural / Emekli Tersane İşçisi
Acı haber tez ulaşır.
2000’li yıllarda, Tuzla tersane havzalarında toplu iş cinayetlerinin yaşandığı bir dönemde tanışmıştık. İşçi ölümlerinin gerçekleştiği bir tersane önünde de röportaj yapmıştık, Hicran yoldaşla.
Havzada, bir taraftan sendikal örgütlenme mücadelesi sürüyordu. Bir taraftan da, işçilerin emekçilerin sesi BARET gazetesi, kuralsız çalıştırma koşullarına ve iş cinayetlerine karşı sesimizi duyurmaya çalışıyordu.
Tüm tersanelerde işçilerin oluşturduğu işçi komitelerinin o döneme ve diğer işçi dostlarına örnek olacak çalışmaları, tarih sayfalarında önemli bir yer alacaktır. Bugün açısından da rehber olmaya devam ediyor. Bunları konuşmuştuk Hicran yoldaşla
Genelinde Tuzla halkının özelinde biz Tersane işçilerinin bu haklı mücadelesinde gözümüz, kulağımız, çığlığımız olmuştu. Hiç bir kaygı gütmemiş; kendisine yönelik saldırılara ve hakkında işverenlerin açtıkları davalara aldırış etmemişti.
Bizlerin, sermayenin sömürü düzenine karşı verdiği bu mücadelede yanımızda olan Hicran yoldaş için matem tutmayacağız. Onu işçi sınıfının dostu ve doğrunun peşinde olan gerçek bir gazeteci olarak hatırlayıp, anacağız.
Her toprağa düşenimiz bizi çelikten bilek yapacak.
İşçiler birleşecek sermayenin hain oyunları bitecek