CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

Hasan Ulvi Zengin / CHP Tuzla İlçe Başkanı

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde Hasan Fehmi Bey’den Uğur Mumcu’ya, Sebahattin Ali’den Abdi İpekçi’ye, Hrant Dink’e kalemi kırılan tüm gazetecileri saygıyla anıyor, tüm baskı ve sindirmelere rağmen görevini layıkıyla yapmaya devam eden, bu zor şartlarda kalemini halk için, toplumu doğru bilgilendirmek için, gerçekleri duyurmak için kullanan basın emekçilerimizin,  gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum

Basının, toplumun bilincini artırmak, kamuoyu oluşturmak, kamuoyunun bilgilendirilmesini sağlamak ve gerçekleri araştırmak gibi çok önemli görevleri vardır. Toplumun gelişmişlik düzeylerini belirleyen farklı kriterleri bulunmaktadır, bu kriterler arasında basının tarafsız, ilkeli ve özgür olabilmesi olmazsa olmazlardandır.

Demokrasinin geliştirilmesinin en önemli unsurlarından biri düşünce ve ifade özgürlüğüdür. Halkın doğru haber almasını sağlayan, kamuoyunun vicdanı olan, gerçeklere ayna tutan medya ne kadar özgürse, o ülkenin demokrasisi de o kadar güçlüdür.

Ancak Türkiye’de böyle bir tablodan söz etmek mümkün değildir. Binlerce gazetecinin işsiz olduğu ülkemizde medyanın, baskı ve sansürü, tehdit ve hedef göstermeyi en ağır yaşadığı karanlık bir dönemden geçmeye devam ediyoruz ve her geçen gün şartlar daha ağırlaşmaktadır.

Havuz medyaları oluşturularak, iktidar eliyle gerçeklere karatma uygulanmakta, halkın haber alma özgürlüğü engellenmekte, doğruları duyurmaya çalışan gazetelere ise ağır sansürler uygulanmaktadır.

Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde her geçen sene daha gerilere gitmektedir.

Gazeteciler İletişim Başkanlığı, Basın İlan Kurumu, RTÜK ve yargı baskısı altında mesleklerini yapmak zorunda bırakıldı. Türkiye’de gazetecilerin en fazla tekrarladığı cümle maalesef “gazetecilik suç değildir” oldu.

İletişim Başkanlığı, muhalif olduğu için gazetecilere basın kartlarını vermedi. Gazeteciler basın kartlarını mahkeme kararıyla alabildi.

Basın İlan Kurumu, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen resmi ilanları basını dizayn araca olarak kullandı. İktidara yakın medyaya resmi ilanlar yağarken, muhalif medyaya zırnık koklatmadı.

İktidarın sopası RTÜK yine muhalif basın yayın organlarını hedef alarak, ekran karartma ve para cezaları dâhil ağır yaptırımlar uyguladı. İktidarı ve iktidarın politikalarını hedef alan en küçük bir eleştiri RTÜK’ün radarına takıldı.

İletişim Başkanlığı, RTÜK ve Basın İlan Kurumu’ndan sonra “bağımsız” yargı da basını susturmak için iktidarın sopası haline geldi.

İktidara yönelik en küçük bir eleştirel habere önce yayın yasağı, sonra tutuklama uygulanmaya başlandı.

Temel hak ve özgürlüklerin en önemlilerinden biri olan sendikal hakların önüne bariyer konulurken, AKP İktidarı döneminde itibar kaybeden, erozyona uğrayan gazetecilikle birlikte medya sektöründeki maaşlar da etkilendi. Meslekte yıllarını deviren kıdemli muhabirler asgari ücret ya da çok az üstünde maaşlarla hayatını idame etmek zorunda bırakıldı. Medya, yayıncılık ve matbaa işkollarında asgari ücret normal ücret halini alırken, basın emekçileri, ellerine geçen üç kuruş parayla açlık sınırında yaşamaya mahkûm edildi.

Bu karamsar tabloya rağmen, toplumun doğru bilgilendirilmesi, aydınlatılması gibi kutsal bir görevi yerine getiren gerek yerel gerek ulusal, yazılı ve görsel basındaki basın emekçileri, mesleğinin onuru için, kamuoyuna haber ulaştırmak için gece gündüz emek harcamaktadır.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde Hasan Fehmi Bey’den Uğur Mumcu’ya, Sebahattin Ali’den Abdi İpekçi’ye, Hrant Dink’e kalemi kırılan tüm gazetecileri saygıyla anıyor, tüm baskı ve sindirmelere rağmen görevini layıkıyla yapmaya devam eden, bu zor şartlarda kalemini halk için, toplumu doğru bilgilendirmek için, gerçekleri duyurmak için kullanan basın emekçilerimizin,  gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum

Exit mobile version