CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

Açık bir savaş ilanı gibi duruyor ortalıkta olup bitenler. Ya biz susacağız, olan bitene sessiz kalacağız ya da bütün gücümüzde örgütlü bir şekilde itiraz etmeye devam edeceğiz. Ya onlar kazanacak ya da bizim aydınlık Türkiye idealimiz kazanacak. Biz sonuna kadar buralardayız, yazmaya, konuşmaya devam edeceğiz. Bir meydan okumaysa bu meydan okumayı kabul ettik ve biz de meydan okuyoruz; susmuyoruz, susmayacağız, vardık var olacağız.”

Yargıyı rejimin ayakta kalabilmesinin aracı olarak kullanan Saray rejiminin saldırıları son sürat sürüyor. Muhalif kesimlere yönelik artan baskıların son dalgası gazetemiz BirGün’e oldu. Önceki gece birgun.net Yayın Koordinatörleri Uğur Koç ve Berkant Gültekin ile birgun.net Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yaşar Gökdemir evlerinden alelacele gözaltına alındı.

Gözaltı gerekçesi, yandaş Sabah Gazetesi Abdurrahman Şimşek’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i makam odasında ziyaret etmesinin haberleştirilmesi olarak gösterildi. Söz konusu ziyaretin ilk olarak Sabah gazetesi tarafından haberleştirilmesine rağmen gözaltına alınan Koç, Gültekin ve Gökdemir “Terörle Mücadelede Görev Almış Kişileri Hedef Gösterme” suçlamasıyla alıkonuldu.

Gözaltına alınan 3 isim geceyi, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesi’nde geçirirken ‘gelen talimat’ üzerine uzunca bir süre avukatlarıyla ve aileleriyle görüştürülmedi.

Dün sabah saatlerinde emniyetteki ifade işlemleri tamamlanan Uğur Koç, Berkant Gültekin ve Yaşar Gökdemir, sağlık kontrollerinin ardından Çağlayan Adliyesi’ne savcılığa çıkarıldılar.

İfadelerde haberde bir suç unsuru olmadığını, kimseyi hedef göstermediklerini vurgulayan çalışma arkadaşlarımız, aynı haberin Sabah gazetesi tarafından yapıldığına da dikkat çektiler. Adliyedeki ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından Berkant Gültekin savcılık kararıyla serbest kalırken Uğur Koç ve Yaşar Gökdemir hakkında yurtdışı yasağı ve haftada bir imza şartı verilerek serbest kaldılar.

İfade işlemleri sürerken Adliye önünde de yüzlerce yurttaş toplandı. Adliye önünde toplanan basın meslek örgütleri, sendikalar, siyasi parti temsilcileri de gözaltına alınan çalışma arkadaşlarımız için dayanışma mesajı verdi.

Basın açıklamasına  CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, TİP, TKP, TKH, ile CHP ve DEM Partili milletvekilleri ve çok sayıda SOL Partili katıldı. Siyasi partilerin yanı sıra Birleşik Metal İş Sendikası, Türkiye Gazeteciler Sendikası, KESK gibi meslek örgütlerinin temsilcileri ve BirGün okurları da Adliye önündeki açıklamaya destek verdi.

Gözaltının ardından ilk açıklamayı yapan BirGün Yayın Koordinatörü Yaşar Aydın, “Bütün muhalefeti susturmanın ilk yöntemi, basın üzerinde sert müdahale. Biz, buna teslim olmayacak, doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye devam edeceğiz” dedi.

ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ KESİNTİSİZ SÜRECEK

Açık kaynak üzerinden yapılan bir haber gerekçe gösterilerek çalışma arkadaşlarımızın gözaltına alındığına dikkat çeken Aydın, “Bu bir siyasi operasyonun parçasıdır” dedi.

“Eşitlik, adalet için mücadele edenlerin sesi soluğu kısılamayacak” diyen Aydın, “Örgütlü bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Aydın’ın konuşması sürerken alanda sık sık, “BirGün gazetesi yalnız değildir” ,”Özgür basın susturulamaz”, “BirGün halktır susturulamaz” sloganları atıldı.

Aydın, konuşmasının devamında, şu ifadeleri kullandı:

“Her haftasonu ya da haftabaşı farklı operasyonlar gerekçesiyle buraya gelir olduk. Bildik bir senaryo adım adım hayata geçiriliyor. İçeride 3 arkadaşımız şu anda sorguda. Dün gece evlerinden alındılar. Hikâye çok bilindik, yandaş bir gazete ya da bir troll önce bir sosyal medya paylaşımı yapar sonra bir savcılık hareket geçer. Sonra ifadeye çağrılmak yerine gece operasyon yapar gibi gözaltına alır.

Biz burada ne gazetecilik etiği açısından ne habercilik açısından ne de yargı üzerinden bir değerlendirme yapamayız. Açık bir kaynaktan alınan bilgi internet gazetemiz tarafından haberleştirilmiştir. Benzer haberler farklı yerlerde yayınlanmıştır. Ne kadar tanıdık değil mi? Ama ne hikmetse bu haber BirGün’de yayınlandı diye 3 arkadaşımız gözaltında şu an ve bunu da terörle ilişkilendirmeye çalıştılar, hep yaptıkları gibi.

Bu bir siyasi operasyonun parçası. Bu siyasi operasyonun adı da adım adım otoriterleşme. Türkiye’yi karanlık bir tünele sokmaya çalışıyorlar. Kimsenin hakkını arayamadığı bir Türkiye olsun istiyorlar.

BU TOPRAKLAR ÇOK PADİŞAH, KRAL, SAVCI, HAKİM GÖRDÜ

Kuşkusuz BirGün Gazetesi’nin bu baskıdan kendini kurtarması mümkün değil. Biz kurulduğumuz günden beri AKP’nin Türkiye’yi adım adım otoriter islamcı bir devlet haline getirmesine karşı mücadele edenlerin sesi olmaya çalıştık.

Bu topraklar çok padişah, kral, savcı, hakim gördü. Şu anda hiçbirinin ismi hatırlanmıyor. Ama bu şahlara, krallara, yargıçlara direnenlerin ismi tek tek hafızalarımızda. Bundan sonra da böyle olmaya devam edecek. Eşitlik için mücadele edenlerin sesi kısılamayacak.

BİZ DE MEYDAN OKUYORUZ, YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Açık bir savaş ilanı gibi duruyor ortalıkta olup bitenler. Ya biz susacağız, olan bitene sessiz kalacağız ya da bütün gücümüzde örgütlü bir şekilde itiraz etmeye devam edeceğiz. Ya onlar kazanacak ya da bizim aydınlık Türkiye idealimiz kazanacak. Biz sonuna kadar buralardayız, yazmaya, konuşmaya devam edeceğiz. Bir meydan okumaysa bu meydan okumayı kabul ettik ve biz de meydan okuyoruz; susmuyoruz, susmayacağız, vardık var olacağız.”

KORKU EŞİĞİ AŞILIR, ZORBA REJİMLER YIKILIR

Adliye önünde SOL Parti Sözcüsü Önder İşleyen de BirGün yöneticilerinin gözaltına alınmasına ilişkin konuştu. İşleyen, “İktidar toplumsal muhalefete dönük sınırsız bir baskı dönemine girdi. Herkesi susturarak rejimi devam ettirecek bir yol arıyorlar. Ama bu korku eşikleri aşılır, zorba rejimler yıkılır. Bu ülkenin yurtsever, ilerici tüm insanları olarak tüm dünyaya hep birlikte zorba rejimlerin nasıl yıkıldığının yeni deneyimini yaşatacağız. Haksızlıklara karşı asla teslim olmadık bugün de olmayacağız. Sonunda kazanan da biz olacağız” ifadelerine yer verdi.

∗∗

BİRGÜN DÖRT BİR YANDA SOKAKTA

BirGün çalışanlarının gözaltına alınması ülkenin birçok noktasında da protesto edildi. BirGün Okur İnisiyatifi’nin çağrısıyla yurttaşlar Ankara, Denizli, Uşak, Bursa, İzmir, Eskişehir ve Kocaeli başta olmak üzere birçok kentte eylemler gerçekleştirdi.

Ortak yapılan açıklamalarda “İktidar gerçekleri yazan gazetecileri cezalandırıyor” ifadesine yer verildi.

“Her gün çok sayıda arkadaşımızın yaptığı gibi çağrılsalar ifadeye gidebilecekken evlerinden gözaltına alınmaları tercih edildi” denilen açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

“Biliyoruz ki bu yaşananlar; en ufak bir sese dahi tahammül edemeyen, tüm muhalefet kesimlerini sindirmek isteyen, ülkede korku iklimini hâkim kılmaya çalışan rejimin, yargı aracılığıyla basın ve toplum üzerinde de kurmak istediği korku ikliminin son örneğidir.  Bir kez daha ifade ediyoruz ki habere konu olan ‘ziyaret’ ilk olarak Sabah Gazetesi başta olmak üzere başka mecralarda yayımlandı. Üstelik de ‘Terörün korkulu rüyası’ ibaresiyle yayımladı. Onların haberine atıfla internet sitemize alınan haber gerekçe gösterilerek birgun.net yöneticisi arkadaşlarımız özelinde başlatılan bu operasyonla amaçlananın ne olduğunu çok iyi biliyoruz.

Ankara

‘‘GAZETECİLER CEZALANDIRIYOR’’

Yaşananları yargı ve gazetecilik ilkeleri açısından değerlendirmek, anlatmaya yetmez. Bu yaşananlar, toplumsal muhalefetin sesini kesmeye yönelik siyasi bir operasyondur. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in ‘Türkiye’de olumlu olaylar yokmuş gibi algı yaratılıyor. Sadece olumsuz haberler yapıyor’ dediği gün arkadaşlarımız gözaltına alınması asla tesadüf değildir. İktidar dört koldan istemediği haberleri, gerçekleri yazan gazetecileri ve halkı cezalandırıyor.

Denizli

‘‘BİRGÜN GERÇEKLERİ YAZMAYA DEVAM EDECEK’’

Bugün burada bu hesabın çarşıya uymayacağını haykırıyoruz. Biliyoruz ki bu karanlık halkın birleşik mücadelesiyle elbet son bulacak. Biz kurulduğumuz ilk günden beri halkın desteğiyle ayakta durduk. AKP’li yıllarda doğmuş gibi bir gazete olarak defalarca çalışanlarımız gözaltına alındı, tutuklandı, hapis cezalarına çarptırıldı. Defalarca iktidarın yargısı tarafından baskılara maruz kaldı.

Bir kez daha söylüyoruz: Gün be gün soruşturmalarla, para cezalarıyla, çeşitli baskı aparatlarıyla hedef aldıkları BirGün gerçekleri yazmaya devam edecek. BirGün susmaz, susturamazsınız”

Eskişehir

EYLEMLER BUGÜN DE SÜRECEK

Öte yandan eylemler bugün de devam edecek. BirGün Okur İnisiyatifi saat 12.30’da Balıkesir Burhaniye Meydanı’na çağrı yaparken Trabzon’da da Meydan Parkı önünden Gazeteciler Cemiyeti önüne bir yürüyüş gerçekleştirilecek. Edirne’de de saat 13.00’da Saraçlar Caddesi’ne buluşma çağrısı yapıldı.

Uşak

∗∗

GERÇEKLERİ ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ

BirGün’e destek amacıyla adliye önüne birçok gazeteci de destek ziyaretinde bulundu. İktidarın basın üzerindeki baskı politikalarına dikkat çeken gazeteciler, bu politikalara karşı birlikte mücadele etmenin önemine değindi.

BirGün’e konuşan gazetecilerden bazıları şu ifadeleri kullandı:

Timur Soykan: Artık aklın mantığın kalmadığı, adaletin kalmadığı, hukukun ayaklar altına alındığı ve özgür basının her türden baskıyla susturulmaya çalışıldığı bir dönemdeyiz. Sistem şöyle işliyor, bu halk, bu koskocaman adliyeleri inşa ettiriyor, oralarda adalet için binlerce insana maaş ödüyor, ki kendilerine adalet ulaşsın. Ama o sistemde belli kısımları ele geçirenler, toplumu adaletsizliğe boğmak için, onların haber alma hakkını yok etmek için çalışıyor. Gazetecilerin bu ülkedeki gerçekleri yazmasını engellemek istiyorlar. Ne gazeteciler ne de BirGün susacak. Halka gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz.

Bahadır Özgür: Bu baskılar esasında gazeteci arkadaşlarımızı susturacak baskılar değil, toplumun söz söyleme ve düşünme özgürlüğüne bir darbedir. Kaldı ki BirGün’deki arkadaşlarımızın savcılığa çıkartılma sebebi de gerçekten komik. Türkiye’yi zaten 2025’te bir sert iklim bekliyordu, bu görülüyordu ve şu anda da iktidar bu ajandasını uyguluyor. Sertleşmeye de devam edecek. Gezi davalarının yeniden açılması gazetecilere yönelik baskılar, siyasilere açılan davalar. Bunları ayrı görmemek lazım. Tüm bunlar aynı tablonun parçası olduğu için de bu baskılara topyekûn karşı durmak lazım.

Hakan Çelenk: Bir yargı mensubuna yapılan ziyareti haberleştirmek, hatta başka bir gazetenin yaptığı haberi alıntılamak suç kabul edildi. İş çığırından çıkıyor artık. İktidar adeta ‘şunu yaz, bunu söyle’ diyerek dayatıyor. BirGün’ün tüm zor koşullara rağmen çalışma ve bu işi sürdürme azmi bende her zaman hayranlık uyandırmıştır. BirGün kurulurken ‘Arkadaşlar sürdüremezsiniz bu kadar baskının içinde’ derdik. BirGün’ün bunca yıldır bu kadar baskıya rağmen yılmadan yazmaya devam etmesi ve ulaştığı seviye, bana bu ülkenin aydınlık günleri için umut vermiştir hep.

Şule Aydın: Türkiyedeki bütün hâkimler ve savcılar, Sabah gazetesinin tek bir emrini hemen yerine getiriyorlar.  Bu bir savaş ilanı, biz buradayız. Berkantlar çıkar, yarın biz alınırız. Ama soru şu, bugün bu adliyenin içindeki hâkim ve savcılar Sabah gazetesinin içinden verilen talimatları yerine getirmeye devam mı edecek? BirGün bugüne kadar halk için yapılan her şeyde, her yerde yanı başındaydı. Herkes her bedeli ödemeyi göze alarak halkın yanındaydı. Nerede hak gaspı var, eylem var, BirGün oradaydı. Bugün de BirGün okurlarının yapacağı tek şey var, BirGün’ün yanı başında omuz omuza olmak.

Murat Ağırel: Her hafta burada bir arkadaşımızın nöbetini tutmaya başladık. Kamuya açık paylaşılan bir fotoğrafın yapılmış haberini kendi gazetesinde yayımlamanın terör örgütlerine hedef göstermek suçunu teşkil etmesi saçmalığı ancak bizim ülkemizde olurdu nitekim oldu da. ‘Kral çıplak’ diyen gazeteleri hedef alıp susturmaya çalışıyorlar. Bunu en iyi yapan gazetelerden birisi de BirGün Gazetesi. BirGün susarsa halk susar, bunu bildikleri için BirGün’ü susturmaya ve üstünde tahakküm kurmaya çalışıyorlar ama BirGün susmaz. BirGün’ü sevenler de susmaz. Bu karanlığın üstüne kararlılıkla gideceğiz.

Seda Selek: Herkes kendi kitlesine dönük bir şekilde gazetecilik yaparak halkın haber alma hakkına hizmet ediyor. Herkes Sabah gazetesi okuyup A Haber izlemiyor. Yaptığımız şey sadece gazetecilik. Ama ne zaman bir yanlışa yanlış desek, bir hak gaspını savunsak, bir hukuksuzluğu yazsak bu bir suç haline geliyor. Soruyorum, o halde biz işimizi nasıl ve ne şekilde yapabiliriz? Bu soruya cevap veremeyeceklerini biliyoruz. Yine de gerçeklerin peşinde soruları sormaya devam edeceğiz. BirGün de işini en hakkıyla yapan gazetecilerle dolu bir yer. Buradan daha da güçlenerek çıkacağına inanıyorum.

∗∗

DAYANIŞMA REJİMDEN GÜÇLÜDÜR

Koç, Gültekin ve Gökdemir’in alınması sonrası basın meslek örgütleri, sendikalar ve siyasi partiler de tepki gösterdi. Açıklamalarda mücadele çağrıları yükseltildi. Açıklamalar şöyle:

• SOL Parti: Ne yaparsanız yapın halkın gerçeklere ulaşması için yazan onurlu gazetecileri susturamayacaksınız. BirGün susmaz, teslim olmaz! Hukuksuzca gözaltına alınan gazeteci arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın.

• CHP Genel Başkanı Özgür Özel: İstanbul’daki seyyar giyotin, ortaya dökülen hukuksuzluklarını gizlemek için bir kez daha panikle gazetecileri hedef almıştır. Sabah gazetesinin zaten yayınladığı bir haberi BirGün’de yayınladıkları için gazeteciler Uğur Koç, Berkant Gültekin ve Yaşar Gökdemir’in gözaltına alınması, görülmemiş bir rezalettir. Buradan suç üretmeye çalışmak, suçluluğun telaşıdır.

• DEM Parti: Toplumsal barışın sağlanmasının bir gereği de gazetecilik faaliyetlerinin “suç” olarak görül-mediği bir ülke inşasıdır. Gazetecilere yönelik baskılar son bulmalı, gözaltındaki gazeteciler derhal ser-best bırakılmalıdır. Muhalif ve özgür basını susturamazsınız!

• Emek Partisi: Tek adam yönetimi bütün toplumsal güçleri susturmaya, sindirmeye ve teslim almaya çalışıyor. Bütün baskılara, yasaklamalara karşı gerçek gazetecilerin yanında durmaya, basın özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz.

• CHP Genel Bşk. Yrd. Özgür Karabat: AKP iktidarının bağımsız ve özgür haberciliğe olan tahammülsüzlüğü yeni bir eşiğe gelmiştir. Ne hukuk ne de akıl ve mantıkla izah edilemeyecek bu uygulamalara derhal son verin. BirGün gazetesi yalnız değildir.

• Kemal Kılıçdaroğlu: Uğur Koç, Berkant Gültekin ve Yaşar Gökdemir, korkutulamayacak ve satın alınamayacak gazetecilerdir. Korku iklimine teslim olmayacak kadar vatanseverdirler ve meslek ahlakına bağlıdırlar. Gözaltına alınmaları kabul edilemez. Kendilerine destek ve dayanışma duygularımı iletiyorum.

• DİSK Basın İş: Gazetecilik suç değildir. Bir ülkede basın özgür değilse o ülkede demokrasiden söz edilemez. Gözaltındaki gazeteciler derhal serbest bırakılmalıdır.

• Gazeteciler Sendikası: Soruşturma dahi açılmaması gereken bir haberden dolayı gece yarısı meslektaşlarımızı gözaltına aldırmakla bizi yıldıramayacaksınız.

• TGC: Gazetecilerin evinden ve iş yerinden gözaltına alınması uygulamaları kabul edilemez. Tüm gazeteciler işinin başında ve haberinin peşindedir. Usule uygun olarak adliyeye çağrılmaları yeterlidir. Halkın haber alma hakkı en üstün kamu yararıdır.

• İstanbul Barosu: Basın özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir ve gazetecilerin görevlerini bağımsız ve baskı olmaksızın yerine getirilebilmeleri esastır. Basın mensuplarımızın yanındayız.

• TMMOB: Halkın haber alma hakkı da gazetecilerin mesleğini yapması da engellenemez.

• Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar: İktidar, basın ve gazeteciler üzerindeki baskıları artıyor. Gazetecilik suç değildir. Basın özgür değilse o ülkede demokrasiden söz edilemez.

• KESK: Her türlü baskı, tehdit, ceza ve tutuklamaya rağmen gerçeğin peşinden giden, halkın haber alma hakkını savunan basın emekçilerinin yanında olacağız. Gözaltılar ve tutuklamalar derhal son bulmalı, saldırılara son verilmelidir!

• ÇGD: Bu hukuksuzluğa son verin. Gazetecilik suç değildir.

• İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı: Başsavcıya dokunan yanıyor! Gözaltılarla gazetecilik faaliyeti, yine ayaklar altına alınmıştır. Gözaltıların arka planı, gazetecilere ‘gözünün üzerinde kaş var’ demekle aynıdır.

∗∗

DÖRT KOLDAN SALDIRI

Gazetemize yönelik operasyonun yankıları sürerken Gazeteci Metin Cihan’ın X hesabına da Cumartesi günü itibariyle Türkiye’den erişim sağlanamıyor. Erişim engelinin ardından Cihan, Bluesky hesabından bir duyuru paylaştı ve takipçilerini platforma katılmaya davet etti.

Cihan’dan erişim engeline ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “X (Twitter) hesabım yasaklandı. Paylaşımlarım artık Türkiye’den görünmüyor. Hakkımda hiçbir mahkeme hükmü yok. Bu kararın hiçbir yasal dayanağı yok. Hükümet talep etti, X yerine getirdi. Sansür bu basitlikte işliyor. Peki neden?

Filistin’de katliam devam ederken ülkemizin İsrail’e askeri alan dahil her tür tedarikçiliğini belgelerle gösterdiğim için. İsrail ile işbirliğini açığa çıkardığım için. Haberlerimi sadece herkese açık resmi kaynaklara dayandırdım. Ticaret Bakanlığı verilerini paylaştım. Bakanlık bu ticareti sonradan itiraf etmek zorunda kaldı ve Erdoğan’ın yerel seçim yenilgisinde bu gerçeğin büyük etkisi oldu. Bu yüzden cezalandırılıyorum ve insanların haberlerime ulaşmasını engellemeye çalışıyorlar. Twitter, özellikle X adını aldıktan sonra, yani dünyanın her yerinde katliamcı ve baskıcı politikaları destekleyen bir zengin züppe tarafından satın alındıktan sonra, sansür sıradan bir uygulama haline geldi”

Öte yandan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye sosyal medyadan hakaret ettiği gerekçesiyle gözaltına alınan Astrolog Hilal Saraç tutuklandı. Saraç hakkında, Erdoğan ve Bahçeli’ye ‘alenen hakaret ettiği’ gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği de Gazeteci Aziz Köylüoğlu’nun, Türkiye’nin 27 Ocak’ta Ranya’ya dönük saldırısında katledildiğini açıkladı. Açıklamada, “Türkiye, SİHA saldırıları ile gazetecileri hedef alarak katletmeye devam ediyor. Bu saldırıları kabul etmiyor, herkesin bu saldırılara karşı ses çıkarmaya davet ediyoruz” ifadeleri yer aldı.

Exit mobile version