CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

Mülkiye, FKF, 68, DEV-GENÇ, THKP-C ve Türkiye sosyalist hareketinin enternasyonalist önder militanı, ‘Kurtuluş’ siyasi hareketinin Kaptanı İLHAMİ ARAS mücadelemizde yaşıyor!

Türkiye Halk Kurtuluş Partisi- Cephesi (THKP/C) ve Kurtuluş Hareketinin kurucularından Mahir Çayan ile Hüseyin Cevahir’in yoldaşlarından, 30 Nisan 2024 yılında kalp krizi sonucu hayatını kaybeden İlhami Aras’ı ölümünün 1. yılında Çağdaş Tuzla Gazetesi olarak saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz.

Mülkiye, FKF, 68, DEV-GENÇ, THKP-C ve Türkiye sosyalist hareketinin enternasyonalist önder militanı, Kurtuluş’un Kaptanı İLHAMİ ARAS mücadelemizde yaşıyor!

Aras’ın hayatı ve mücadelesi hakkında yol arkadaşları tarafından ölümünün 1. yılındc bir belgesel hazırlandı. Yayınlanan bu belgesel Kerem Fırtına tarafından seslendirilirken; Şair, yazar Sezai Sarıoğlu tarafından belgeselin metni mükemmel bir şekilde kaleme alındığı görüldü.

Aralarında Mustafa Yalçıner, Ertuğrul Kürkçü, Bülent Forta, Sebahat Tuncel, Kemal Kaçaroğlu, Mahir Sayın, Tayfun Mater, Erdoğan Aydın, Gönül Sevindir, Şadi Samer, İsmail Metin Ayçiçek, Meliha Yüksel, Hülya Osmanağaoğlu, Mustafa Refik Ünlü, Günay Kubilay Burhan Tanrıverdi gibi pek çok yoldaşı İlhami Aras hakkında ölümünün 1. yılında açıklamalarda bulundu.

12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Kurtuluş Örgütü tarafından Filistin’e gönderilen İlhami Aras’ın iki yıl kaldığı Filistin’de tuttuğu 80′-82′ yılları arasını anlatan “Filistin Günlükleri” isimli bir kitap kaleme almıştı..

İlhami Aras hakkında hazırlanan belgeselde; devrimci mücadele konusunda kararlı, işkencelerde dimdik, devrimci görevler konusunda duyarlı, mütevazı ve devrimciler arasındaki ilişkilerde ise uzlaşmacı, barışcı, kardeşliği savunan bir kişiliğe sahip olduğu vurgulandı.

Kerem Fırtına seslendirdiği belgeselde: “İlhami Aras, nam-ı diğer Kaptan, ömrünce mevzuyu ve mevziyi terketmeden yaşadı. Dik durarak, başı ve dili öne eğilmeden mübalağa cenk ederek yaşadı. Kurtuluş’un ‘İlkelerde savaş, devrimci kardeşlik’ sloganının temsilcisi olarak, bütün birlik çabaları akamete uğrasa da, her koşulda birlikteciliği dert ve ders eden bir siyasi özne olarak yaşadı.” diyerek, Aras’ın devrimci yaşamının özetini çok çarpıcı bir dille anlattığı görüldü.

İlhami Aras’ın yoldaşları da ölümünün 1. yılında konuştu.

Mustafa Kemal Kaçaroğlu:

“O, İşçi sınıfının ve ezilenlerin mücadelesinin en önünde yer almış bir proletarya savaşçısıydı. Devrimci kararlılığı, çevresine güven veren kişiliği, özveri ve dayanışmacılığıyla örnek bir devrimciydi. İlhami Aras, Türk Devrimci Hareketi’nde yol ayrımı yaşanan 71′ direnişinin önderlerindendir. Devrimci hareketin Kutup Yıldızları’ndan biridir” İlhami Aras, Deniz‘lerin, Mahir‘lerin ve Kaypakkaya‘ların önderliğinde Türkiye Devrimci hareketinde bir “yol ayrımı” yaratan 1971 direnişinin öncü müfrezesinde yer almış bir ihtilalcidir. Mahir’in, Cevahir‘in yoldaşıdır. Bizim için, 1971 direnişçileri de Marx‘ın Paris komünarları için söylediği gibi göğü fethetmeye çıkan kahramanlardır. İlhami de bu kahramanlar döneminin öncü savaşçılarındandı.” dedi.

******

Mahir Sayın:

THKP kurucularının 1970 yazında şehir gerillası birimleri örgütleme kararı verdikten sonra ilk üç timi oluşturup başına da İlhami’yi tayin etmeleriyle yoğunlaşmıştı. Oluşturulan ilk üç birimden birini İlhami, diğerini (Mustafa) Kaçaroğlu ve üçüncüsünü de ben yönetiyorduk.

İlhami’yle birlikte hapisten çıktığımızda ilk yaptığımız iki işten biri arkadaşlarımızın mezarlarını bulup yaptırmak, diğeri ise, THKO’nun devamı olarak faaliyet sürdüren Teslim Töre ve arkadaşlarını bulup, Türkiye solunda ayakta kalan ne var ise nasıl bir araya getireceğimizi konuşmak oldu…

İlhami, 12 Eylül sonrası, Filistin’den döndükten sonra bir operasyonla yakalandı. Ama polis yakalandıktan sonraki tarihlerde evini bulamadı. Zira, İlhami, 1980 öncesi ilk yakalandığımızdaki polis tavrını burada da sürdürmüş ve kalbini durdurup, ancak hastanede hayata döndürülmesine yol açacak kadar ağır işkencelere karşın “örgütün bu konuda polise bilgi vermeme kararı var; ben bu karara uymak zorundayım” deyip noktayı koymuştu. Birinci yakalandığımızda da ağır yaralanıp aylarca sağ tarafında felç ve hafıza kaybıyla yaşayacak bir durumda iken polis sorgusundaki ifadesi de bir cümle idi: “sanık sin kaf ederek ‘size verilecek ifadem yoktur’ dedi.”

******

Seyfi Öngider:

“Artık çok sevdiği arkadaşı, yoldaşı Mahir Çayan, Hüseyin Cevahir ve diğer yoldaşlarıyla buluştu. Onurlu yaşamı ve devrimci mücadeleye katkıları tarihimizde seçkin yerini alacak, bugünün ve yarının devrimcilerine yol göstermeye devam edecektir.”

İlhami Aras solun, sosyalistlerin birliği sorununu hep gündemde tutmaya çalıştı. Bunda samimiydi ancak gerçekleşmesi için uygun yol, yöntem, anlayış yaratılamayınca sosyalist hareket onlarca parti/örgüt/grup olarak bölünmeye devam etti ve ortaya çıkan muazzam bir devrimci enerji yeterince değerlendirilemedi

*****

Ertuğrul Kürkçü:

Kürkçü yurtdışından gönderdiği mesajda; Dev-Genç, Tip ayrılığı dönemini anlatıp, Aras’ın önderliğini övdü. “Hapisteyken İlhami Aras ve arkadaşları tarafından kendisinin hiç yalnız bırakılmadığını, pek çok konuya aynı bakış açısı içinde olduklarını ” vurguladı.

******

Bülent Forta: “İlhami Aras o yıllarda bizim de idollerimizden, kahramanlarımızdan biriydi. Biz daha gençtik. O’na hayranlık duyardık.” derken;

******

HDP eski milletvekillerinden Sebahat Tuncel: “Kurtuluş Hareketi’nin başlangıçtan bugüne kadar Kürt Sorunu konusundaki duyarlılığına” vurgu yaparak, bu duyarlılığı devrimci hareketler arasında savunan ve gelişmesini sağlayan İlhami Aras’ı “birlikte ortak mücadele ederek, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da ülkemizde hem demokrasi sorununu, hem de Kürt Sorunu’nu çözeceğiz. ” dedi.

********

Halkın Kurtuluşu eski Yazı İşleri Müdürü Mustafa Yalçıner:” Birlikte çok daha güzel şeyleri başarabilecek iken, yeteri kadar başarılı olamadıklarını ve bunun eksikliğini hep hissettiğini, İlhami Aras’ın devrimci hareket açısından çok değerli bir örnek olduğunu vurgulayarak, örnek bir devrimci” olduğunu söyledi.

Nazım Hikmet’in şiirinden bestelenen ve Cem Karaca’nın seslendirdiği, “Mavi Liman” şarkısı İlhami Aras’a atfen Sanatçı Şenol Morgül tarafından adandı.

*******

İlhami Aras kimdir? Ve siyasi mirası

İlhami Aras, Bursa’nın İnegöl İlçesi’nde dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeyken, 68 hareketiyle kurulan DEV-GENÇ içinde mücadele etti. 70’lere gelindiğinde Türkiye Halk Kurtuluş Partisi – Cephesi’nin (THKP-C) kurucu kadroları arasında yer aldı. 12 Mart Askeri Darbesi’nin ardından THKP-C kadrolarıyla birlikte cezaevine giren İlhami Aras, 1974’teki genel afla serbest kaldı.

Cezaevinden çıktıktan sonra Kurtuluş Hareketi’ni kuran grup içerisinde yer aldı. İlhami Aras, 12 Mart ve 12 Eylül askeri diktatörlüğü dönemlerinde 11 yıl cezaevinde kaldı. Bir dönem Kurtuluş Sosyalist Dergi’nin yayın yönetmenliğini de üstlenmiş olan İlhami Aras, Kurtuluş Hareketi’nin sosyalist demokrasi, birlik ve yeniden yapılanma kararları çerçevesinde, Birleşik Sosyalist Parti, Özgürlük ve Dayanışma Partisi ve Sosyalist Demokrasi Partisi’nin kuruluş ve örgütlenme süreçlerinde yer aldı.

******

Kurtuluş Hareketi’nin önder kadroları, içinden geldikleri THKP-C’yi kitle bağlarını ge­liştirmek suretiyle, sıcak mücadeleyi adım adım bunun üzerine inşa etmek yerine, kitlelerden kopuk bir silahlı mücadeleyi” seçtiği için eleştiriyorlardı. THKP-C’nin Öncü savaşı anlayışı”, “sınıf savaşını salt silahlı mücadeleye”; silahlı müca­deleyi de “bir avuç proleter devrimcisinin oligarşi ile savaşma” indirgemişti. Ve bunu eleştiriyorlardı.

Çin-Sovyet ayrılığı sürecinde taraf tutan iki ve Sovyetik ya da Maocu diye ayrışan hareketlerin geçmişin kendi öz gücüne dayalı bu silahlı mücadele başkaldırısını” inkâr ettikleri için eleştiren “Yol Ayrımı” broşürü, gerçek sorunun ülke şartlarında nasıl bir silahlı mücadele verileceği­ni bulmak” olduğunu dile getiriyordu. Kurtuluşçulara göre, geçmişte sosyalist hareketin asıl zaafı “işçi sınıfıyla bütünleşmemiş bir aydın hareketi olması”ydı. İşçi sınıfının, özellikle de sa­nayi proletaryasının öncü unsurlannı birleştirecek bir işçi sınıfı partisi yara­tılmalıydı. Sosyalist hareketin sınıf temeline oturmasıyla, soldaki bölünmüş­lükler de kendilerini anlatmakta güçlük çekecekti.

Kurtuluş Hareketi, “Yol Ayrımı” broşürü ile 12 Mart Muhtırası sonrasında THKO, THKP-C ve TKP (ML)’nin yenilgiyle sonuç­lanan gerilla savaşı girişimlerinin, her üç örgütün, özellikle de THKO ve THKP-C’nin geride kalan militanlarında görülen, Marksist-Leninist görüşün kla­sik kaynaklanna dönerek, geçmiş çizginin köklü bir eleştiriye tabi tutulma­sı genel eğiliminin bir parçasını temsil ediyordu. Her üç hareketin geride kalan militanları, kitlelerden kopuk gerilla savaşının, geleneksel komünist ilke­lerden bir sapma olduğu konusunda neredeyse hemfikirdi.

Teksir ile çoğaltılan broşür, Kurtuluş Sosyalist Dergi‘nin Haziran 1976’da çıkan ilk sayısında da yayınlandı

Kurtuluş hareketini kuracak çekirdek kadro Mustafa Kemal Kaçaroğlu, Mahir Sayın ve İlhami Aras12 Mart Muhtırası sonrasında Mamak Askerî Cezaevi’nde tutuklu bulunan Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi üyeleriydiler.

1974 Affı’yla serbest kaldıklarında, cezaevinde THKP-C’nin yenilgisi ve Mahir Çayan‘ın özellikle Kesintisiz Devrim isimli broşüründe ele aldığı konular üzerine uzun bir tartışma süreci geçirmişlerdi.

Üç isim Çayan’ın ve THKP-C’nin köklü bir eleştirisi üzerinden, devrimcilerin ge­niş bir birliğini oluşturma hedefini dile getiriyorlardı. Ancak sosyalistleri keskin çizgilerle bölen Sovyetler Birliği Komünist Partisi – Çin Komünist Partisi ekseninde bölünme içerisindeki gruplaşmalar yüzünden devrimcilerin geniş birliğinin mümkün olmayacağı ortaya çıktı.

Ankara’da bir araya gelen Kaçaroğlu, Sayın ve Aras, Çin-Sovyet ayrılığı dışında kalanları ya da en azından THKP-C’lileri bir ça­tı altında toplayabilme amacıyla faaliyette bulunmaya başladılar. Bu amaçla bir platform çalışmasının sür­düğü sırada Niğde Cezaevi’ndeki THKP-C hükümlüleri Necmi Demir, İlkay Demir, Kamil Dede‘nin çıkardıkları sekiz sayfalık bildiride, geçmişi “maceracılık”la eleştirip Maoist zemini benimsediklerini açıklamalarıyla, platform çalışmaları da sona erdi.

Daha sonra Devrimci Yol’u kuracak olan Nasuh Mitap ve Oğuzhan Müftüoğlu gibi isimlerle beraber cezaevinden beri sürdüregeldikleri temasları dikkate alarak hazırladıkları mektuplar ile örgütlenmeye çalışan Kaçaroğlu, Sayın ve Aras, Temmuz 1975’te Müftüoğlu ve Mitap ile ayrıştılar. Üniversitelerde hızla çoğalan yeni ku­şak genç militanlarla yapılan, kitlesel tartışma toplantıları sırasında, geçmiş siyasal çizgi ve pratiği eleştiren görüşleri nede­niyle “inkârcı” olmakla suçlanan Kaçaroğlu ve arkadaşları sosyalist solda birlik amacıyla yola çıkan ama birliği başlamadan sona erdiren bu bölünmeyi hiç unutmadılar.[4] 

Kasım 1975’te daha sonra Devrimci Yol‘u oluşturacak ekibin ilk çıkışını temsil eden Devrimci Gençlik Dergisi’nin yayınlanmaya başlaması, Kurtuluşçuları kendi bağımsız ör­gütlenmeleri konusunda harekete geçirdi. Ayrı bir örgüt kurma­yı hiç düşünmeyen ve sürekli “sosyalist solda geniş bir birlik” amacıyla harekete geçen Kurtuluşçular, süreçte tek başına örgütlenmeye mecbur kaldılar. Başta Ankara’da olmak üzere, Karadeniz, Akdeniz ve İzmir’de kişisel ilişkilerini, siyasi bir örgütlenmeye yönelttiler. Temel fi­kirlerini ortaya koyan “Yol Ayrımı” başlıklı yazıyı hazırlayarak teksirle ço­ğaltıp dağıttılar. Ardından Haziran 1976’da aylık periyotla sürecek Kurtuluş Sosyalist Dergi’yi yayınladılar. Dergi, adını THKP-C’nin merkezi yayın organından alıyordu. Örgüt de bu isimle anıldı.

********

lhami Aras’ın Cenaze Töreni, 2, Mayıs. 2024, İzlemek İçin Tıklayın!

https://cagdastuzla.com/wp-content/uploads/2025/04/ilhami-Aras.mp4

*****

Mahir Sayın

Değerli yoldaşım

İnsanlığın tarih öncesinden insanlık tahine geçiş için, halkların, kadınların gerçek eşitliği ve işçi sınıfının tüm insanlığın kurtuluşuna öncülük edeceği yeni bir dünyanın yaratılması uğruna bizden önce bu mücadelenin sancağını yükseltenlerden devraldığımız sancağı oligarşinin burçlarına dikmek için genç yaşlarımızda acıların en büyüğünü, can yoldaşlarımızın taze bedenlerinin kana bulanmasıyla, önderlerimizin katledilmeleriyle ve yanıbaşımızdan alınıp idam sehpalarına götürülmeleriyle yaşadık. Hiçbir acı bunun kadar büyük olamazdı. Ama bu acıları katlanılır kılan, yüreğimizi sağaltıp bize, zafere kadar, usanmadan, bıkmadan, yılmadan devrime koşma gücünü veren komünizme olan inancımız, yarım yüzyıldan fazladır ki, hiç eksilmeden, tam tersine daha da alevlenerek bizi bugünlere getirdi.

Bir tarih yaratmak üzere çıktığımız bu yolda şimdi fiziki olarak ayrılıyoruz
ama bu bir ayrılık olmayacak yoldaş…

Bu, yürüdüğümüz yolda, gelecek nesillerin zihinlerinde buluşup devam etmek üzere vuku bulan bir boyut değiştirmedir sadece.

Maddemizin bu değişimi bir yok oluş, bir ayrılık, bir son değil, insanlığın yedi bin yıllık sınıflı toplum tarihine son verip yabancılaşmanın ortadan kalktığı gerçek özgürlük toplumuna yürüyüşün sadece bir boyut değiştirmesidir.

Nasıl ki, bizler, Marks’ın, Engels’in, Lenin’in, Che’nin ve devrim yolunda düşen Denizlerin,  Mahirlerin bir yeniden doğuşu olduksak, bu mücadelede maddi yaşamı sonlanan herkes, zerresi ziyan olmadan gelecek nesillerin zihinlerinde buluşup omuz omuza insanlık tarihine doğru ilerlemeye devam edecektir. Bizden önce öyle oldu, bizden sonra da başka türlü olmayacaktır.

Biz senin bedenini burada toprağa vermekle asla ayrılmıyoruz.  Nasıl ki, Marks’tan, Lenin’den Mahir’den hiçbir an ayrılmadıksa, nerede olursak olalım, komünizme olan inancımızı sürdürerek sonuna kadar yol almış isek işçi sınıfı mücadelesinin geleceğinde yeniden buluşmak üzere bir kez daha sözleşiyoruz.

Yaşadığımız tarih içinde hangi ilişkiler içerisinde yürüdüğümüzü yakından bilmeyenlerin nasıl bir yürek acısı içerisinde bu sözleri söylediğimi anlamaları ve benim de bunu kelimeler aracılığıyla aktarabilmem olanaklı değil.

Değerli işler yapıp değerli bir tarih sayfası oluşturduğumuza olan inancımla yeniden buluşmak üzere şimdilik hoşça kal Abu Murat*…

Abu Murat, İlhami’nin FKÖ’deki takma adıydı. Sahiden de Murat’ın babasıdır. Ölümünden sonr İlhami Aras hakkında Mahir Sayın’ın yazdığı yazıyı yayınlıyoruz.

İlhami Aras’ı ölümünün 1. yılında Çağdaş Tuzla Gazetesi olarak saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz

Exit mobile version