CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

EMEP Milletvekili İskender Bayhan, Cengiz Holding’in Kazdağları’nda bir milyon ağacı kestiği altın bakır madenini meclis gündemine taşıdı.

Cengiz Holding, Kazdağları’nda altın bakır madeni için bir milyon ağacı kesmeye devam ediyor. Madene ilişkin dava süreci tamamlanmadan şantiye alanını ve yolunu yapan Cengiz Holding’in maden ruhsat alanı içerisinde SİT alanı bulunduğu ortaya çıktı. Konuyu TBMM gündemine taşıyan EMEK Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un cevaplaması istemiyle soru önergesi verdi. Bayhan, “Mehmet Cengiz ve AKP iktidarı arasında emek sömürüsü, işçilerin hayatının hiçe sayılması ve doğanın yağması üzerinden nasıl bir kar ve rant ilişkisi vardır” diye sordu.

“ORMAN YASAĞI SADECE HALKA”

Mehmet Cengiz’in sermaye çevrelerinde “ihale kralı” olarak tanındığını söyleyen Bayhan, “Cengiz Holding’in son projesi, ülkemizin en önemli doğal alanlarından biri olan ve tarımı, suları, havası, tarihî mirasıyla ‘yeryüzü cenneti’ olarak nitelendirilen Kaz Dağları’nı (İda Dağı) tehdit ediyor. Cengiz Holding’in Truva Bakır Maden İşletmesi, Kaz Dağları’nda ruhsat alanı olan yaklaşık 51 bin 660 dönüm, yaklaşık 7 bin 380 futbol sahası büyüklüğünde araziyi maden sahasına çevirmeyi planlıyor. Ancak, geçmişte olduğu gibi bu maden sahalarının önündeki en büyük engel, doğayı korumak için direnen yöre halkı oluyor. Çanakkale halkı, 1 milyon ağacın kesilmesine ve yeni bir doğa katliamına karşı örgütlenmiş durumda. Çanakkale Valiliği ise, Cengiz Holding’in ağaç kesim faaliyetini durdurmak yerine “iklim değişikliği nedeniyle yangın riski var” gerekçesiyle il genelindeki tüm ormanlara girişleri 30 Kasım’a kadar yasakladı. Ancak bu yasak, yalnızca doğasını korumaya çalışanları kapsıyor; maden şirketi kesim çalışmalarına devam ediyor” diyerek Kazdağları’nda yaşananları anlattı.

“BİLİRKİŞİ RAPORU KAMU YARARI YOK DEDİ”

Madenin, 66 yerleşim yerinin içme suyunun kaynağı olan, 1. ve 3. derece sit alanlarını da içine alan bölgede ‘patlamalı açık ocak’ yöntemiyle çalışacağına dikkat çeken Bayhan, “Projeyle 90 milyon ton cevher ve 105 milyon ton pasa çıkarılması planlanırken, madene yalnızca 750 metre mesafedeki Hacıbekir Köyü ve diğer su kaynaklarının da patlamalar ve toz nedeniyle zarar göreceği öngörülüyor. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda ‘kamu yararı yok’ denilmiştir. Proje sahasındaki orman varlığının ciddi bir şekilde zarar göreceği, bunun iklim değişikliği ile mücadele yükümlülüklerine aykırı olduğu; ocak faaliyetleri sonucunda dağ, yamaç vb. yok edilerek çukurlar açılacağı, oluşturulan atık döküm sahasıyla yüzey topografyasının değiştirileceği, ayrıca yüzey ve yeraltı sularını olumsuz etkilemesi nedeniyle kamu yararı bulunmadığı da raporda yer alan tespitlerdendir” ifadelerine yer verdi.

“BİLİRKİŞİ RAPORU KAMU YARARI YOK DEDİ”

Madenin, 66 yerleşim yerinin içme suyunun kaynağı olan, 1. ve 3. derece sit alanlarını da içine alan bölgede ‘patlamalı açık ocak’ yöntemiyle çalışacağına dikkat çeken Bayhan, “Projeyle 90 milyon ton cevher ve 105 milyon ton pasa çıkarılması planlanırken, madene yalnızca 750 metre mesafedeki Hacıbekir Köyü ve diğer su kaynaklarının da patlamalar ve toz nedeniyle zarar göreceği öngörülüyor. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda ‘kamu yararı yok’ denilmiştir. Proje sahasındaki orman varlığının ciddi bir şekilde zarar göreceği, bunun iklim değişikliği ile mücadele yükümlülüklerine aykırı olduğu; ocak faaliyetleri sonucunda dağ, yamaç vb. yok edilerek çukurlar açılacağı, oluşturulan atık döküm sahasıyla yüzey topografyasının değiştirileceği, ayrıca yüzey ve yeraltı sularını olumsuz etkilemesi nedeniyle kamu yararı bulunmadığı da raporda yer alan tespitlerdendir” ifadelerine yer verdi.

Exit mobile version