Ekim devrimi 107 yaşında!
7 Kasım 1917’de Çarlık Rusya’sında işçi sınıfı bir devrimle siyasal iktidarı ele geçirdi. Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleşen bu devrim Ekim devrimi adıyla anılmakta.
20. Yüzyılın tarihsel akışını derinden sarsan bu devrim sadece dünya halklarına umut olmakla kalmamış, egemen düşünce ve ideoloji biçimlerini derinden sarsmıştır. Egemen sınıfların bugün hala kabusu olan Ekim devrimi biz işçilere umut olmaya devam ediyor.
Burjuvazinin, devrimin öncüsü Bolşevik Partiye, Sovyetler Birliğine, Sosyalist ideolojiye, Marksist felsefeye, Yoldaş Lenin’e besledikleri nefret, bu kabus nedeniyledir.
Marks, Komünist Manifestoda ‘Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor, komünizm hayaleti’ dediği koşullar bugün yine mevcut. Emperyalist kapitalizm tek hakim ideoloji haline geldiği zaman ‘Tarihin sonunu’ ilan edenler bugün komünizm hayaleti ile kabuslar görmeye devam ediyor.
Emperyalizm, yani Lenin’nin deyimi ile ‘can çekişen kapitalizm, çürüyen kapitalizm, geberen kapitalizm’ toplumsal eşitsizliği derinleştirmeye devam ediyor. Ekonomik çöküş ahlaki çöküşle at başı gidiyor.
Yerkürenin her tarafında Avrupa’da Asya’da Afrika’da Amerika kıtasında açlık, yoksulluk, sefalet, işsizlik, salgın hastalıklar ve emperyalist paylaşım savaşları devam ediyor. Ekonomik, etik, ahlaki, düşünsel çürüme insanlığı esir almış durumda.
Dünyanın yoksulları, özgürlük, eşitlik, barış ve ekmek talepleri için dünyanın dört bir yanında sesini yükseltiyor. Bugün dünyada yine ‘komünizm hayaleti’ dolaşıyor. Bütün bu haykırışları derleyip toparlayacak, örgütlü bir harekete dönüştürüp egemen sistemi topyekün ortadan kaldıracak yegane ideoloji Bilimsel Sosyalizmdir.
Bugün dünya sermayesindeki sosyalizm nefretinin sebebi de bu gerçektir. Dünya bu haldeyken, insanlık böyle bir dipsiz kuyunun dibine düşmezken rahmetli Metin Çulhaoğlu’dan ödünç alarak ‘Sosyalizmden aşağısı kurtarmaz!’ diyoruz.
Hegel der ki
‘Tarih bir şeyi hazmetmeden önce birkaç kez tekrarlar’
Hemen tüm toplumsal sistemler hakim hale gelene kadar bir dizi yenilgi ve olumsuzlama yoluyla arınmış, gelişmiş, olgunlaşmış, ve sonuç olarak egemen hale gelmiştir.
Sovyetler Birliği kendinden önceki Paris Komünü deneyiminin olumsuzlanması ile doğmuş bir birikimin sonucudur.
Bugün yaşadığımız dünyada birçok pratik bize bu yolda birikim sağlamaktadır. Sovyetler Birliği, Latin Amerika Pratikleri, Çin Devrimi, Küba deneyimi vb. pratikler bizlere faydalanabileceğimiz muazzam birikimler sunuyor.
Yaşanan her deneyim olumlu olumsuz yönleri ile incelenip, eleştiri süzgecinden geçirilecek ve bugün dünya halklarının, işçi sınıfının bilincinde bir silaha dönüşecektir.
Daha önce yaptık, yine yapacağız, daha iyisini yapacağız!
Yoldaş Lenin Ekim devriminin 73. Gününü karlar üzerinde dans ederek kutlamıştır. Rusya işçi sınıfının örnek alabileceği tek pratik Paris komünü 72 gün ayakta kalabilmiş ve burjuvazi tarafından kanlı bir biçimde bastırılmıştır.
Ekim devriminin kazanımı Sovyetler Birliği 74 yıl ayakta kalmıştır.
Tüm saldırılara, kuşatmalara, savaşlara, ihanetlere rağmen 74 yıl insanlığa bir çok kazanım armağan ederek yaşamıştır. Rusya proletaryasının önünde 72 günlük Paris Komünü pratiği vardı. Bizim elimizde 74 yıllık Sovyetler birliği, reel sosyalizm pratikleri ve muazzam bir anti kapitalist birikim var.
Tüm bu birikim dünya yoksullarına, gecekondularına, gettolarına, fabrikalarına, plazalarına, tarlalarına, maden ocaklarına ilham veriyor ve çok güçlü deneyim bilgisi bırakıyor.
Yeryüzünde insanlığın savunduğu, talep ettiği, ne kadar kazanım varsa barınma hakkından, kadın haklarına, çocuk haklarından, sendikal haklara hatta burjuvazinin anayasasındaki sosyal devlet ilkesine kadar her şey bu birikimin eseridir.
Biz Türkiyeli işçiler bir kez daha diyoruz ki
‘Buz kırılmıştır, yol açılmıştır.’
Ekim devrimi yolumuzu aydınlatan bir fenerdir.
Tekrar yapacağız, daha iyisini yapacağız.
Ayaklar Baş Olacak!
Selam olsun Ekim Devrimine!