Atatürk Görseli
CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

Yıllar, yıllar sonra tekrar merhaba,

(…)

“Bakış açımız objektif. Aklımız duru. Yüreğimiz cesur. Çünkü ne yerel yönetimlere, ne herhangi bir partiye, ne bir iş adamına sırtımızı dayıyoruz. Aklımızı bulandıracak, bize at gözlüğü takacak, hiçbir angajmanımız yok. Hesabımız net; Tuzla’da yaşayan halkın yanındayız. Tarafız evet! Doğruya, haklıya tarafız. İnsanın yaşama, çalışma, barınma, sağlık, eğitim hakkına tarafız. Barışa tarafız. Bu haklarımıza gelebilecek her türlü saldırının karşı tarafındayız.”

Tuzla’da bir işin ucundan tutan, taş üstüne taş koyanın yanındayız. Ama ellerindeki gücü nalıncı keseri gibi kullanarak Tuzla’yı bölüşen, halkı yok sayanların bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da karşısında olacağız. Bu gazete, insan haklarına saygılı, çağdaş, laik cumhuriyete bağlı, daha demokratik, daha gelişmiş bir ülke özemi içinde olan herkese ait.

İlk sayımızın, Cumhuriyetimizin 80. yıldönümüne denk gelmesi bizim için çok heyecan ve gurur verici. Çok badireli günlerden geçiyoruz. Cumhuriyeti savunmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Bunun bilinciyle nice 80 yıllara…Biliyoruz ki Cumhuriyetimiz; “ilalebet payidar kalacaktır.” diyerek; bundan tam 21 yıl önce bir Cumhuriyet Bayramı’nda yola çıkmıştık.

Gazetemizi çıkardığımız süre boyunca da bu ilkelere uyduğumuza, laik ve demokratik Cumhuriyeti savunduğumuza hem Tuzla halkı, hem de ülke çapında bizi izleyenler tanıklık etmişti.

Yaptığımız; örneğin tersanelerdeki ölümler, işçilerin çalışma ve barınma koşulları, Orhanlı’da bulunan zehirli variller, örneğin Cumhuriyet Çıkmazı sokağı ve parkı, Demirci’nin dağıttığı şer’i Aile İlmihali, SSK primlerini belediye kasasından ödetmesi, örneğin Ayazma, Arıtma, Karaağıl Devlet Ormanı, Kadir Topbaş’ın ailesine ait Saray Muhallebicilerinin dere yatağındaki kaçak çiftliği vb. Kısaca Akfırat, Orhanlı ve Tuzla belediyelerine özgü yolsuzluk haberleri ülke çapında yankılanmış; Tuzla halkı ve basının usta kalemleri ile bazı siyasiler de gazetemize destek vermişlerdi.

Haberlerimiz bir yandan ödüllere layık görülürken, bir çok politikacının da canını sıkmıştı tabi. Canı sıkılanların kimi sinirlerine hakim olamamış, gazetemizi mühürletip; davalar açıp, cami önlerinde dağıttıkları bildirilerle bizi hedef göstermiş; kimileri de azgınca tehdit ve fiziki saldırılardan medet ummuştu.

Çok badireler atlatmış; ama eğilip bükülmemiştik. Doğruları dümdüz söylemekten Tuzla’nın ve Tuzlalıların ‘fedaisi’ olmaktan bizi hiçbir şey alıkoyamamıştı. Yine omurgalı bir yayın politikası izleyecek ve ayrımsız doğruları, sadece doğruları söyleyeceğiz. Herkesin her şeyden haberi olsun diye

10 yıllık ‘zorunlu’ bir aranın ardından; önce dijital, sonrasında ise özel günlerde (1 Mayıs, 15–16 Haziran, 1 Eylül, 29 Ekim, 23 Nisan vb.) basılı gazete çıkarıp, ilkelerimize bağlı olarak ve kaldığımız yerden yayınlarımızı sürdüreceğiz.

Amacımız, eskiden de olduğu gibi ezilenlerin, sömürülenlerin, ötekileştirilenlerin, laik ve daha demokratik bir Cumhuriyet’ ten yana olanların ortak platformu, gözü, kulağı ve çığlığı olmak.

Toplumsal hak davalarından; işçi sınıfının mücadelesine, çevre sorunlarından; hayvan haklarına, kadınların haklı taleplerinden; yaşanılan ekonomik çöküşe, çürümüş toplumsal ilişkilerden; kamu ya da siyasi gücünü kötüye kullanarak vurgun peşinde koşanlara kadar yaşamın tüm alanlarını, Tuzla merkezli olarak ele alıp; haberleştireceğiz.

Duvar Gazetesi yerel haberler müdürü Sadık Güleç‘in dediği gibi; ‘Günümüzün kutuplaşmış dünyasında çok görülen, “bizden “olanın hatalarını göz ardı etmek aynı zamanda yozlaşmaya davetiye çıkarmaktır.‘ diye düşünerek hareket edeceğiz.

Yani kısacası, ‘karanlığın gözünün içine bakarak’ yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.

Herkesi de  bu yürüyüşe destek olmaya, katkıda bulunmaya çağırıyorum.  Özellikle, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği çatısı altında, Çağdaş Tuzla Gazetesi’nde ve siyasette uzun yıllar birlikte mücadele ettiğimiz dostlarımızı gözümüz kulağımız olmaya ve gazetemize katkı sunmaya çağırıyorum.

Birlikte geçmişte çok güzel işler yaptık; ‘örgütlü şeytani gericiliğe’ karşı yeniden tarihsel bir sorumluluk alarak, yapabileceğimiz güzel şeylerin olduğunu da biliyorum.

Nazım,’ın söylediği gibi,

“Hava kurşun gibi ağır, (…) yüreklerin kulakları sağır. (…)

hava toprak gibi gebe… (…) Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum…”

Bizler de inanıyoruz ki; ‘ hava toprak gibi gebe’… ve doğuma çok az kaldı….

Cumhuriyetimizin 101. yılı kutlu olsun! derken; hedefimiz ‘gerçekten laik’ ve ‘gerçekten demokratik’ bir Cumhuriyet olsun!

Sevgilerimle…

Halil Özen / Çağdaş Tuzla Gazetesi

Çağdaş Tuzla Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

Exit mobile version