Karanlıktan Aydınlığa…
1992 yılında, Tuzla’nın ilçe olmasıyla birlikte yapılan yerel seçimlerde, Tuzla’mızın üzerine zifiri bir karanlık çöktü. Siz bu zifiri karanlığın ilk yılında doğdunuz. Ve kendinizi buluncaya, etrafınızda neler olduğunu anlayıncaya kadar geçen sürede, doğal olarak; olup bitenden haberdar değildiniz. Tüm hayatınız bu karanlığın içerisinde geçti. Aynen benim oğlumun da olduğu gibi.
Kendinizi bulduğunuzda siz de, bu karanlığa karşı mücadele etmeye karar verenlerden biri oldunuz.
Tuzla’da yaşayan bizler de ilk günden beri tanık olduk ki; yerel iktidarı ele geçirenler, bir bütün olarak 32 yıllık iktidarları boyunca kin, nefret, öfke, talan, kıskançlık ve düşmanlıkla davrandılar; kendilerine benzemeyen, kendileri gibi düşünmeyip muhalif olan, ses yükselten ve mücadele eden herkese karşı…
Kendilerinden olmayanları ‘öteki ve düşman’ ilan ettiler. Tuzlalıların ekonomik olarak güçlenmelerini engellemek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Onlara zarar vermek ve sıkıntıya sokmaktan zevk aldılar. Onlara bir nevi ‘Kızılderili’ muamelesi yaptılar. Ekonomik çıkarları için ne uhrevi, ne de dünyevi kurallara uydular. Hak, hukuk tanımadan; yasalara ve kurallara uymadan, iktidarlarını sürdürdüler. Kısaca ellerindeki kamu gücünü kötüye kullanarak, ‘Ali kıran baş kesen’ oldular. Aynen bugünkü siyasal iktidarın yapmaya devam ettiği gibi…
Ama, her şeyin bir sonunun olduğu gibi, AKP iktidarının yereldeki sonu da 31/Mart/ 2024 seçimleri ile geldi. Hiç beklemedikleri bir şey oldu; o kokuşmuş karanlığın içine doğan ve o karanlıkla mücadele etmeye karar veren biri, hem de Tuzla’lı biri, yani siz, seçimleri kazandınız.
Seçimleri kazanmanızda, Ekrem İmamoğlu’nun halkla kurduğu insani iletişim ve sempatinin yarattığı güç, diğer siyasal yapılarla oluşturulan ‘kent uzlaşısı’ ve ülkenin içindeki büyük ekonomik bunalım, dipten gelen bir dalgayı tetikledi. Türkiye’nin pek çok yerinde olduğu gibi Tuzla’da da tsunami etkisiyle belediyelerin el değiştirmesinde belirleyici rol oynadı. Yani öznel koşullar hiç hazır olmasa bile, nesnel koşulların uygunluğu o zifiri karanlığa doğan size, Tuzla Belediye Başkanı olma fırsatını verdi.
Neredeyse bir ömür beklediğimiz, uğruna hiç taviz vermeden dimdik durup; büyük bedeller ödeyerek, mücadele ettiğimiz bir sürecin sonuna sizinle geldiğimizi artık biliyoruz.
Bu değişimi uzun süredir, özlem, ve sabırla bekleyen biz ‘Kızılderililer’ için bu zifiri karanlığı dağıtmanın ve onunla hesaplaşmanın tam da zamanıdır.
Onun için, ‘aydınlığın temsilcisi’ olan size düşen tarihi görev ve sorumluluğunda da çok ama çok ağır olduğunu biliyorum.
Cesur davranarak, 32 yıl boyunca her alanda hakları çiğnenmiş, zulme uğramış insanların haklarını iade etmeye çalışan; haksızlıkları yapanları teşhir edip, hesap soran; ve hiç kimseye haksızlık/hukuksuzluk yapmayan; toplumcu – kamucu, halkçı bir anlayışı hayata geçirmeye çalışan bir başkan olmanın, temel hedefininiz olacağına dair de hiçbir şüphem yok.
Mevcut yönetim anlayışının ‘iyileştirilmesi’ yerine, her açıdan büyük bir ‘kopuş’u ve yenilenmeyi örgütlemelisiniz. Mart 2024 yerel seçim sonuçları, değişimin kapılarını aydınlığa doğru aralarken; sizin, Tuzla’daki değişimi diyalektik perspektiften okuyarak yöneteceğinize inanıyorum.
32 yıldır örgütlenen ‘şeytani gerici kötülüğü’ yenmek; önce niyet ve kararlılık; sonra bilinçli bir örgütlenme ve tabi ki zaman gerektirecektir. Yolumuz, engebeli, dolambaçlı, sarp ve uzun bir yolun başlangıcı…
Ama yine de ‘yüreği karartmadan’ yola koyulmak ;
Nazım’ın dediği gibi, yürümeye başlamak lazım
Yürümek karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
(…)
Yürümek;
dost omuz başlarını
omuzlarının yanında duyup,
(…)
Yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek
(…)
Yürümek;
yürekten
gülerekten
yürümek…
Yolun açık; başarıların daimi ve kalıcı olsun; Sevgili Eren Ali Başkan.