CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atanmasına ilişkin açıklama yapan TBB ve barolar “Halk iradesi, kayyım ataması ile gasbedilemez” dedi.

Geçtiğimiz hafta Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyım atanmasının ardından bugün de bölgedeki 3 belediyeye kayyım atandı. İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan Ahmet Türk’ün yerine Mardin Valisi Tuncay Akkoyun kayyım olarak görevlendirildi. Batman’da Vali Ekrem Canalp, Gülistan Sönük yerine kayyım olarak atanırken, Halfeti’de de Halfeti Kaymakamı Hakan Başoğlu Mehmet Karayılan yerine kayyım olarak atandı.

TBB: KAYYIMLAR HUKUKA AYKIRI BİR MÜDAHALEDİR

Türkiye Barolar Birliği yayıımladığı açıklamada kayyım uygulamasının Anayasa’da yer alan merkezî idarenin vesayet yetkisinin dışında hukuka aykırı bir müdahale olduğunu vurguladı.

Belediye başkanlarının görevden alınmalarının Anayasa’ya, seçme ve seçilme hakkına, demokratik toplumun gereklerine aykırı ve ölçüsüz müdahaleye dönüştüğü ifade edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Söz konusu kayyım uygulamasının dayanağı olarak sunulan Anayasa’nın 127. maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesi ‘görevle ilgili bir suç sebebi ile’ İçişleri Bakanı kararıyla geçici görevden uzaklaştırmayı düzenlemektedir. Nitekim 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47. maddesinde de paralel bir düzenleme yer almaktadır. Ne var ki Belediye Kanunu’na ilk olarak darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hâl döneminde 674 sayılı KHK ile eklenen, ardından 6758 sayılı Kanun’la yasalaşan 45. maddenin ikinci maddesinde yer alan ‘…terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması’ hallerinde İçişleri Bakanlığı tarafından belediye başkanı görevlendirilebileceği düzenlemesinin anayasal temeli bulunmamaktadır.

Anayasa Mahkemesi, merkezî yönetimin vesayet yetkisini 127. maddenin beşinci fıkrasının sınırladığı durumların dışına çıkarmanın yerel yönetim ve yerinden yönetim ilkelerini yadsımak anlamına geldiğini, görevden uzaklaştırılan kişilerin yerine merkezî yönetimin siyasal kimlikli organları tarafından atama yapılmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtmektedir. Atama yetkisinin merkezî yönetimin siyasal kimlikli organlarına verilmiş olması, salt bu hedefi sağlamaya yönelik soruşturma ve kovuşturma açtırma ve bu nedenlerle görevden uzaklaştırma olanağı her zaman bulunduğundan ‘geçici’ atama, ‘sürekli’ atamaya da dönüşerek, hukuka aykırı bir müdahale oluşturmaktadır (AYM, E.1987/22, K.1988/19, 13/06/1988).

“BELEDİYE KANUNA EKLENEN DÜZENLEME DEĞİŞTİRİLMELİ”

Nitekim, görevden alınan başkan yerine görevlendirilecek kişi için Kanun, yalnızca belediye başkanı seçilme yeterliğine sahip olması koşulunu düzenlemiş olmasına rağmen, son kayyım atamalarında, herhangi bir Belediye Meclisi üyesinin değil Valilerin ve Kaymakamların atanması, takdir yetkisinin, seçmenin iradesi gözetilmeden kullanıldığının açık bir göstergesidir.

İçişleri Bakanlığı verdiği karardan derhal vazgeçerek belediye başkanlarını görevine iade etmeli; Belediye Kanunu’na 2016 yılında eklenen düzenleme değiştirilmeli, seçme ve seçilme hakkına müdahale anlamına gelecek tek bir uygulama dahi gerçekleştirilmemelidir.”

16 BARODAN AÇIKLAMA: KAYYIM YÖNETSEL BİR REJİME DÖNÜŞTÜ

Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman ve Mardin’in de aralarında bulunduğu 16 bölge barosu, kayyım atamalarına ortak açıklama ile karşı çıktı. Açıklamada, “Masumiyet karinesinin ihlal edildiği ve seçmen iradesinin yok sayıldığı kayyım uygulaması Türkiye’de bir yönetsel rejime dönüşmüştür. Kayyım uygulaması; Türkiye demokrasisine ağır tahribatlar oluşturmaktan, seçmenin inancını örselemekten ve hukuka olan güveni zayıflatmaktan başka bir netice üretmemektedir” denildi.

Adıyaman, Ağrı, Batman  Bingöl,  Bitlis, Dersim, Diyarbakır, Hakkari, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van olmak üzere 16 bölge barosu, kayyım atamalarına ilişkin ortak açıklama yaptı.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Mardin, Batman ve Halfeti belediye başkanlarının İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındıkları ve yerlerine Belediye Kanunu’nun 45. ve 46. maddelerine dayanılarak kayyım atandıklarını öğrenmiş bulunmaktayız. Anayasa’nın 67. maddesi ile güvence altına alınan seçme ve seçilme hakkı, demokratik toplumun en temel unsurudur. Halk iradesinin bir neticesi olan seçilmişlere kayyım atanması hiçbir koşulda kabul edilemezdir. Temsil makamında bulunan başkanlarla ilgili hukuki bir sorun olsa dahi başvurulacak yöntem, belediye meclisi üyelerinin kendi arasındaki seçim mekanizması ile bu sorunun giderilmesidir.

Anayasal hükümlerin askıya alındığı, masumiyet karinesinin ihlal edildiği ve seçmen iradesinin yok sayıldığı kayyım uygulaması Türkiye’de bir yönetsel rejime dönüşmüştür. Kayyım uygulaması; Türkiye demokrasisine ağır tahribatlar oluşturmaktan, seçmenin inancını örselemekten ve hukuka olan güveni zayıflatmaktan başka bir netice üretmemektedir. Biz aşağıda imzası bulunan barolar olarak; kayyım rejiminin karşısında olduğumuzu kararlılıkla vurguluyor, halkın iradesini gasp eden bu hukuksuz karardan bir an evvel dönülmesi, seçmen iradesi ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmesi çağrısında bulunuyoruz.”

İZMİR BAROSU: TEK ADAM FAŞİZMİNİ KABUL ETMİYORUZ

İzmir Barosu; Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atanmasına ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı.

İktidarın Esenyurt Belediyesine kayyım atayarak başlattığı saldırıyı bugün de Mardin, Batman ve Halfeti ile devam ettirdiği belirtilen açıklamada, “Belediyelere kayyım atanmasının yanı sıra önce Esenyurt Belediye Başkanı tutuklanmış, simdi de Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan gözaltına alınmıştır. Halk iradesinin gasbı faşizmin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Anlaşılan odur ki, siyasi iktidar, yargı sopası ile durduramayacağını anladığı halkın demokrasiye sahip çıkma iradesini, 10 günlük toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağı ile engellemeyi amaçlamaktadır” denildi.

Son olarak halk iradesinin kayyım ataması ile gasbedilemeyeceği dile getirilen açıklamada, “Tek adam faşizmini kabul etmiyoruz! Ülkeyi açık cezaevine çeviren, tüm baskı politikaları ve demokrasi düşmanlığı kaybetmeye mahkumdur. Adalet, demokrasi, özgürlük istiyoruz” ifadelerine yer verildi. 

BARO BAŞKANI ÖNCEL: MASUMİYET KARİNESİ İHLAL EDİLDİ 

Urfa Baro Başkanı Abdullah Öncel görevden alınan Halfeti Belediye Eş Başkanı Mehmet Karayılan hakkında süren bir yargılamanın ve yürütülen soruşturmanın gerekçe yapılmasını eleştirdi. Öncel, “Süren bir yargılamadan bahsediyoruz. Kayyıma birinci gerekçe olarak Antep Ağır Ceza Mahkemesi’nin, ‘terör örgütüne üye olma’ suçundan 6 yıl 3 ay 15 gün hapis cezası alması gösterilmiş. Ancak yapmış olduğumuz incelemede bu dosyanın halen kesinleşmediği ve suç işlediği kesin olmayan kişilerin masum sayılacağı anayasal anlamda güvence altında olan ‘masumiyet karinesinin’ ihlal edildiğini görüyoruz. Yine dosyaya baktığımızda 2020 esaslı olan bu dosyada Sayın Mehmet Karayılan’ın aday olmadan önceki süreçte bununla ilgili başvurusunda bu dosyanın varlığını bildiği halde YSK seçilme yeterliliğinde herhangi bir engel görmemiş. İkinci olarak, gerekçe gösterilen soruşturmada ise Karayılan’ın taraf olmadığı, dosyanın takipsizlikle kapandığı, davanın kamu hukuku olduğu, müştekinin 3’üncü bir şahıs olduğu, şüphelinin meşru bir şahıs olduğu dosyanın tamamen kaybolmuş ve ele geçmiş bir eşya üzerinde tasarruf olarak açıldığı ve de takipsizlik kararı verildiği savcılıktan aldığımız kararla sabittir. Dolayısıyla İçişleri Bakanlığının Karayılan yerine kayyım atamasının hukuki temeli bulunmamaktadır. Bu durum bile alelacele hukuksuz bir uygulamanın kılıf uydurmak üzere yapıldığını göstermektedir. Dolayısıyla bu kayyım rejiminden bir an önce vazgeçilerek bu hukuksuz karardan bir an önce dönülmelidir” diye konuştu.

DEKLARASYON TALEBİ 

Kayyım rejiminin bir an önce son bulması gerektiğini vurgulayan Öncel, bölge baroları olarak duruma karşı tepkisiz kalmayacaklarının söyleyerek, “Cumartesi günü Ankara’da tüm baroların katılımıyla Türkiye Barolar Birliğinin (TBB) ev sahipliğinde baro başkanları toplantısı yapılacak. Bizler bu konuyu birinci gündem maddesi olarak orada tartışıp deklarasyon yayınlanması yönünde talepte bulunacağız” şeklinde konuştu. (HABER MERKEZİ)

Exit mobile version