CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

Enerji ve maden sektörlerine yönelik çok sayıda düzenlemeyi içeren ve kamuoyunda “Süper İzin” olarak adlandırılan torba yasa teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi ve Enerji Komisyonu’nda yaklaşık 26 saat süren aralıksız görüşmelerin sonunda kabul edildi. Teklif; zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerine belirli şartlarda izin verilmesi, yatırım projelerinin ruhsat ve onay süreçlerinin hızlandırılması gibi maddeler içerdiği için çevrecilerin ve muhalefetin tepkisini çekiyor. Komisyonda muhalefet milletvekilleri ve çevre örgütleri teklifin geri çekilmesi için itirazlarını dile getirse de, görüşmeler dün sabah başlayıp bu sabah sona ererek tasarı komisyon aşamasını değişiklik yapılmadan tamamladı. Şimdi teklifin Genel Kurul gündemine gelmesi bekleniyor.

‘Süper Talan’a karşı Meclis önünde açıklama:

Teklifin Getirdiği Düzenlemeler

Yeni kanun teklifi enerji yatırımlarının önünü açmak amacıyla bürokratik süreçleri azaltan ve çeşitli alanlarda istisnalar getiren maddeler içeriyor. Öne çıkan düzenlemeler şöyle:

  • Yatırım izinlerinde hızlı süreç: Özellikle rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji projelerinde izin, lisans ve onay prosedürleri sadeleştirilip hızlandırılacak. Mevcut durumda 48 ayı bulabilen izin süreçlerinin 18 aya kadar indirilebilmesi hedefleniyor. Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED), orman izni ve imar onayı gibi işlemlerin eşzamanlı yürütülmesini sağlayacak “süper izin” mekanizmaları devreye sokulacak.
  • Zeytinlik alanlarda madenciliğe koşullu izin: Teklifin en tartışmalı maddesi, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alanlarda yalnızca ülkenin elektrik ihtiyacına yönelik olmak kaydıyla madencilik faaliyetine izin verilmesi. Bu faaliyetlerin başlayabilmesi için sahadaki zeytin ağaçlarının başka bir alana taşınması veya eşdeğer büyüklükte yeni bir zeytinlik oluşturulması şart koşulacak. Ayrıca madencilik yapılan zeytinlik alanlar için alınacak çevre rehabilitasyon bedeli iki katına çıkarılacak. Her yıl için madenci şirketten, mevcut ruhsat bedeli tutarında ek bir rehabilitasyon ücreti tahsil edilecek.
  • Maden ruhsat bedeli ve rehabilitasyon ücreti: Maden Kanunu’nda yapılan değişiklikle ruhsat bedellerinde %30 indirim yapılacak. Ancak buna karşılık, çevresel rehabilitasyon bedeli ayrı bir kalem olarak tanımlanıp ruhsat bedeli kadar tutarın rehabilitasyon için ödenmesi zorunlu hale getiriliyor. Böylece madencilik faaliyetlerinde çevreyi eski haline getirme yükümlülüğünün finansmanı artırılmış olacak.
  • “Kritik maden” tanımı genişletiliyor: Arz kesintisi veya fiyat dalgalanması durumunda ülke ekonomisine ciddi zarar verebilecek, sanayi için hayati önemde olan madenler kritik maden kapsamına alınacak. Yüksek arz riski taşıyan bu tür stratejik madenlerin hangileri olduğu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından ilgili bakanlıkların görüşü alınarak belirleneceke. Kritik maden ilan edilen sahalarda yatırımlara öncelik tanınabilecek.
  • Yenilenebilir enerjiye kamulaştırma kolaylığı ve teşvik: Özel mülkiyete ait arazilerde kurulacak yenilenebilir enerji tesisleri için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) 2030 sonuna kadar “acele kamulaştırma” yetkisi veriliyor. Yani rüzgâr veya güneş enerjisi projeleri için gerekli araziler, mülk sahiplerinden hızla kamulaştırılabilecek. Ayrıca 2030’a kadar işletmeye girecek yenilenebilir enerji santrallerinin izin, kira ve irtifak bedellerinde %85’e varan indirim uygulanacak; mevcut indirim ve teşviklerin süresi de 5 yıl uzatılacak.
  • Ormanlık alanlar ve imar izinleri: Orman arazilerinde kurulacak rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerine yönelik izin başvuruları en fazla 60 gün içinde sonuçlandırılacak. Bu süreçte ilgili kurumlar 60 gün içinde yanıt vermezse izin otomatik olarak onaylanmış sayılabilecek. Ayrıca yenilenebilir enerji tesislerinin imar planları ve değişiklikleri artık yerel belediyelerin yanı sıra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından da onaylanabilecek. Bu düzenleme, merkezi yönetimin yerel imar yetkilerine müdahil olmasını sağlayarak süreci hızlandırmayı amaçlıyor.

Muhalefet ve Çevre Örgütlerinden Sert Tepki

Teklifin komisyondan geçmesiyle birlikte muhalefet milletvekilleri ve çevre örgütleri karara sert tepki gösterdiler. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, yasa teklifinin çevre ve tarım alanlarında büyük tahribat yaratacağını savunarak kamuoyuna seslendi. Kılıç, “Bu yasa geçerse zeytinimiz de sütümüz de etimiz de kalmaz. Çocuklarımızın lokması eksilirken yabancı enerji devleri zenginleşecek” sözleriyle düzenlemenin tarım ve gıda üzerinde yıkıcı etkileri olacağını vurguladı. Özellikle teklifin bir tür “doğa talanı” olduğunu belirten Kılıç, “Süper İzin” uygulamasıyla ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçlerinin by-pass edileceğini ve projelere çevresel etkileri değerlendirilmeden başlanabileceğini ileri sürdü. “Çevreye ne zarar vereceği hesaplanmadan enerji ve maden projeleri hayata geçirilecek. Bu, tam anlamıyla bir doğa imha planıdır” diyen Kılıç, zeytinliklerin ve meraların hedef alınmasına tepki gösterdi. Örneğin Muğla yöresindeki Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy gibi termik santral bölgelerinde binlerce zeytin ağacının sökülebileceğini, bu durumun zeytincilik yapan köylülerin ekmeğini ellerinden alacağını dile getirdi. Ayrıca mera alanlarının da enerji yatırımlarına açılmasının hayvancılığı iyice gerileteceğini söyleyen Kılıç, “Stratejik maden bahanesiyle vatandaşın toprağı acele kamulaştırılacak, mülkiyet hakkı ihlal edilecek” sözleriyle tepki gösterdi. Kılıç, bu yasa teklifinin arka planında yabancı enerji şirketlerine verilen tavizler olduğunu öne sürerek, geçen yıl Birleşik Arap Emirlikleri ve Çin’le imzalanan enerji işbirliği anlaşmalarının bu düzenlemenin temelini oluşturduğunu iddia etti. Teklifin ayrıca daha önce ruhsatsız kurulmuş bazı enerji santrallerine de imar affı getirdiğine dikkat çeken Kılıç, böylece “yabancılara olduğu kadar yerli yandaşlara da af çıkartıldığını” ifade etti. CHP’li Kılıç son olarak “zeytinimize, toprağımıza, meramıza, gıdamıza sahip çıkacağız; bu talan yasasını Meclis’ten geçirmemek için sonuna kadar mücadele edeceğiz” diyerek yasa teklifine karşı toplumun birlikte hareket etmesini istedi.

Komisyondaki maraton görüşmeler sırasında Meclis dışında eylem yapan çevreci gruplar da zeytinliklerin madene açılmasına karşı tepkilerini dile getirdi. Teklifin komisyondan geçmesi sonrası ilk açıklamalardan biri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Milletvekili İbrahim Akın tarafından yapıldı. Akın, söz konusu düzenlemeyi “her maddesiyle talan ve yağma yasası olduğu açıkça belli olan bir torba yasa” olarak niteledi. Görüşmeler boyunca Meclis’te tansiyonun çok yükseldiğini belirten Akın, komisyon toplantısında vatandaşların ve sivil toplum temsilcilerinin içeri alınmadığını, hatta Meclis koridorlarında gelen köylülerin yerlerde sürüklenerek uzaklaştırıldığını iddia etti. “Ülkenin dört bir yanından gelen yurttaşları dinlemediler bile. Büyük bir telaş ve akıl almaz bir zorbalıkla tasarıyı komisyondan geçirdiler” diyen Akın, teklifi hazırlayan iktidar milletvekillerinin bazılarının bizzat maden şirketi patronları olduğuna dikkat çekerek, “Şirketlere ve kişilere özel yasa çıkarıyorlar” sözleriyle çıkar çatışması olduğunu öne sürdü. Muhalefetin komisyondaki engelleme girişimlerine rağmen değişiklik yapılmadan geçen teklifin Genel Kurul’da da durdurulması için mücadele edeceklerini vurgulayan İbrahim Akın, “Bu talan yasasının Genel Kurul’dan geçmemesi için ne mümkünse yapacağız” diyerek tüm muhalif milletvekillerinin Genel Kurul aşamasında işbirliği yapacağını belirtti.

Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca da, TBMM’de komisyonda görüşülmeye başlanan ve maden ile enerji projelerinde izin süreçlerini hızlandıran “süper yetki” yasa teklifine sert eleştiriler yöneltti. Karaca, teklifin halkın ve doğanın değil, uluslararası şirketlerin çıkarına olduğunu vurguladı

Yasayı “uluslararası yağma rejiminin iç hukuka uyarlanması” olarak nitelendiren Karaca, maden ve enerji yatırımlarında dışa bağımlılığı azaltmanın yolunun, kaynakların kamu eliyle ve planlı biçimde yönetilmesinden geçtiğini söyledi.

Önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek olan “Süper İzin” yasa teklifine karşı muhalefet partileri ve çevre örgütleri şimdiden yoğun bir kamuoyu oluşturma çabasına girmiş durumda. İktidar kanadı ise enerji yatırımlarını hızlandıracak bu düzenlemelerin Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve enerji arz güvenliği için gerekli olduğunu savunuyor. Yasa teklifinin Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilip kanunlaşması halinde, özellikle zeytinlikler ve meralar başta olmak üzere birçok doğal ve tarımsal alanı etkileyecek önemli değişiklikler yürürlüğe girecek. Bu nedenle Meclis’teki oylama öncesi tartışmaların giderek artması ve teklifin kamuoyunda geniş biçimde tartışılması bekleniyor.

Exit mobile version