CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

İstanbul’da hayatını kaybeden Türkiye sosyalist hareketinin önemli isimlerinden, yazar ve çevirmen Sevim Belli, 27 Şubat Perşembe günü Şişli Camii’nde öğle namazını takiben kılınacak cenaze namazının ardından kendisi gibi aydın ve yazar olan eşi Mihri Belli’nin yanına, Feriköy Mezarlığı’na defnedilecek.

Sosyalist yazar ve çevirmen Sevim Belli 100 yaşında hayatını kaybetti. Odak Dergisi, Sevim Belli’nin ölüm haberini şu sözlerle duyurdu: “Fedakarlığı, mücadele azmi, insan sevgisi, umudu ve direngenliği ile bilinen Sevim Belli‘yi kaybettik.” Sevim Belli için düzenlenecek cenaze töreninin detayları da netleşti. 27 Şubat Perşembe günü eşi Mihri Belli’nin yanında son yolculuğuna uğurlanacak.

Sevim Belli kimdir?

1925’te İstanbul’da doğan Belli, İstanbul’un köklü ailelerinden birine mensup olup 1924-1947 arası başkomiserlik ve emniyet müdürlüğü yapmış olan (serkomiser) İsmail Hakkı Bey ve Ayşe Kalkavan‘ın kızı, Rizeli armatör Rıza Kalkavan‘ın torunudur. Beylerbeyi semtindeki Nazım Kalkavan Yalısında büyümüştür.

Sevim Belli, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdikten sonra ABD‘ye gidip ardından Paris‘te uzmanlık eğitimine başladı. Buradan katıldığı 3. Dünya Gençlik ve Öğrenci Festivali sırasında, Ağustos 1951’de Berlin’de Nâzım Hikmet ile tanıştı ve TKP’nin yurt dışı ve yurt içi yöneticileri arasında kuryelik görevi üstlendi. Genç yaşlardan itibaren mücadele dolu bir hayatın içinde yer aldı.

Sadece pratik mücadelenin içinde yer alan bir devrimci değil, aynı zamanda sosyalist yazıları ve çevirileriyle de Türkiye’deki sol hareketin gelişimine büyük katkılar sundu. Belli, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdikten sonra, önce ABD’ye ardından Paris’e giderek uzmanlık eğitimine başladı.

51 tevkifatı ve TKP

Bu süreçte, Türkiye Komünist Partisi (TKP) ile hem yurtiçinde hem de yurtdışında bağlantılar kurarak kuryelik yaptı. Türkiye’ye döndüğünde, İstanbul’dan Paris’e gitmek üzereyken yakalandı ve TKP’ye yönelik büyük bir operasyon başladı.

Bu süreçte, “51 Tevkifatı” olarak bilinen dalga ile gözaltına alınan Belli, TKP Merkez Komitesi üyeleri Şefik Hüsnü Değmer, Zeki Baştımar, Reşat Fuat Baraner, Mehmet Bozışık, Halil Yalçınkaya ve Mihri Belli ile birlikte tutuklandı.

1957’de cezaevindeyken, TKP’nin önde gelen isimlerinden Mihri Belli ile evlendi. Ancak o dönemde komünist oldukları gerekçesiyle hüküm giymiş doktorların mesleklerini icra etmesi yasaklanmıştı. Bu nedenle 1964 yılında ailesiyle birlikte Cezayir’e yerleşerek burada doktorluk yaptı.

Üç yıllık cezaevi süreci

1966’da Türkiye’ye dönen Belli, 12 Mart 1971 muhtırasının ardından tekrar gözaltına alındı ve üç yıl cezaevinde kaldı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra ise bir kez daha yurtdışına çıkmak zorunda kaldı.

Sevim Belli, sadece pratik mücadelenin içinde yer alan bir devrimci değil, aynı zamanda sosyalist yazıları ve çevirileriyle de Türkiye’deki sol hareketin gelişimine büyük katkılar sunan bir isimdi. Yaşadıklarını “Boşuna mı Çiğnedik” adlı kitabında kaleme aldı, mücadele dolu hayatını gelecek kuşaklara aktardı. 

*****

Sevim Belli’nin ardından 

Belli’nin kaybı, sosyalist hareketin farklı kuşaklarından isimler tarafından da büyük üzüntüyle karşılandı. Belli için, sosyalist camiadan isimler veda mesajları paylaştı.

Odak Dergisi, Sevim Belli’nin ölüm haberini şu sözlerle duyurdu:

“Fedakarlığı, mücadele azmi, insan sevgisi, umudu ve direngenliği ile bilinen Sevim Belli’nin cenazesi ile ilgili ayrıntılı bilgi verilecektir.”

Devrimci İşçi Partisi Genel Başkanı Sungur Savran;

Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal, Belli’nin çevirileriyle birçok insanın sosyalist ideolojiyle tanıştığını belirterek, “Onun çevirdikleriyle başladık okumalara, bizim kuşağın üzerinde emeği çok büyüktür. Çınarımız Sevim Belli’yi saygıyla uğurluyoruz.” dedi.

Karikatürist Tuncay Akgün, onun sosyalist hareket içindeki tarihî rolüne vurgu yaptı ve  “Türkiye devrimci hareketinin 100 yıllık çınarı Sevim Abla’yı kaybettik. Çok üzgünüm” dedi.

Özlem Gümüştaş, Sevim Belli’nin “Boşuna mı Çiğnedik” kitabından alıntı yaptı. “Bu yolu hep bilinçle, nereye gittiğini asla unutmadan çiğnedim. Kesinlikle boşuna çiğnemiş olamam.”

Özgül Saki ise Belli’nin vefat haberinin kendisini derinden üzdüğünü belirterek, “Sevim Belli dün gece aramızdan ayrılmış, çok üzgünüm. Devri daim olsun” dedi.

Sevim Belli Belli’nin vefatının ardından İstanbul Tabip Odası bir taziye mesajı yayımladı: “İstanbul Tıp Fakültesi mezunlarından, sosyalist, yazar, çevirmen, üyemiz Sevim Belli’nin vefatını büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız.”

Sevim Belli’nin Türkçeye çevirdiği kitaplar 

  • Karl Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, Sol Yayınları
  • Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Onur Yayınları (Ekim 2005)
  • Charles Darwin, İnsanın Türeyişi, Onur Yayınları (Haziran 2002)
  • İbn-i Haldun, Mukaddime (3 cilt), Onur Yayınları (Kasım 2011)
  • Karl Marx, Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’i, Sol Yayınları
  • Karl Marx, F. Engels, Anarşizm Üzerine, Sol Yayınları
  • Karl Marx, F. Engels, Alman İdeolojisi [Feuerbach], Sol Yayınları
  • Karl Marx, F. Engels, Fransa’da Sınıf Savaşımları 1848- 1850, Sol Yayınları
  • Karl Marx, Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’i, Sol Yayınları
  • Karl Marx, Ücretli Emek ve Sermaye, Sol Yayınları
  • F. Engels, Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu, Sol Yayınları
  • Vladimir İlyiç Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm, Sol Yayınları
  • Georges Politzer, Felsefenin Başlangıç İlkeleri, Sol Yayınları
  • Zubritski Mitropolski, İlkel, Köleci ve Feodal Toplum Kapitalist Öncesi Biçimler, Sol Yayınları
  • Zubritski Mitropolski, Kapitalist Toplum, Sol Yayınları

*******

ODATV RÖPORTAJI

Sevim Belli, 16 Ağustos 2016 tarihinde Odatv’den Şenol Çarıka röportaj vermişti:

İşte o röportaj:

Sevim Belli bugün yaşayan en eski komünistlerden. Hekim. Kalkavan sülalesinden gelmesine rağmen, bütün imkânları elinin tersiyle itmiş ve kendisini sosyalizm mücadelesine adamış. Bugün 91 yaşında. 26 Ağustos 2013’te Arslan Kılıç, Dilşat Zülkadiroğlu ve Onur Murat Sokulu ile birlikte ziyaret etmiştik. O zaman 88 yaşındaydı ve kapıyı yüzünde büyük bir mutlulukla kendisi açmıştı. Çaylarımızı da kendisi ikram etmiş, sohbetimiz süresince ara ara yaptığı esprilerle bizleri güldürmüştü. Söyleşi boyunca Mihri Belli’nin çalışma masasının önünde, onun koltuğunda oturmuştu. Masanın üzerinde de onun fotoğrafı vardı.

Sevim Belli’yle özellikle TKP tarihine ilişkin yaptığımız söyleşi 3 Ekim 2013’te Aydınlık’ta yayınlandı. Ziyaretimizden kalan bazı notları da Mihri Ağabey’in ölüm yıldönümü vesilesiyle sizlerle paylaşıyorum:

“ŞİMDİ YAŞLARI SAYIYORUM”

Mihri Belli’yle arkadaş olmak benim için büyük bir şans. Biz siyasi birlikteliğimiz dolayısıyla bir araya geldik. Sadece bedence değil, fikren de bağlıyız.

Mihri 1915 doğumluydu, ben 1925 doğumluyum. Şu anda 88 yaşındayım. Şimdi yaşları sayıyorum. Herhalde onun yaşına gelince ben de giderim diyorum (gülerek)…

Kalkavan sülalesindendim. Buna üzülecek miyim? Böyle bir evden böyle bir eve geçmişim. Övünürüm bununla da. Babam emniyet müdürüydü. Çok yufka yürekliydi. Önemli olan insan sevgisidir…

“O’NDAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM”

1943’te üye oldum TKP’ye. Partiye alınacağım zaman bir broşür verdiler; geçmişi, emelleri, programını anlatan. Sovyetlerdeki kolhozlara, emek kahramanlarına imrenerek komünist oldum. Kendi yurdumuzda bir emek kahramanı olmayı hedefleyerek yahut kendi işimde de emek kahramanı olmayı hedefledim. Ben doktorum.

Kültür işleriyle ilgilendim partide. Öğrenci yetiştirdim hep, Sol Yayınları’ndan sosyalist klasikleri çevirdim. Lenin, Engels, Stalin, Marks, hepsini çevirdim…

Hapse girdim. Mihri’yle hücreden hücreye muhabbet kurduk. Mihri tahkikat falan olduğu zaman herkesin kapısını tıklatıp; ‘ne diyorsun, ne diyorlar, kuyruğunu dik tut’ derdi. Bana da “Yiğidin kalesine sığınmak lazım”; meğer ‘kuyruğunu dik tut’ demekmiş. Ondan pusulalar gelip gitmeye başlayınca izah etti ne demek olduğunu: “Ağzını sıkı tutmak!”

Hakikaten ondan çok şey öğrendim.

“SEVİM BELLİ’NİN KONTROLÜNDEN GEÇMEMİŞ BİR YAZI BU EVDEN ÇIKMAZ”

Mihri Bey son zamanlarda neyle övünüyordu biliyor musunuz? Sevim Belli’nin kontrolünden geçmemiş bir yazı bu evden çıkamaz. Öyleydi hakikaten. Yani bir yazıyı mutlaka bana gösterirdi. Ama bu karşılıklı saygıdan geliyordu. Otorite kurmakla olmaz. Bizde herkes vazifesini biliyordu. Ben çocuk, evin geçimini yürütüyordum. O’nun politikasına güveniyor ve saygı gösteriyordum, o da benim evle ilgili kararlarıma saygı gösteriyordu. Böyle gidiyorduk. Yakın zamana kadar. Çocuklar büyüdükten sonra biraz daha ikimiz de iki alana karışır olduk. Daha arkadaş olduk. (gülerek)

“MİHRİ BELLİ’Yİ KAYBETMEK LAFINI ÇOK YADIRGIYORUM”

‘Mihri Belli’yi kaybetmek’ lafını çok yadırgıyorum, çünkü kaybedilmez! Bir kere kazandınız mı var o hep. Çünkü o kadar evlatlarımla da beraber hayatlarımıza damgasını vurmuş ki ben zannediyorum ki ben de önce gitsem Mihri Belli için de öyle olacaktı. Sevim Belli hep vardı. Şimdi bu koltuk o’nun koltuğu. Ben evde yalnız olduğum zaman bu koltuğa çok kere Mihri orada oturuyormuş gibi bakıyorum. Bazen öyle oluyor ki ‘Yahu Mihri baksana bunlar ne diyor, bu gazete ne diyor’ diye boş bulunup neredeyse kendi kendime konuşacağım, öyle bir hava var. 50 seneye yakın bir hayatı paylaşmışız. Ben O’nun ne diyeceğini biliyorum, O benim ne diyeceğimi biliyor. Paylaşmanın tadını biliyoruz. Ben O’nun ne söyleyeceğini bildiğim halde soruyorum, O da öyle…

“UMUTSUZ DEĞİLİM HİÇBİR ZAMAN, DÜNYA DAHA İYİ OLACAKTIR”

Dünyanın emekçiler açısından daha güzel, daha derin geçirileceğine ve emeğin gerçekten yüksek değer olacağına inancımı kaybetmedim. Ve böyle gideceğini zannediyorum…

Bilim ilerledikçe insanoğlunun kafası da daha ilerliyor ama tabi çıkarlar bazındaki dengelenme hiçbir zaman şimdiye kadar sömürülen sınıfların lehine dönmedi. Bundan sonra gençlerin çabalarıyla diyelim, bizim zamanımız eskidi biliyorsunuz. Ama ben hâlâ inanıyorum. Hala daha iyi günler görmeyi umud ediyorum, veyahut diliyorum diyorum. Ama bu havadan inme olmaz, kitlelerin mücadelesiyle varılacak bir şey olur.

Adımları yurt toprağına sağlam basmalıyız. Yurt halkına, yurt halkının emeğine sağlam bir değer vermeliyiz.

Umutsuz değilim hiçbir zaman. Dünya daha iyi olacaktır…

Exit mobile version