Atatürk Görseli
CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

14 Mart Küba’nın ulusal kahramanı José Martí tarafından 1892’de kurulan Patria gazetesinin ilk baskısını anmak için “Küba Basın Günü” olarak kutlanıyor. 

“Küba basınında değişim yeni bir fikir değil. 1959’dan sonra basını rüşvetçi, teslimiyetçi ve yozlaşmış seçkinlerin elinden alıp halka vermek ve hiçbir zaman sahip olmadığı ifade özgürlüğü gücünü halka kazandırmak için yeniden şekillendiren devrimin kendisi de değişiyor ve bu değişimin gerçekleşebilmesi için ülkenin iletişim sisteminin bir parçası olan medya sisteminin de en ivedi şekilde dönüşmesine ihtiyaç duyuyor.

“Değişim ve gelişimden kopan bir bilim körelir; toplum ve medeniyet adına pişmanlık verici bir israf haline gelir. Bu durum, mesleğe yön vermiş en önemli referans kaynaklarımızın akademik modellere dönüştüğü Küba gazeteciliğinde özellikle geçerli.”

Bu vesileyle 11-13 Şubat 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen 5. Julio García Luis Ulusal Sanal Basın Festivali’nde Ricardo Ronquillo tarafından yapılan açılış konuşmasını paylaşıyoruz.

Küba basınında değişim yeni bir fikir değil. 1959’dan sonra basını rüşvetçi, teslimiyetçi ve yozlaşmış seçkinlerin elinden alıp halka vermek ve hiçbir zaman sahip olmadığı ifade özgürlüğü gücünü halka kazandırmak için yeniden şekillendiren devrimin kendisi de değişiyor ve bu değişimin gerçekleşebilmesi için ülkenin iletişim sisteminin bir parçası olan medya sisteminin de en ivedi şekilde dönüşmesine ihtiyaç duyuyor.

Devrimi bugüne kadar muzaffer kılan ve akıbetini bildiğimiz 20. yüzyıl sosyalizminin uygulamalarından miras kalan basın modelinin, Küba’nın ulusal kurtuluş projesinin direnişini ve zaferini 21. Yüzyılda da güvence altına alabileceği fikrine kendimizi kaptırmamız, sorumsuzluk demeyelim ama siyasi açıdan naiflik olur.

Kapsamlı tartışmalar sonrasında önüne demokratik sıfatını eklediğimiz kalkınmış ve sürdürülebilir sosyalizm kavramı somutlaşmak için değişime ihtiyaç duyar. Fidel’in en önemli görüşlerinden biri kapsamında belirttiği gibi, bunu değiştirilmesi gereken her şeyi değiştirerek yapmak gerekiyor. Bunların arasında kronik hataları ve deformasyonları nedeniyle gerçekliğin dışına düşen sözde reel sosyalizmden miras aldığımız basın ve kamusal iletişim modeli de yer alıyor.

Az önce söylediklerimizi göz ardı etmek Küba sosyalizminde ancak ciddi dengesizliklere sebep olabilir. Parti Merkez Komitesi Birinci Sekreteri ve Devlet Başkanının Halk İktidarı Ulusal Meclisi önünde gerçekleştirdiği son hesap verme oturumunda şikayetçi olduğu üzere, alınan kararların önemli bir kısmının temel iletişim kurallarının göz ardı edilmesi nedeniyle aleyhimize dönmesi de buna dahil. 

Yaşadığımız değişimin gerçekleştiği kendine özgü bağlamı göz ardı etmek ciddi bir hata olur. Küresel iletişim kuralları bir bilgi-iletişim tiranlığının gölgesinde köklü bir şekilde yeniden tanımlanıyor. Küba gerçeği hızla bir sosyal ağ toplumuna dönüşüp iletişim alanında yaşanan sinsi bir savaşa doğru çekiliyor ve bunun karşısında yeterince güçlü kültürel “anti-viral” araçlarımız yok. Bunun yanında, iletişim alanını hedef alan ve giderek daha fazla şiddetlenip yozlaşan bir hibrit savaş, Covid-19’un yoğun etkileriyle birlikte bizi yaşamımızın her alanında ağır sonuçları olan uzun süreli bir kriz halinde tutuyor.

Bugün bile hal böyleyken, dünyayı -gerçekliğin beş para etmediği- utanç verici bir “post-gerçeklik” çağına sürükleyen teknoloji oligarklarının desteğini alan Donald Trump’ın imparatorluğun başına geçmesiyle tablonun ne kadar vahimleşeceğini kendimize sormamız gerekiyor. Dünyadaki derin adaletsizlikler son yaşanan pandeminin beraberinde getirdiği sorunların çözümünü geciktirdi; en aşırı ve insanlıkdışı fikirleri küresel düzeyde popüler kılma becerisine sahip olan yeni “infodemi”yi yok etmek ise çok daha zor ve maliyetli olacak.

Bu teknoloji oligarklarının baş belası patronları öncülüğünde girişecekleri ilk soygun, Panama’dan da önce, insan aklını manipülasyon yoluyla ele geçirmek, insanlığın tüm kanallarını zapt etmek olacak.

5. Ulusal Sanal Basın Festivali’ni işte böyle bir dönemde gerçekleştiriyoruz. Bu festival, geleceğe doğru ilerlemek için geçmişin deneyim, sorgulama ve analizlerinden beslenerek doğdu. Bu etkinlik, ilk buluşmamızda da vurguladığımız gibi basın sektöründeki toplu sızlanmalar dönemini aşmayı ve yerine toplu yaratıcılığımızı, uzun süredir devam eden bu çöküş döneminin yerine yeni projeleri ve bu projelerin somutlanmasını koymayı hedefliyor. 

Festivalin doğuşu, Küba Gazeteciler Birliği Başkanlığı’nın 10. Kongre’de ortaya koyduğu proje bazlı bir çalışma sistemi kurma fikrine dayanıyor. Birliğin etkinlik, ödül ve yarışma sistemi, fazlasıyla bireysel çalışmaya odaklanmıştı; bu da medya kuruluşlarımızın bütünsel dönüşümünü pek az destekleyip teşvik ediyordu.

Aynı derecede önemli bir diğer mesele ise, teorinin raflarda tozlanmaya bırakılmayıp dönüşüme hizmet edeceği bir yol bulma gereğiydi. Değişim ve gelişimden kopan bir bilim körelir; toplum ve medeniyet adına pişmanlık verici bir israf haline gelir. Bu durum, mesleğe yön vermiş en önemli referans kaynaklarımızın akademik modellere dönüştüğü Küba gazeteciliğinde özellikle geçerli.

Bu nedenle, festivalin teorik kısmını Devrim dönemlerinde basın ile iktidar arasındaki ilişkiyi inceleyen en önemli bilim insanlarından biri olan Julio García Luis’i onurlandırarak tamamlarken, yenilik bölümünü ise değişim hayallerimizi şekillendiren şanlı Juan Antonio Borrego’yu onurlandırarak tamamlıyoruz. Her iki şahsiyet de hem bu dünyada hem de ölümlerinden sonra Küba’yı devrimcileştirmek için -zaman zaman duyarsızlık ve şüphecilik içeren- devrimcileşme irademizi her şeyi göze alarak mayınlardan temizlemiş ve bizlerin önünü açmıştır.

Eve kapanmanın kural haline geldiği Covid-19 adlı insanlık trajedisinin ortasında gazeteciliğimiz için ektiğimiz arayış ve keşfetme tohumları olmasaydı daha sonradan ülkenin 16 medya organında başlattığımız denemeyi gerçekleştirmek mümkün olmazdı. Aldığımız cesaret verici sonuçlar bu denemeyi ulusal medya sistemimizin geri kalanına da yaymamız gerektiğini söylüyor.

İlk festivalden bu yana geçen beş yıl içinde, ülkemizdeki sosyalizme hizmet edecek yeni bir basın ve kamusal iletişim modeli inşa etmek adına siyasi, hukuki ve kurumsal temeller oluşturuldu. Dünya çapındaki bilgi-iletişim totaliterliğinin dayandığı modelden farklı olarak barındırdığı kamusal niteliğinden ötürü seçkinlerin değil, halkın hizmetinde olan bir model... Küba’nın ve Küba Devrimi’nin tarihindeki ilk Sosyal İletişim Yasası’nda ortaya konulan ilkelerde de vurgulandığı üzere, basının da toplumsal denetim mekanizmalarına dahil edilmesini ve diğer kurumlar gibi yurttaşlara hesap verme yükümlülüğü taşımasını sağlayan bir model…

Bunun için, üstat Julio García Luis’in “basın özgürlüğü, örgütlü toplumun medya araçlarına sahip olma hakkıdır” şeklindeki önermesiyle yetinmemiz tek başına yeterli değil. Bu önermeyi, toplumun sağlam, modern, güvenilir, yenilikçi, kendi içinde ve dünyadaki muadilleriyle eklemlenmiş bir medyaya sahip olma hakkı ile tamamlamamız gerekiyor. Böylesi bir medya, toplumu manevi ve ideolojik açıdan silahsızlandırmayı amaçlayan yalan, kibir ve nefret kuşatmasını yarmaya imkân tanıyacak bir toplumsal otorite ve etki gücüne de sahip olacaktır.

Tam da bu nedenle, Patria gazetesini ve Küba’nın yurtsever, antiemperyalist gazeteciliğini yeniden kuran José Marti’nin ilham veren vefatından neredeyse 130 yıl sonra, devrimci basınımız için değişim bir seçenek değil, bir aciliyettir.


 RİCARDO RONQUİLLO

Yazar: Ricardo Ronquillo
Yayınlandığı yer: Cubadebate
Yayın tarihi: 13 Şubat 2025
Çeviri: İlhan Şendil 

“Küba Gerçeği”, 2023 Şubat ayında Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) girişimiyle başlatılan bir yayın. Küba’da siyaset, ekonomi, yaşam, kültür gibi konularda Kübalı yazarların ürettiği makalelerin çevirilerini yayımlayan Küba Gerçeği’nde çıkan makaleler, artık soL’da paylaşılıyor.

Exit mobile version