Atatürk Görseli
CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

Düşünenlerin Düşünceleri Mustafa GÖNÜL

Kazanmasını Bilmeyenler Kaybetmekten Korkmaz

Tarih 28 Mart. Ilık bir ilkbahar sabahı. Saat 6.00. Traşımı oluyor, güzelce giyinip okulun yolunu tutuyorum. Tüm günüm büyük bir yoğunluk içinde geçiyor. Vakit akşamın 17.00’si. Bir anda ortalık öylesine sakin öylesine sessizleşiyor, sanırsınız ki yaşam o anda durmuş kocaman İstanbul’da. Martılar bile sanki kanat çırparak bu sessizliği bozmak istemiyormuşçasına suskun. Varoşlarda bir okul. Okulun 50-60 kişilik sınıfında 7 kişilik bir grup.

Biraz sonra sanki sınıfa gür sesiyle bir öğretmen girecek ve bu 7 kişilik sınıfa ödevlerimizi yapıp yapmadığımızı soracak. Ben sınıf başkanıyım orada bulunan herkesi gözlemliyorum. Çıt yok. Sadece yerinden fırlayacakmış gibi gümbür gümbür atan yüreğimizin sesi var. Amma da yürek ha! Beni öylesine etkisine almış ki yüzlerimin yandığını yanaklarımın al al olduğunu hissediyorum.

Öğretmen sınıfa girecek ve ödev yoklamasından boynu bükük ayrılacakmışım gibi bir his var içimde ama düşünüyorum, ben ödevimi tam yaptım. Birileri ödevimin sonucunu sınıf arkadaşlarımla paylaşmamı engellemiş kendileri ÖDEVLERİNİ YAPMADIKLARI için bu sonucu reva görmüşlerdi. Bu yanlıştı aynı yanlışı daha öncede yaşamıştık.

Bu ne benim kaderimdi ne de benden sonra gelecek çocuklarımın alın yazısı.

28 Mart saat 17.00 cebimden bir tomar anahtar çıkarıp önümde bulunan umut sandıklarından birini açıyorum. Orada bizim ödevlerimizin belgesi saklı.

Sarılı mavili bir tomar kâğıt, her kâğıdı açışta gözlerim önce altı oku arıyor. Üç, beş, on… İçimde bir burukluk. Arada bir gördüğüm ödev notlarım (evet mührü) bile artık sevindirmiyor beni.

CUMHURİYET FİKİRCE, BİLİMCE, FENCE, BEDENCE GÜÇLÜ VE YÜKSEK KARAKTERLİ KORUYUCULAR İSTER.” diyen Ulu Önder’e bir defa daha hüzünle bakıyorum. Ve biliyorum ki ödevini yapmayanlar bu sorumsuzluklarını birilerinin omuzlarına yıkacaklar. Çünkü onların yarınlar diye bir sorumluluğu olmadı, olmayacak. Çünkü onlar ki KAZANMASINI HİÇ BİLEMEDİLER, KAYBEDECEKLERİ BİR ŞEYLERİ YOK.

Onlara inat bizler çağdaş Türkiye’nin çağdaş düşünen insanları ülkemizi seviyoruz, Cumhuriyeti seviyoruz. Atatürk’ü seviyoruz. Bu uğurda sonuna kadar mücadelemizi sürdürmeye yemin ettik. Çocuklarımızı ortaçağın bağnazlığına sürüklemek isteyenlere izin vermeyeceğiz.

Exit mobile version