İçmeler Mahallesi Muhtarı dertli…
İçmeler mahallesi muhtarı Hacı Pür dertli. Gazetemizi ziyaret eden Sayın Pür’le mahallesinin sorunlarını, çözüm yollarını konuştuk. İşte kendi ağzından İçmeler mahallesinin sorunları…
Mahallemizde tamamlanması gereken o kadar çok eksik var ki… İlk sorun: mahallemiz altyapısının halen tamamlanmamış olmasıdır. Aslında bu konuda çalışmalar hâlâ sürüyor ama… Henüz bitmiş değil.
İkinci sorun: halen çalışması yürütülmekte olan yarım kalan kanalizasyon işi. Aslında bu da altyapı çalışmasının içine döndü ama bu biraz farklı, neden mi? Kanalizasyon çalışması çok yavaş olmakla beraber yürüyor. Ancak kanalizasyon yapacağız diye bozulan asfaltlar ya hiç onarılmamış olduğu gibi bırakılmıştır ya da onarılsa bile ek olmasından dolayı sonuç hiç sağlıklı olmamıştır. Kısacası “Midyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olduk!” Mahallemizin altyapısı tamamlanıyor diye sevinirken, asfaltlarımızdan da olduk!
Halkımız artık bir alalım derken geriye iki vermek istemiyor.
Farkındamısınız nedense kaybeden hep biz oluyoruz. Nedense bizim eksiklerimiz hiç tamamlanmıyor. Acaba biz bu konular hakkında sesimizi yeteri kadar duyurabildik mi? Açıkçası biz müracaatlarımızı, dilekçelerimizi, yapılması gereken ne varsa bildiriyor, görevimizi yerine getiriyoruz ama herhalde taleplerimiz henüz göz önüne alınmıyor.
Tek arzumuz eksikliklerin en kısa zaman içerisinde tamamlanması…
Unutmadan! Mahallemize yapılması gereken çok önemli bir iş daha var. O da E-5 Karayolu Köprü bağlantısıdır. Bu konu üzerinde durulmasını önemle rica ediyoruz. Bu konuyu da halkımızın ve yetkililerin bilgisine sunuyoruz.
Bu kadar da olur mu?
16 Temmuz Cuma akşamı Aydınlı’da gerçekleşen bir olayı anlatıyor. Barış Boğakurt, işten eve dönmüş ve kardeşiyle birlikte televizyon izlerken büyük bir sarsıntı yaşanmış. İlk başta bir deprem olduğunu düşünmüşler, fakat evlerine bir tırın çarptığını ve evin yarısına kadar girmiş olduğunu fark etmişler. Olay büyük bir hasara yol açmış, ev neredeyse bir enkaza dönüşmüştü.
İddiaya göre şoför Ali Şener her zaman ki gibi kullandığı tırı sokağa park edip, el frenini de çekmişti. Ancak sebebi anlaşılamayan bir şekilde fren boşalmış; tır, yolun hafif eğimiyle bir anda evin içine girmişti.
Ev sahibi “şirket yetkilileri sigortaları aracılığıyla eksper gönderip zararımızı tazmin edeceklerini söylediler.” Böylece bu garip kaza can kaybı ve yaralı olmadan atlatılmış oldu.
Tuzla’ya FORMULAKONDU…
Grand Prix 2005 Ağustos’unda Tuzla’da başlayacak. Ancak pist alanının açıklanmasıyla birlikte bölgede büyük bir rant mücadelesi başladı bile. Kaçak yapılarla büyük bir mücadele gerçekleştiren Jandarma Çevre Koruma Müdürlüğü oluşturduğu timlerle bugüne dek 80 civarında kaçak yapıyı yıktı.
Tuzla Tepeören’de 2400 dönüm arazi üzerinde inşa edilen, inşaatında yaklaşık 1000 kişinin çalıştığı ve 2004 sonunda bitirilmesi planlanan Formula 1 pistinin inşaatına büyük bir hızla devam ediliyor.
Tüm dünyanın izleyeceği Grand Prix, 2005 Ağustos ayında birinci yarışla başlayacak ve Tuzla, Michael Schumacher, Juan Pablo Montoya gibi pistlerin “hızlı çocuklarına” da ev sahipliği yapacak.
Tuzla Tepeören’de İstanbul Grand Prix’in yapılacağı pistin inşaatı tüm hızıyla sürerken bölgede rant kavgası had safhaya ulaştı. Bölgeye pistin yanısıra oteller, konaklama evleri, atölyelerin de yapılacak olması arazinin değerini inanılmaz boyutlara taşıdı. İstanbul’un su ihtiyacının %35’inin sağlandığı Ömerli Barajı havzasına yakınlığı nedeniyle İSKİ İçme Suyu Havzaları Koruma ve Kontrol Yönetmeliği gereğince koruma altında olan araziler aynı zamanda da Orman Yasasına tabi. Arazilerin çoğu “ekilebilir toprak” olarak belirlenmiş. Ancak bu “ekilebilir” toprakların üzerindeki “satılık” tabelalarının çokluğu durumu yeterince net anlatıyor. Formula 1 yarışlarının yapılacağı alanın Tuzla Tepeören olarak belirlenmesinin hemen ardından başlayan rant mücadelesinde ellerini çabuk tutarak köylüden arsa toplayanların başladıkları ev ve villa inşaatları ya çoktan bitmiş, ya da bitmek üzere.
Jandarma İş Başında Durumu engellemeye çalışan Jandarma Çevre Koruma Müdürlüğü diğer arazilerin de talan edilmesini engellemek için harekete geçti. İlk olarak ring halinde dolaşan timler oluşturuldu ve bugüne dek tespit edilen 80’e yakın kaçak yapı yıkıldı.
Besicilik Kamuflajı Ancak fırsatçılar buna da bir çare buldu. Satın aldıkları “ekilebilir arazilerin” üzerine dikenli teller çekip çevirdiler. Sonra buraları “besicilik yapacağız” diyerek meşrulaştırmaya çalışarak hayvan barınakları yerleştirdiler.
Böylelikle, dünyanın izleyicisi Formula 1’in şampiyonları yarışırken Tuzla’da “Formulakondu”nun sonu…
KÖLE Mİ BUNLAR?
Çocuklar en savunmasız varlıklardır. Onları her gün gözlemlerim. Hangi çocuğun ailesinin kendisine karşı nasıl davrandığını, değer verip vermediğini, yürümesinden, konuşmasından, mimiklerinden büyük bir yüzde ile anlıyorum.
Hâlâ İstanbul gibi dünya kenti bir şehirde, çocukların %35’i aile içi şiddete maruz kalıyorlar. Ebeveynlerin, ekonomik sorunlar, anne-baba ve diğer aile üyelerinin cahilliği, sopanın “cennetten çıkma olduğu” gibi atasözleri çocuklara karşı şiddet uygulamanın gerekçesi oluyor.
Çünkü onlar korumasızdırlar. Onları savunacak ne bir yasa vardır, ne de onlara sahip çıkıp kucaklayacak, barındıracak sosyal bir barınma evi, devlet kurumu.
Sokak çocukları ve sosyal hizmetlerde kalan çocukların hali daha beter. O zaman çocuklar en sevdikleri ve en güvendiklerinden şiddetlerini sineye çekiyor. Böylece büyüyorlar. İleride onlar da aynısını yapacaklar.
Ailede, çevrede, okulda kendisine değer verilen, sözü dinlenen, düşüncelerine saygı duyulan çocuklar yarının dürüst, ilkeli, toplumu liderleri olacaklar. Bu günün insanlarının sergilediği riyakârlıklar, bencillikler de tarih olacaktır.
Bir Adım
Kartal Ergenekon İlköğretim Okulu Okul Aile Birliği’nin düzenlemiş olduğu Pilav Günü ve Kermeste elde edilen gelirle tüm sınıflara TV ve DVD alındı.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı Eğitim Araçları Müdürlüğü’nden sağlanan okul öncesinden sekizinci sınıfa kadar iki ünite ve derslerle ilgili, genel kültür içerikli CD’ler teneffüslerde öğrenciler tarafından izlenmekte. Böylece öğrencilerde daha bir canlılık gözlemlenmekte.
Kurtuluş Savaşımız ve Cumhuriyet’in kuruluşunu anlatan CD’lerde cumhuriyetimizin temel değer ve ilkeleri daha anlamlı pekiştirilmekte, ayrıca kullanılan kaynaklardan izlenen ve bilgi pekiştirmek bakımından daha da yararlı oluyor.
Haftaya görüşmek üzere…