Atatürk Görseli
CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

ÇAĞDAŞ TUZLA YEREL DEĞİL ULUSAL GAZETECİLİK BAŞARISIYDI

SADIK GÜLEÇ-
Gazetecilik yaşamını internet medyasında sürdürdüğüm şu günlerde genç arkadaşlardan çok duyduğum bir sözdür; ”Bu kadar kötü bir dönem yaşadınız mı”

Geçmişi bugünle kıyaslamak sevmediğim bir yöntemdir. Basın söz konusu olduğunda her gazeteci kuşağı, birde gerçekten gazetecilik yapmak istiyorsanız, bugünle kıyaslanamayacak zorluklar yaşamıştır. Bunun birde yerel medya ayağı vardır. Gazete Duvar’da dört yıldır Yerel Haber müdürlüğü yapıyorum. Edirne’den, Hakkâri’ye kadar yerelde çalışan genç arkadaşlar ülke gündemini ilgilendiren haberleri bize gönderiyor. Onları yayınlıyoruz.

Bu yüzden yerel gazeteciler ile çalışırken yerel medyanın da zorluklarını sorunlarını bolca dinliyorum. Fakat kabul etmek gerekir ki Türkiye’de yerel medyada başarılı örnekler yada parlak gazeteciler görmek çok ender.

Meslek hayatımda bunun çok az örneğini gördüm. Ama bende iz bırakanlardan birisi Çağdaş Tuzla’dır. Halil Özen’le ne zaman tanıştık, Çağdaş Tuzla’yı ne zaman fark ettim hatırlamıyorum. Ama yalnızca Tuzla’dan değil, Kadıköy’den Gebze’ye kadar büyük bir alanda her türlü önemli haberden onun sayesinde haberdar oldum. Çağdaş Tuzla’da yaptığı haberciliğin yanına yerel medyada uzun süre kimse yaklaşamadı.

Çevre sorunları, imar yolsuzlukları, işçi hakları gibi konularda gerçekten “haber” olabilecek her şeyi Çağdaş Tuzla’da yer verdi. Bu haberler aslında yalnızca Tuzla özelinde değil ülke gündemine giren önemli haberler oldu. Bu yerel medyada ender görülen bir durumdur. Çünkü yerel medya birçok dengeyi hesap etmek zorunda kalır. Yaşam alanı dardır, reklam sorunu vardır. Ve iyi haberlerin çıkmasının önünde yalnızca zorluk yoktur. Yerel medya bu çıkar ilişkilerinin çoğunlukla bir parçasıdır ve bu yüzden gerçekten” haber” çok ender görülür.


Çağdaş Tuzla bu yanıyla tek başına çok farklı bir kulvarda yer aldı. Bu yüzden Halil Özen’le olan sohbetlerimiz her zaman bir “flaş” haberle sonuçlanırdı. Hiç unutamadığım benim meslek hayatımda da gazeteci olarak gururlandığım işlerden olan Tuzla tersaneleri haberlerine yine böyle bir sohbet sonrasında başlamıştım. Halil bana o hafta Tuzla tersanelerinde tam yedi işçinin çeşitli kazalarda öldüğünü söylemişti. Sayı çok fazlaydı. Bu yedi işçinin ölümünü haber yaptım. Sonra haberler akmaya başladı. Çalıştığım Sabah gazetesi bazen beni de şaşırtan bir şekilde bu haberlere geniş yer ayırdı. Yalnızca işçilerin çalışma şartları değil yaşadıkları yerleri de fotoğrafladık. Meslek hayatımın en gurur verici ödüllerinden Metin Göktepe ödülünü bu şekilde aldım.


Akfırat, Orhanlı, Tuzla belediyelerinin AKP, CHP fark etmeksizin yaptıkları yolsuzlukları ilk olarak Çağdaş Tuzla’da görüp peşlerine düştük. O gün yazdıklarımız sayesinde birçok belediyede yolsuzluk operasyonları yapıldı. Bazı belediye başkanları hapse girdi. Üstelik yapılan operasyonlarda ünlü bazı gazetecilerin bu belediyelerden nasıl nemalandıkları para aldıkları dahi ortaya saçılan polis jandarma dinlemelerinde ortaya çıktı. Ama Çağdaş Tuzla bu yozlaşmışlık denizinde küçük bir fener gibi durdu. Tabi kolay olmadı. Başta Çağdaş Tuzla’ya bazen bizede uzanan tehditler satın alma girişimleride oldu. Halil ve eşi Hülya saldırıya uğradı.


Çağdaş Tuzla sayesinde yerel gazeteciliğin gücünü ve önemini o yıllarda anladım. Bugün çalıştığım yerel medya kuruluşlarına ve gazetecilerine zaman zaman bu örneği aktarırım. İnternet nedeniyle artık yerel yada ulusal kavramları arasındaki ayrım yok oldu. Mesele iyi gazetecilik yapmak. Hatta yerelde olmak artık bir dezavantaj değil önemli bir avantaj haline geldi.


Çünkü internet sayesinde okuyucu kitlemiz bütün Türkiye hatta bütün dünya. Bu yüzden Çağdaş Tuzla’nın bir internet sitesi olarak hayata geçmesi onun yaptığı haberlerin herkese ulaşmasını sağlayacak.
Bugün Çağdaş Tuzla’nın tekrar yayınlanacağını öğrendiğimde heyecanlandığımı itiraf etmeliyim.

Gazeteciliğin temel işlevlerinden birisi yaptığı haberler ile aynı zamanda bir denetim görevi üstlenmesidir. Yapılan haberler aynı zamanda topluma kamuya “hastalığın” nerede olduğunu gösterir. Bu yanıyla günümüzün kutuplaşmış dünyasında çok görülen “bizden “olanın hatalarını göz ardı etmek aynı zamanda yozlaşmaya davetiye çıkarmaktır.

Bugün yapılan gazetecilikte bunu çok görürüz. “Hükümet Medyası” evet vardır. Ve neredeyse bir parti medyası gibi hareket etmektedir birçok yayın organı. Ama bunun birde tersi vardır. Kendi dünya görüşümüze yakın partilerde, belediyelerde, kurumlarda olan hatalara en hafif deyimle daha müsamahalı oluruz.

Çağdaş Tuzla bu yanıyla da geçmişte bir gazetecilik dersi verdi. Çıkar söz konusu olduğunda birlikte çalışan belediyelerin yolsuzluklarını, suistimallerini buldu haberleştirmekten çekinmedi. Ona yönelik saldırıların bir kısmı bu nedenle bu cenahtan geldi.  Ama ben tamda bu nedenle yerel medyanın en iyi örneği olarak görüyorum Çağdaş Tuzla’yı.
O yüzden tekrar hoş geldin Çağdaş Tuzla..

Gazeteci

Exit mobile version