Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM) çağrısıyla Ankara’da toplanan Cumhuriyetçiler Kurultayı’nda laiklik, halk egemenliği ve emperyalizmle mücadele çağrıları öne çıktı. Beş oturumda yürütülen yoğun tartışmaların ardından sonuç bildirgesi hafta içi kamuoyuyla paylaşılacak.
Cumhuriyetçi yurttaş inisiyatiflerinden sendikalara, akademisyenlerden gazetecilere, siyasetçilerden kadın örgütlerine kadar geniş bir katılımla 24-25 Mayıs 2025 tarihlerinde Ankara’da düzenlenen Cumhuriyetçiler Kurultayı, “yeni ve devrimci bir cumhuriyet” fikri etrafında tarihi bir buluşmaya sahne oldu.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM) çağrısıyla toplanan kurultayda Cumhuriyet’in kaybı, laikliğin yeniden inşası, emperyalizmle mücadele ve halk egemenliği gibi temel başlıklarda kapsamlı tartışmalar yürütüldü. Dört ana oturum ve bir sonuç bildirgesi oturumundan oluşan kurultayda emekten, eşitlikten, kamuculuktan ve laiklikten yana yeni bir Cumhuriyet tasavvuru öne çıktı.
Birinci Oturum: “Cumhuriyet Nasıl Kaybedildi?”
Açılış oturumunda TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, tarihçi Gözde Somel, akademisyen Ömer Atagenç ve gazeteci-yazar Barış Terkoğlu söz aldı. Oturuma Beşiktaş Belediyesi işçileri adına gönderilen dayanışma mesajı damga vurdu.
Kemal Okuyan, “Mülk sahibi sınıflara dokunmayan devrimci dönüşüm ilerleyemez” diyerek Cumhuriyetçi mücadelenin sermaye egemenliğiyle hesaplaşmadan başarıya ulaşamayacağını vurguladı.
Tarihçi Gözde Somel, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren zengin-yoksul ayrımının büyüdüğünü belirterek, “Laikliğin tasfiyesi, sermaye sınıfının çıkarı içindi” dedi.
Ömer Atagenç ise “Bugün buraya bir akademisyen değil, bir Kemalist olarak geldim. Cumhuriyet kapitalist düzende taçlanamaz” dedi.
Barış Terkoğlu ise Cumhuriyet’in eşitlikten ve devrimci çekirdeğinden koparıldığını belirterek, “İktidar odağı yaratılmadan Cumhuriyet yaşatılamaz” uyarısında bulundu.
İkinci Oturum: “Laikliği Nasıl Yeniden İnşa Edeceğiz?”
Oturuma gazeteci Emre Kongar’ın video mesajı damga vurdu. Laikliğin sınıfsız toplumla özdeş olduğunu vurgulayan hukukçu Ali Rıza Aydın, “Tutsak edilmiş bir laikliğin geleceği yoktur” dedi.
Hukukçu Neval Oğan Balkız, “Cumhuriyeti korumak değil, onu yeniden inşa etmek görevimizdir” derken, akademisyen Fatih Yaşlı, laiklik mücadelesinin işçi sınıfı iktidarı mücadelesiyle bütünleştiğini savundu.
Avukat Müjde Tozbey, “Laikliğin yıkımının en ağır bedelini kadınlar ödüyor. Laikliği geri alacağız, Cumhuriyet’i yeniden kuracağız” sözleriyle dikkat çekti.
Üçüncü Oturum: “Emperyalizmin Tahakkümünden Nasıl Kurtuluruz?”
Oturumun açılışında konuşan akademisyen Erhan Nalçacı, “Cumhuriyet’i yeniden kurarken hiçbir kapitalist ülkenin hegemonyasını kabul etmeyiz” dedi.
Gazeteci-yazar Barış Doster, “Cumhuriyet yurttaşlığı, laiklik ve kamuculuk bizim ortak paydamızdır” diyerek halk egemenliği çağrısı yaptı.
Kaan Eroğuz, Ebru Yazıcı ve Mustafa Türkeş, NATO, AB ve IMF gibi emperyalist yapılarla hesaplaşmadan bağımsızlıkçı bir çizginin mümkün olamayacağını vurguladı.
Dördüncü Oturum: “Ekonomide Halk Egemenliğini Nasıl Kuracağız?”
Oturumun başkanlığını yapan THTM Sözcüsü Oğuz Oyan, Türkiye’de özelleştirmelerin sadece AKP ile değil, öncesinde de sermaye ve IMF dayatmalarıyla hayata geçirildiğini belirtti.
Yazar Serdar Şahinkaya, “Yeni ve devrimci bir cumhuriyete her zamankinden çok ihtiyacımız var” dedi.
Akademisyen Gamze Yücesan Özdemir, “Emekçiler yurttaşlıktan kovuldu, çalışma hakkı temel mücadele alanı olacak” dedi.
Nevzat Evrim Önal ve Gülay Dinçel, devletleştirme ve sermayesiz bir yeniden kuruluş çağrısı yaptı.
İskender Özturanlı, “Halk ekonomisi kamulaştırma ile kurulur” diyerek sosyalist bir programın zorunluluğuna dikkat çekti.

Beşinci Oturum: Sonuç Bildirgesi Hazırlıkları
Kurultay’ın son oturumunda dört oturum boyunca sunulan değerlendirmeler ışığında sonuç bildirgesi tartışmaya açıldı. Katılımcıların katkılarıyla şekillenen bildirgenin son hali önümüzdeki hafta kamuoyuyla paylaşılacak.
Kurultayın genel çağrısı:
Yeni bir laiklik anlayışı, kamucu ekonomi politikaları ve antiemperyalist bir perspektif etrafında şekillenen Cumhuriyetçilerin birliği, mevcut düzenle hesaplaşmayı merkeze alan bir emekçi cumhuriyeti hedefiyle toplumsal muhalefete yeni bir yön vermeyi amaçlıyor.