CUMHURİYETİMİZİN 101. YILI KUTLU OLSUN!

Avcılar Marmara Caddesi’nde on binlerce kişi, tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara’nın serbest bırakılması talebiyle düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde bir araya geldi. İmamoğlu’nun özgürlüğü için İstanbul genelinde her hafta farklı ilçede düzenlenen bu buluşmaların dokuzuncusu Avcılar’da gerçekleştirildi. Miting alanını hınca hınç dolduran yurttaşlar sık sık “İmamoğlu’na özgürlük”, “Utku’ya özgürlük” ve “Milletin iradesi gasp edilemez” sloganları attı. Coşkulu kalabalık, taşıdıkları bayraklar ve dövizlerle hükümeti protesto ederken, miting alanında “Buranın adı miting ama biz eylem yapmaya geldik” sözleriyle başlayan konuşmalarla demokrasi ve adalet çağrıları yükseldi.

Mitingde Mektuplar Okundu

Miting programı kapsamında ilk olarak tutuklu siyasetçilerin gönderdiği mektuplar okundu. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, kürsüye üzerinde “İmamoğlu’na Özgürlük” yazan bir dövizle çıkarak Ekrem İmamoğlu’nun Silivri Cezaevi’nden yolladığı mesajı halka iletti. İmamoğlu mektubunda, Avcılar’da toplanan vatandaşlara “Yüreği ülke sevgisiyle çarpan güzel insanlar, sizler bu ülkenin umudusunuz. Her türlü baskıya, zulme inat bir adım geri atmıyorsunuz” diyerek teşekkür etti. İmamoğlu, hukuksuzluğa karşı yılmadan mücadele eden vatandaşların Türkiye’nin aydınlık ve güzel geleceğini inşa edeceğini vurgulayarak “Türkiye’nin aydınlık, güzel geleceği sizlerle gelecek” ifadelerini kullandı.

Silivri Cezaevi’nden yazdığı mektubunda Ekrem İmamoğlu, 2019’dan bu yana İstanbul’da hayatı kolaylaştırmak ve adaleti hâkim kılmak için canla başla çalıştıklarını, 2024 yerel seçimleriyle kadrolarının daha da büyüyüp güçlendiğini belirtti. Avcılar’ın genç Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara gibi yeni isimlerin katılımıyla 16 milyon İstanbullunun mutluluğu için seferberlik duygusuyla hizmet ettiklerini ifade etti. İmamoğlu, ortaya konan başarılı icraatlar ve halkın sevgisinin, iktidarın kendilerine karşı başlattığı siyasi operasyonun en önemli sebeplerinden biri olduğunu söyledi. “Bizimle icraatta, hizmette yarışamayacaklarını, bizi sandıkta asla yenemeyeceklerini çok iyi biliyorlar” diyen İmamoğlu, bu nedenle düzmece iddialar ve kumpas davalarıyla saf dışı bırakılmaya çalışıldıklarını kaydetti. Seçimle alamadıkları belediyeleri milletin iradesini gasp ederek ele geçirenlerin, yaptıklarından utanmadıklarını ve bunu sevinç çığlıklarıyla kutladıklarını belirten İmamoğlu, “Ama biz, onların akıllarının alamayacağı kadar çoğuz. Yalnız İstanbul’da değil, Türkiye’nin dört bir yanında adaletle, liyakatle yöneten belediye başkanlarımızla çok büyük ve güçlü bir kadroyuz” dedi. Ünlü bir dizenin sözleriyle “Sayılmayız parmak ile, tükenmeyiz kırmak ile” diye seslenen İmamoğlu, baskı ve eziyetle bu mücadeleyi bitiremeyeceklerini, arkalarından milyonların geldiğini vurguladı.

Mektubunun sonunda Ekrem İmamoğlu, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in beklenmedik vefatına da değinerek onu andı. “Genç ve onurlu ömrünü adadığı değerleri savunmak ve hedeflerini başarıya ulaştırmak, anısını yaşatmanın en iyi yolu olacaktır” diyen İmamoğlu, Türkiye huzurlu ve aydınlık günlere kavuştuğunda yitirdikleri tüm sevdiklerinin de yanlarında olacağını, o gün gözyaşlarının mutluluktan akacağını belirtti.

İmamoğlu’nun mesajının ardından tutuklu Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara’nın mektubu okundu. Çaykara, mektubuna “Bu satırları 15 metrekarelik hücremden, umudu büyüterek yazıyorum” diyerek başladı. Halkın iradesiyle tarihi farkla seçildiğini vurgulayan genç belediye başkanı, çocukluk yıllarından beri içinde yer aldığı onurlu mücadelenin bir parçası olarak Avcılar’a hizmet etme fırsatı bulduğunu ifade etti. “Kendime sözüm vardı, hayallerim gerçekleşince koltuğun esiri olmayacaktım. Olmadım da. Bunun haklı gururunu yaşıyorum” diyen Çaykara, tek bir çocuğun davetini bile geri çevirmediğini ve görev süresince halktan kopmadan çalıştığını belirtti. En yüksek oy artışı sağlayan belediye başkanlarından biri olduğunu hatırlatan Çaykara, “Halk böyle teveccüh göstermişken neydi yanlış olan? Uyanan, hizmet gören bir halk var” sözleriyle başarısının cezalandırıldığını ima etti. Sekiz aylık evliliklerinde bir gün bile izin kullanmadığını söyleyen Utku Caner Çaykara, hem kişisel hayatını hem özgürlüğünü feda etme pahasına mücadelesini sürdüreceğini, umut ve kararlılıkla halkın emanetine sahip çıkmaya devam edeceğini iletti.

Özgür Özel’den Hükümete Sert Eleştiriler

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde yaptığı konuşmada hükümete ve yargı süreçlerine yönelik çok sert eleştiriler dile getirdi. Coşkulu kalabalığı “Avcılar’ın güzel insanları, yüreğinde vatan, bayrak ve Atatürk sevgisi taşıyan canım Avcılar” sözleriyle selamlayarak konuşmasına başlayan Özel, bu buluşmaların sadece miting değil birer demokrasi eylemi olduğunu vurguladı. Konuşması sırasında meydana asılan “Ceketi çıkar, kolları sıva” yazılı pankart ve sloganlara espirili bir dille karşılık veren Özel, “Ceketi çıkarmam. Ceketi çıkarıp kolları sıvayacak olanı dışarı çıkaracağız. O gelip yapacak onu” ifadelerini kullandı. Bu sözlerle Özel, tutuklu bulunan İmamoğlu’nu kastederek, asıl onun özgürlüğüne kavuşup iş başına geçeceği günü ima etti.

Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi tutumunu eleştirirken futbol metaforu kullanarak dikkat çekici bir çağrıda bulundu. “Erdoğan topu almış, kimseye vermiyor. ‘Oynatmıyorum’ diyor” diyen Özel, AK Parti’li gençlere seslenerek şunları söyledi: “Partiniz 23 yıl boyunca birinci parti oldu, biz ise 47 yıl birinci parti olamadık. Hatayı kendimizde aradık, çalıştık ve sonunda büyük bir başarı yakaladık. Şimdi Erdoğan, 23 yıl sonra ilk kez kaybettiği maçın topunu koltuğunun altına alıp ‘Artık maç yok, kazanamıyorum’ diye oyunu durduruyor. AK Gençliğe çağrım: Gidin kendisine deyin ki, ‘Topu ver, biz CHP’yle maç yapacağız.’ Belki ilk maçları kaybedersiniz ama kazanamayınca oyunu bozanlardan olmaz, demokrasiye inanan gerçek gençler olarak tarihe geçersiniz.” Erdoğan’ın seçim yenilgisi sonrası izlediği yolu “kazanınca oynayan, kaybedince kaçan, topu kesenlerden olmak” şeklinde eleştiren Özel, demokratik rekabetten kaçmanın siyasi korkaklık olduğunu vurguladı.

Yargı süreçlerine değinen Özgür Özel, İmamoğlu ve diğer muhalif belediye başkanlarına yönelik soruşturmaları “şantaj ve iftiraya dayalı adaletsizlikler” olarak nitelendirdi. Özel’in ifadesiyle, “Gizli tanıklarla, yalancı şahitlerle, itiraf denilen iftiralarla; insanlara ‘Şuraya imza at, evine git ve çocuğuna kavuş’ diyerek yapılan şantajlarla adalet olmaz”. Bu sözlerle, soruşturma makamlarının bazı zanlıları itirafçı olmaya zorlayıp serbest bırakırken asıl hedefteki isimleri tutuklu yargıladığı mesajını verdi. Nitekim “suç örgütünün başı dışarıda, bizim belediye başkanlarımız içeride” diyen Özel, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara’nın tutuklanmasına temel oluşturan Aziz İhsan Aktaş isimli müteahhidin durumunu örnek gösterdi. Aktaş’ın yıllarca AKP’li bakanlıklar ve belediyelerle iş yaptığını, hakkında suç örgütü lideri iddiasıyla operasyon yapıldıktan sonra etkin pişmanlık kapsamında serbest bırakıldığını ancak onun “iftira attığı kişiler” olan belediye başkanlarının hâlâ hapiste tutulduğunu belirtti.

Özel, Utku Caner Çaykara’nın tutukluluğuna gerekçe yapılan iddiaların temelsiz olduğunu ayrıntılarıyla anlattı. İddialara göre söz konusu müteahhit seçimden önce CHP Avcılar İlçe Başkanlığına bir seçim aracı göndermiş ve bu araç bir buçuk ay kullanılmıştı. “Utku’yu sadece bu ifadeye dayanarak içeri koyuyorlar” diyen Özel, ortada suç unsuru olmadığını vurguladı. Araştırmalara göre ilgili kişinin Avcılar Belediyesi’nden herhangi bir ihale almadığını ve Utku Çaykara ile önceden hiçbir temasının bulunmadığını aktaran Özel, genç belediye başkanının aslında “Avcılar’da rekor kırmak, Avcılar’a hizmet etmek” dışında bir “suçu” olmadığını söyledi. Çaykara’nın ne evi ne arabası olduğunu, buna rağmen “olmayan malı aklama suçundan” tutuklu tutulduğunu belirten Özel, “Eğer Utku bu yüzden bir gün bile tutuklu kalacaksa, AK Partili siyasetçiler ömür boyu hapis yatar” sözleriyle iktidar tarafındaki yolsuzluk iddialarının görmezden gelinmesine tepki gösterdi.

“Kayıp Araçlar” Örneğiyle İktidara Çifte Standart Suçlaması

Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki (İBB) geçmiş dönem uygulamalarına da değinerek çarpıcı bir çifte standart örneği paylaştı. 2019’da İBB yönetiminin CHP’ye geçmesinin ardından envanterde 879 aracın kayıp olduğunu hatırlatan Özel, bu araçlardan 59’unun AKP İstanbul İl Başkanlığında bulunduğunu, bazılarının da TÜGVA (Türkiye Gençlik Vakfı) ve Okçular Vakfı gibi iktidara yakın vakıflardan çıktığını söyledi. Özel, “TBMM’nin şimdiki başkanına bile İBB’den araç vermişler” diyerek, geçmiş dönemde kamu kaynaklarının nasıl parti çıkarı için kullanıldığına dikkat çekti. En çarpıcı örneklerden birinin dönemin adalet bürokrasisinden geldiğini belirten Özel, “Araçların en lüksü ise Akın Gürlek’ten çıktı” dedi. (Akın Gürlek, o dönem İstanbul Adliyesinde görev yapan ve sonradan Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanan üst düzey bir yargı mensubu olarak biliniyor.) Özel’in açıkladığı bilgiye göre, Akın Gürlek İBB’ye ait lüks bir aracı 540 gün boyunca özel kullanımına almıştı. Bu durumu eleştiren Özel, “Muadilleriniz olan hâkimler Renault Fluence’a binerken siz İBB’den en lüks aracı altınıza çekip 540 gün kullanıyorsunuz. Sonra da Utku Caner Çaykara’nın haberi bile olmayan bir seçim arabasından tutuklama çıkarıyorsunuz. Yazıklar olsun!” diyerek tepki gösterdi. Özel’in bu sözleri miting alanında büyük alkış alırken, iktidarın muhalefete uyguladığı hukukla kendine tanıdığı imtiyazlar arasındaki farkı gözler önüne serdi.

Medya ve Şirketlere Boykot Çağrısı

Konuşmasının bir bölümünde Özgür Özel, iktidar kontrolündeki medya kuruluşlarını ve onlarla bağlantılı şirketleri hedef alarak boykot çağrısı yaptı. “Bunlar parayı bizden kazanıp saraya hizmet ediyor” diyen Özel, yurttaşları bu kuruluşlara karşı duyarlı olmaya davet etti. Özel’in boykot çağrısından satır başları şöyle:

  • Lüks restoranlar: Özel, Nusret, Günaydın ve Mezzaluna gibi iktidara yakın sermayenin işlettiği ünlü restoranlara gitmediklerini, bu işletmelere para kazandırmamak gerektiğini söyledi.
  • Yandaş televizyonlar: TRT, CNN Türk, TGRT, A Haber, Beyaz TV gibi hükümet yanlısı yayın yaptığı belirtilen kanalların, CHP’nin miting ve direnişlerini ısrarla görmezden geldiğini belirten Özel, bu kanalların izlenmemesini istedi.
  • Havuz medya grupları: İktidar destekçisi medya imparatorluklarına vurgu yapan Özel, İhlas, Albayrak, Turkuvaz (Turkuaz), Demirören ve Doğuş Medya gruplarının tamamını boykot ettiklerini ifade etti. Özellikle TGRT’nin (İhlas Grubu) sürekli CHP ve İmamoğlu aleyhine yayın yaptığını hatırlatan Özel, “İhlas ne satıyorsa almıyoruz, dokunmuyoruz” diyerek partililere ve destekçilerine çağrı yaptı.

Bu sözlerle Özgür Özel, muhalefet cephesinin ekonomik gücünü de bir protesto aracı olarak kullanacağını, iktidar yanlısı medya ve şirketlere karşı sivil bir tepki geliştirdiklerini ilan etmiş oldu. Özel ayrıca, Almanya’daki partililerin Volkswagen, Audi, Skoda gibi Doğuş Grubu’nun distribütörlüğünü yaptığı otomobil markalarının merkezine, Türkiye’deki demokrasi ihlallerini anlattıklarını belirtti. “Belediyelerimize ve kendimize bu markaları artık sokmayız, aldırmayız” diyerek sermayenin tarafsız kalması gerektiği mesajını verdi.

Asgari Ücret ve Emekli Maaşları Eriyor

Özgür Özel’in gündemindeki bir diğer önemli konu ekonomideki kötü gidişattı. Mevcut iktidarın “yoksulların feryadını duymayan, emekliyi, asgari ücretliyi görmeyen bir yönetim anlayışına sahip” olduğunu söyleyen Özel, alım gücündeki erimeyi çarpıcı örneklerle anlattı. Ocak ayında net 22 bin TL olarak belirlenen asgari ücretin, yüksek enflasyon nedeniyle sadece 5 ay içinde eridiğini belirten Özel, TÜİK verilerine göre bile asgari ücretin alım gücünün Mayıs ayında 19 bin TL’ye gerilediğini ifade etti. Benzer şekilde en düşük emekli maaşının da Ocak’taki değerinden yaklaşık 2 bin 200 TL kayba uğradığını hatırlatarak, emeklilerin yaşam koşullarının hızla kötüleştiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefetin ekonomik eleştirilerine verdiği bazı yanıtları da hedef alan Özel, “Erdoğan, ‘Bu adam gitmiş sarraf gibi altın hesabı yapıyor’ diyor. Evet, yapıyorum” sözleriyle kendisini savundu. Altın üzerinden hesap yapmayı bırakması halinde emekliyi ve asgari ücretliyi Erdoğan’ın insafına terk etmiş olacağını söyleyen Özel, iktidarın 23 yılının halkın alım gücünü nasıl düşürdüğünü somut bir örnekle dile getirdi: “Tayyip Erdoğan iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alınabiliyordu, bugün sadece 2 çeyrek altın alınabiliyor. Asgari ücretli 7 çeyrek altın alabiliyordu, şimdi ancak 3 çeyrek altın alabiliyor.” Özel’in bu sözleri, kalabalık arasında hem şaşkınlık hem de öfkeyle karşılandı. Muhalefet lideri, “8 çeyrek altından 2 çeyrek altına düştük AK Parti iktidarında” diyerek ülkenin ekonomik tablosunu özetledi.

Asgari ücretlinin alım gücünü uluslararası bir kıyaslamayla ortaya koyan Özgür Özel, Cumhurbaşkanı’nın mazot üzerinden yaptığı hesaplamayı da eleştirdi. Erdoğan’ın “Türkiye’de asgari ücretli 445 litre mazot alabiliyor” sözlerini hatırlatan Özel, bunun tek başına bir başarı göstergesi olamayacağını belirterek Avrupa ülkelerinden örnekler verdi: “Beğenmediğin Yunanistan’da 658 litre, Fransa’da 1.170 litre, Almanya’da 1.370 litre mazot alınabiliyor” diyerek Türkiye’deki asgari ücretin hala çok geride olduğunu vurguladı. İktidarın seçimlerden önce yılda 4 kez asgari ücrete zam yapma vaadinde bulunduğunu, ancak geçen yıl tek bir ara zam bile yapılmadığını hatırlatan Özel, emeklilerin de seyyanen zam olmadan geçinemez hale geldiğini söyledi. Asgari ücretliye ve emekliye sahip çıkmaya devam edeceklerini belirten Özel, “Ara zam hakkımız, söke söke alırız. Pazarda da mahkemede de adaleti aramak bizim işimiz. Çünkü biz ezenlerden değil ezilenlerden yanayız” diyerek meydandan alkış topladı.

“İç Cephe” Uyarısı ve Savaş Endişesi

Konuşmasının son bölümünde Özgür Özel, bölgede artan savaş tehlikesine dikkat çekerek iktidarın izlediği iç politikaların bu bağlamda yarattığı riskleri dile getirdi. “Savaştan en çok korkanlar biziz. Çünkü ‘Yurtta barış, dünyada barış’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisiyiz” diyen Özel, Türkiye’nin adeta bir ateş çemberiyle çevrili olduğunu söyledi. Kuzeyde Rusya-Ukrayna Savaşı, güneyde Suriye’deki istikrarsızlık derken bölgede gerginliklerin tırmandığını belirtti. İsrail-Filistin çatışmasında on binlerce masumun hayatını kaybettiğini hatırlatan Özel, “İsrail şimdi İran’a saldırarak yeni bir savaşı başlatmak üzere. Çatışmalar bölgesel savaşa dönüşmek üzere, yayılma endişesi var” diyerek uluslararası duruma vurgu yaptı.

Böylesi kritik bir dönemde Türkiye’nin güçlü olmak zorunda olduğunu ifade eden Özgür Özel, iktidar kanadından sıkça duyulan “iç cepheyi tahkim etmek lazım” sözlerine katıldıklarını ancak bunun yöntemine itiraz ettiklerini söyledi. Özel’e göre ülke içinde birliğin ve dirliğin sağlanması, toplumsal bağışıklığın güçlenmesi elbette önemli fakat “siyasi rakiplere darbe yaparak, milletin huzurunu bozarak iç cephe güçlendirilmez”. Özel, “33 yaşında pırıl pırıl bir belediye başkanına iftira atarak, ailelerle uğraşarak, kadınlarla uğraşarak iç cephe tahkim edilmez” diyerek İmamoğlu ve Çaykara örneğinde görülen tutuklamaların toplumsal barışa zarar verdiğini dile getirdi. “İç cephe tahkim olacaksa demokrasiye dönerek olur, adaletle olur” ifadelerini kullanan Özel, hukukun üstünlüğüne ve adil yargılamaya dönülmesi çağrısını yineledi.

Özgür Özel, herkesin hukuk önünde hesap vermesi gerektiğini ancak yargılamaların tutuksuz yapılmasının toplumsal barış için şart olduğunu savundu. “Arkadaşlarımız milletin verdiği görevlerinin başına, ailelerinin yanına dönsün. Yargılamalar olsun, bir tek şey istiyoruz: Hak yerini bulsun” diyen Özel, eğer iktidar kendine güveniyorsa bu davaların TRT’den canlı yayınlanmasını önerdi. Böylece milletin neyin iftira neyin gerçek olduğuna kendisinin karar vereceğini söyledi. Özel son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek hukuka ve adalete dönmesi, husumeti bırakması ve milletin takdirine saygı duyması çağrısı yaptı: “Yol yakınken hukuka dön, adalete dön, yoksa yine pişman olacaksın. Allah affeder mi bilmem ama bu millet bu sefer affetmeyecek.”

Miting Öncesi Kadın Yürüyüşüne Polis Müdahalesi

Mitingin hemen öncesinde Avcılar’da “Adalet ve Özgürlük Yürüyüşü” adıyla bir protesto yürüyüşü düzenlemek isteyen CHP Kadın Kolları üyeleri ve onlara destek veren sivil toplum kuruluşları, güvenlik güçlerinin müdahalesiyle karşılaştı. Alınan bilgilere göre, yürüyüş kortejinin toplanması esnasında polis grubun dağılmasını istedi ve çıkan arbede sonucunda biber gazı kullanılarak müdahalede bulunuldu. Bu sırada CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve İstanbul İl Başkanı Asu Kaya da etkilenirken, birkaç kişinin kısa süreli sağlık sorunu yaşadığı belirtildi. Asu Kaya, olayın ardından yaptığı açıklamada polisin orantısız güç kullandığını söyleyerek “Yasal protesto hakkımızı kullanıyoruz. Haksızlığa itiraz eden kadınlar burada, fakat bir polis memuru arkadaşımız üzerimize atladı, bağırmaya başladı” diyerek tepki gösterdi. Kaya, bugüne dek pek çok eylemde bulunduğunu ancak kadınlara böylesine saygısız ve sert bir müdahaleyi ilk kez gördüğünü dile getirdi. Polisin bu tutumunu kınayan kadınlar, tüm baskılara rağmen adalet ve özgürlük taleplerini barışçıl yollarla haykırmaya devam edeceklerini vurguladılar.

Mitingin ilerleyen saatlerinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel tekrar söz alarak kitleye mücadelenin devam edeceği mesajını verdi. Özel, Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını Ekrem İmamoğlu içeride olsa dahi tüm Türkiye’ye yayacaklarını, hiçbir engelin kendilerini durduramayacağını söyledi. “Sandık gelecek, o seçim kazanılacak ve Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olacak” diye konuşan Özel, alandaki kalabalığa “Adayımı bırak, sandığı getir!” sloganları attırdı. Miting, geç saatlere kadar süren bu kararlı mesajlar ve alkışlar eşliğinde son buldu.

Exit mobile version