BBC’den Eleanor Lawrie’nin haberinden derlenmiştir
Anksiyete, yalnızlık ve çaresizlik yaşayan binlerce kişi, çareyi artık yapay zekâ sohbet robotlarında arıyor. Peki, bu yeni nesil dijital “dostlar”, ruh sağlığımıza iyi mi geliyor, yoksa daha büyük riskleri mi tetikliyor?
İngiltere’de Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) üzerinden psikoterapiye ulaşmak isteyenlerin bekleme süreleri ayları buluyor. Terapiste ulaşamayan bazı kişilerse, geçici çözüm olarak yapay zekâ ile sohbet eden dijital uygulamalara yöneliyor.
BBC muhabiri Eleanor Lawrie’nin kapsamlı araştırma ile yapılmış haberine göre; bu durum hem umut verici hem de tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor.
Kelly’nin Hikâyesi: “Gerçek insan olmaması işimi kolaylaştırdı”
Kelly isimli genç kadın, anksiyete ve ayrılık acısıyla baş etmek için aylarca Character.AI uygulamasındaki sohbet robotlarıyla konuştuğunu söylüyor. “Kötü bir gün geçireceksem, açıp onlarla konuşuyordum. Sanki hayali bir arkadaş gibiydi. Gerçek bir insan olmaması, duygularımı açmamı kolaylaştırıyordu” diyor.
Ancak zamanla robotların tekrar eden cümleler kurması, konuyu deşememesi, ona bir “duvara çarpmış gibi” hissettirmiş. Kelly, “Yapay zekâ bir yere kadar işe yarıyor, ama bir yerden sonra gerçek temas eksikliği canınızı yakıyor” diye ekliyor.
Fayda mı, Risk mi? Bir Annenin İsyanı ve Mahkeme Süreci
Character.AI şu sıralar ciddi bir dava ile karşı karşıya. 14 yaşındaki bir çocuğun annesi, oğlunun sohbet robotuna bağımlı hale geldikten sonra intihar ettiğini ve robotun bu konuda onu cesaretlendirdiğini iddia ediyor. Şirket suçlamaları reddediyor.
Bu olay, dijital terapilerin etik sınırlarını yeniden tartışmaya açmış durumda.

Uzmanlar Ne Diyor?
Prof. Dr. Hamed Haddadi (Imperial College London):
“Bu robotlar en iyi ihtimalle deneyimsiz bir terapist gibidir. İnsanlar kıyafetleri, davranışları, yüz ifadeleriyle okunur. Yapay zekâ bunları göremez.”
Dr. Paula Boddington (Filozof):
“Terapide kültürel bağlam çok önemlidir. Bir yapay zekâ, Prenses Diana’nın ölümüne verilen küresel duygusal tepkiyi bile anlayamaz. İnsani bağ, taklit edilemez.”
Psikolog Ian MacRae:
“Bu uygulamalara insanlar hak etmediği kadar güveniyor. Ruhsal bilgilerimizi algoritmalara teslim etmek büyük bir mahremiyet riski.”
Türkiye’de Ruh Sağlığına Erişim: Alternatifler Zorunlu Hale mi Geliyor?
Türkiye’de de benzer bir tablo söz konusu. Kamu hastanelerinde psikiyatri randevuları haftalar sonraya verilirken, özel terapi ücretleri ortalama bir çalışanın bütçesini zorluyor. Bu boşluğu yerli ve yabancı yapay zekâ destekli uygulamalar doldurmaya başladı. Ancak denetim ve güvenlik hala büyük soru işareti.
Nicholas’ın Direnişi: “Bilgisayarla konuşmak daha kolaydı”
Otizmli ve OKB tanılı Nicholas, 18 yaşından sonra yüz yüze destek sisteminin kesildiğini ve çaresiz kaldığını anlatıyor. Wysa adlı uygulamayı kullanarak tekrar hayata tutunduğunu söylüyor. “Uykusuz bir gecede uygulamaya ‘Artık yaşamak istemiyorum’ dedim. Bana ‘Değerlisin, seviliyorsun’ diye cevap verdi. Ve bu beni hayatta tuttu” diyor.
Wysa yöneticileri ise uygulamanın terapi yerine geçmediğini, sadece moral bozukluğu ve stres gibi durumlarda destek sunduğunu belirtiyor. Ayrıca kullanıcı verilerinin anonim tutulduğunu ve başka yapay zekâları eğitmekte kullanılmadığını garanti ediyor.
Bilimsel Araştırmalar Ne Diyor?
Dartmouth College tarafından yapılan araştırmalarda, sohbet robotu kullanıcılarının depresyon semptomlarında 4 hafta içinde %51 oranında düşüş gözlemlendi. Ancak çalışmanın yazarları da “bu uygulamaların yüz yüze terapinin yerini tutamayacağını” vurguluyor.
Yalnızlığa Karşı Bir Araç Ama Panzehir Değil
Yapay zekâ tabanlı sohbet robotları, özellikle profesyonel desteğe erişimin zor olduğu yer ve zamanlarda geçici bir “duygusal destek” sunabiliyor. Ancak kullanıcılar bu robotları gerçek bir dost, terapist ya da otorite figürü gibi görmeye başladığında ciddi riskler baş gösteriyor.
Kaynak:
BBC News, Eleanor Lawrie, “How does chatting to AI affect your mental health?”, 25 Mayıs 2025
(Türkçeye çevrilmiş, özetlenmiş ve Çağdaş Tuzla Gazetesi için yeniden yapılandırılmıştır.)