Halil Özen
Yerel seçimlere sayılı günler kaldı. Adaylar netleşti. Kampanyalar gittikçe artan bir hızla devam ediyor. Ülke olarak çok önemli bir kavşaktayız. Genel seçimleri alan AKP %34.5 oy oranıyla mecliste %65 egemenlik hakkını ele geçirince ülkenin tek hakimi gibi davranarak gittikçe cüretkarlaşan tavırlar içine girmektedir.
AKP genel seçimler öncesindeki kampanyasında daha mahcup bir üslup benimseyip, partisine “merkez sağ” görüntüsü vermeye çalışırken artık bugün buna gerek görmemekte, dini motifleri alabildiğince kullanıp, saldırgan ve cüretkar bir tutum sergilemektedir.
Öyle ki, işi 80 yıllık bir kurum, Atatürk’ün dışarıda emperyalist güçlere, içeride onların işbirlikçileri saltanat ve hilafete karşı savaşarak kurduğu ülkenin “kurucu partisi CHP”ye bile fütursuzca ve terbiye boyutlarını aşarak “bunların kökü bereketsiz” diyebilme noktasına getirmiştir.
Sayın Başbakan farkında değil midir ki, o kök Kuvay-i Milliye’dir, o kök Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarıdır, o kök ümmet olmayı bırakıp “ulus” olmayı seçen onurlu bir halkın ta kendisidir. Ya da… Farkındadır. Ne söylediğini bilmektedir ki, durumu o zaman daha da vahimdir.
Sayın Başbakan’a ve AKP kadrolarına hatırlatmakta yarar var ki, dünya ve ülke tarihi iktidar kibirine ve hırsına kapılanların hazin örnekleriyle doludur. Halkın verdiği kredi sonsuz değildir. Bu halk “teveccühle” iktidara getirdiği birçok partiyi gerektiğinde tarihin karanlık sayfalarına gömmeyi bilmiştir.
Yaklaşan yerel seçimler -doğru kullanılabilirse- bunun fırsatıdır. Artık laik, demokratik Cumhuriyete inanan, bu ulusun 80 yıllık kazanımlarıyla yaşamak isteyenlerin oylarını ve güçlerini dağıtma kredisi kalmamıştır. Böyle bir lüksümüz yoktur.