Tuzla Tepeören’de 254 hektarlık mera, yeşil alan ve ‘Ömerli Barajı Su Havzası Uzak Koruma Alanı’ içerisine kurulmak istenen “Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” projesi, çevre ve şehircilik ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yargıya taşındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) projeye yönelik hazırladığı imar planı değişikliğinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açılırken, bölgenin geçmişteki çevre felaketleri yeniden gündeme geldi.
Zehirli Variller Krizi Hatırlandı
Tuzla, geçmişte yaşanan çevre skandallarıyla kamuoyunun gündemine oturmuştu. Özellikle eski sanayi bölgelerinde bulunan zehirli atık varilleri ve bölgenin çevresel riskleri hâlâ hafızalardaki yerini koruyor. Tuzla’da çıkan varil skandallarının çevreye ve insan sağlığına verdiği zarar, bu yeni sanayi projesine karşı tepkilerin temelini oluşturuyor.
Şadi Yazıcı Döneminde Başlayan Süreç
Tuzla’nın AKP’li eski belediye başkanı Şadi Yazıcı döneminde, bölgede sanayi projelerine ilişkin kolaylık sağlandığı iddiaları sıkça dile getirilmişti. Şadi Yazıcı’nın, görev süresi boyunca bazı sanayi projelerine verdiği destek nedeniyle eleştirilmesi, bugünkü “Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” projesine yönelik tepkilerin temelini oluşturuyor. Eleştiriler, yeni projenin geçmişteki çevresel ihmallerin bir devamı olduğu yönünde yoğunlaşıyor.
İBB’nin Plan Değişikliği Tepki Çekti
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, proje için 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda değişiklik yaparak bölgenin biyoteknolojik üretim üssüne dönüştürülmesini hedeflemişti. Plan değişikliği, alanın doğal yapısının bozulacağı, biyolojik çeşitliliğin zarar göreceği ve çevresel risklerin artacağı gerekçesiyle dava konusu oldu. TMMOB Mimarlar Odası tarafından açılan davada, bu planın Ömerli Barajı Havzası’na zarar vereceği ve İstanbul’un kuzeyine yapılaşma baskısı getireceği uyarısı yapıldı.
Katılımcılık ve ÇED Eksikliği
Planlama sürecinde çevresel etkilerin değerlendirilmediği ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun hazırlanmadığı dile getirildi. Ayrıca, vatandaşların ve ilgili kurumların planlama sürecine dâhil edilmemesi, projeye yönelik eleştirilerin başlıca nedenlerinden biri oldu. Açıklık ve katılım ilkelerinin ihlal edildiği ifade edildi.
“Doğa ve İnsan Sağlığı Tehlikede”
Tuzla halkı ve çevre savunucuları, yeni sanayi bölgesinin Tuzla’nın kırılgan ekosistemini daha da tahrip edeceğini ve geçmişteki çevre felaketlerinin tekrarlanabileceğini belirtiyor. Zehirli atıkların gömülmesi gibi ihmal iddiaları, bölgenin sanayi projeleri açısından sıkı denetim gerektirdiği görüşünü güçlendiriyor.
Gözler Hukuki Süreçte
Projenin, çevresel ve şehircilik ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle açılan davanın nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor. Tuzla’nın geçmişten gelen çevre sorunları ve sanayi projelerine yönelik endişeler, bu süreçte kamuoyunun dikkatini çekmeye devam edecek.
Ne Olmuştu.
Zehirli Ekonomi.
Tuzla’da daha önce Türkiye gündemini sarsan, TBMM’de soru önergelerine ve araştırma komisyonu kurulması taleplerine, imza kampanyaları ile gösterilere neden olan, 2006 ve 2011 yıllarında Orhanlı ve Akfıratta toprak altında gömülmüş kimyasal atık dolu zehirli variller bulunmuştu. 2015 yılında da Tuzla Organize Deri Sanayi bölgesindeki bir fabrikadan çevreye nitrik asit sızıntısı meydana gelmiş; 43 kişi hastanelik olmuştu.
Zehirli varilleri gömenler Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesi,nde “çevreyi kasten kirletme” iddası ile, 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmış; ancak mahkeme beraat kararı vermişti.
Gerekçe olarak da, “yüklenen fiilin suç tarihi itibari ile suç olarak tanımlanmadığı İdari yaptırım gerektiren bir eylem olarak düzenlendiğinin anlaşılmasını” göstermişti.
Halk sağlığı hiçe sayılıyor
AKP iktidarının organize sanayi bölgeleri ve sanayi üretiminin yapıldığı yerlerde çevresel faktörleri önemsememesi ve kimyasallar konusunda gerekli önlemleri almaması tepkilere neden oluyor.
Tehlikeli kimyasalların bulunduğu iş yerlerine yönelik bir risk haritasının bulunmaması, tehlikeli kimyasalların yönetimi konusunda gerekli düzenlemelerin yapılmaması, denetimsiz bir şekilde çevreye atılan kimyasal atıkların halkı, doğayı ve yaşam alanlarını tehdit etmeye devam ediyor.
Tuzla Tepeören’de 254 hektarlık mera , yeşil alan ve Ömerli Barajı uzak koruma alanı içine kurulmak istenen “Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi”‘nin de, zaten varolan çevre felaketlerinin katlanarak büyümesine neden olacağı ve Tuzlanın yaşanmaz bir yer haline geleceği kaygılarını daha da arttırıyor.