BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen– Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca
Levent Tüzel – Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı
![](https://cagdastuzla.com/wp-content/uploads/2025/02/image-93.png)
Bugün ikinci kez gözaltına alınan BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı. Sendika binasında toplantıdan çıkan sendika başkanı savcılığın talimatıyla gözaltına alınıp sorgusu yapılmadan hakime yönlendirilerek “suç işlemeye tahrik” ve “iş ve çalışma hürriyetini ihlal” suçlamasıyla tutuklanıyor. Yani Mehmet Türkmen Başpınar OSB tekstil işçilerini ücret mücadelelerinde direnişe teşvik ederek Valilik yasağını tanımamak ve çalışma hürriyetini ihlal etmekle suçlanıyor.
![](https://cagdastuzla.com/wp-content/uploads/2025/02/image-94-591x1024.png)
Antep Başpınar işçileri ilk defa böyle kitlesel bir eylemle seslerini yükseltmiyor. Daha önceki yıllarda da ücret artışları döneminde insanlık dışı sefalet ücreti ve çalışma koşulları karşısında patronlara isyan ederek İş bırakmışlar, bu birleşik direnişleri sonucunda daha iyi bir ücret artışı sağlamışlardı. 1996 yılında binlerce dokuma işçisinin günlerce eylemli direnişiyle sınıf mücadelesi tarihinde yer etmiş büyük Ünaldı dokuma işçileri direnişi, Antep tekstil işçilerinin mücadele tarihinde kazanımın yolunu göstermiş ve hafızalarda yer etmişti.
2025 yılında açıklanan Bütçe ve Orta Vadeli Programı(OVP) yürüten iktidarın Şimşek programı, enflasyonla mücadele adına %30luk artışı kamuda ve özelde çalışan işçi sınıfına dayatmıştı. Gerçek enflasyon oranlarının çok çok altında olan bu artış oranı enflasyonla mücadele değil alınterini, emeğini koruma mücadelesi veren işçi sınıfı ve tüm emekçilerin yaşamıyla mücadele, ümüğüne çökme anlamı taşıyordu. Yani tahammül edilmez boyuta gelen ücret ve vergi adaletsizliğini doğuran kapitalist sistemin bütün hastalıklı krizini emekçiye yıkma, fatura etme hesabı güdüyordu.
Grevleri yasaklanan ancak direnişten vazgeçmeyen ve daha yüksek bir ücretle sözleşme imzalayan metal işçileri gibi Antep Başpınar dokuma işçileri de bu sefalet koşullarında çalışmaya boyun eğmeyeceklerini göstermek üzere kendi kararları ile direnişe geçmişler, bir çok fabrikada iş bırakmışlardı.
Daha önceki dönemlerde de işçilerin yanında olan ve örgütlenme mücadelesi veren BİRTEK-SEN başkanı ve yöneticileri işçilerin kazanması için çalıştılar ancak karşılarında sadece patron adamlarını bulmadılar; patronların talebiyle direnişi kırmak üzere harekete geçen polis şiddetini buldular. Yetmedi, Valilik bütün bir şehirde işçilerin toplanmasını önlemek için 15 gün boyunca gösteri yasağı ilan etti. “bekleme yasağı” bile içeren bu hak gaspı, özgürlükleri askıya alma hali, OHAL ilanı gibi anlam kazandı, işçi direncini ve onlarla dayanışmayı kırmaya yöneldi.
![](https://cagdastuzla.com/wp-content/uploads/2025/02/image-91.png)
Sendika başkanı Mehmet Türkmen direniş yayılmasın diye gözaltına alındı ancak ortada suç olmayınca bırakıldı fakat direnişin büyüyeceğinden korkan patronların ısrarlarıyla tekrar gözaltına alınıp tutuklandı. İddia edilen suç gerçek olmadığı gibi, tutuklamayı gerektiren bir hukuk kuralı da geçerli değildi.
Organize patronlarının ve karar alıcılarının gerçek muhatabı yada suçlayacakları binlerce organize işçisiydi ancak onlar için bu sindirme ve tedbir uygulanabilir değildi. O nedenle sendika başkanını tutuklayarak sonuç alabileceklerini düşünmüş olmalılar.
İşçileri insanlık dışı yaşam ve çalışma koşullarına boyun eğmeye zorlayan iktidar ve temsil ettikleri tekstil patronları başta olmak üzere kapitalist sömürücülerin hesaba katmadıkları şey zorbalığın bir yere kadar iş görebileceğidir. İşsizlik tehditi yada cezaevi yolunu göstermek hak mücadelesini nereye kadar baskılayabilir . Sonuçta Antep dokuma patronları kazanmak ve kâr elde etmek, servetlerini büyütmek için işçi sınıfına muhtaçlar. Onlar kölelik düzeninin bekçilerinden medet umuyorlar ancak yaşamak için ayakta kalmak zorunda olan işçilerin dirençlerini hesaba katmak zorundalar. Antep’de de böyle olacaktır. Şimdi başarmak zorunda olan dokuma işçilerinin önünde, bu türden zorbalıkların sökmediğini göstermek için yapacakları bir şey var; direnişlerini örgütlenerek büyütmek, patronların hiç istemediği sendikalarına sahip çıkarak üye olmak.