‘Yasaklanan Greve İşçilerden Destek: ‘Grevi Selamlıyoruz, Kazanan Biz Olacağız! ‘
GREVLERİN YAYILMASINDAN KORKUYORLAR
Tuzla’dan bir metal işçisi
İstanbul
Bütün okurları selamlıyorum. Bugün gazetemiz aracılığıyla, grev yasaklarına dair fikirlerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Herkes hatırlar, yakın zaman önce Türk İş bir karar almıştı ve örgütlü olduğu yerlerde bir saat iş durdurmuştu. O günden sonra da ben yine gazetemize bir mektup göndermiş ve böyle eylemlerin daha çok artmasının, daha görünür hale gelmesinin, örgütsüz olan iş yerlerindeki işçilerin de bir şeyleri görüp farkına varmasını sağlayacağını söylemiştim.
Ben nasıl biliyorsam ki metalde başlayan grevler, başka fabrikalara da sıçrama ihtimaline sahip; benim bildiğimi devlet de biliyor. Bu yüzden bunun önüne geçmek için de grevleri yasaklıyor. Grevi yasaklanan sadece Hitachi’nin Grid’in işçileri değil; bütün işçilerin grevi yasaklanmış oluyor. Devlet utanmadan, sıkılmadan işçilerden yana olmadığını; patronların devleti olduğunu ilan ediyor.
O bunu ilan etmekten çekinmiyorsa, biz de kendi üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Üzerimize düşen de grevdeki fabrikaların işçileriyle dayanışmaktır. Onların grevlerini, bilmeyen herkese anlatmaktır. Biz bu grevlerden, mücadeleden ve devletin bunu engelleme çabalarından ne kadar bahsedebilirsek; grevlerin kazanma ihtimali de o kadar artacaktır.
YASALAR PATRONLARI SAVUNUYOR
TKIS Blinds İşçisi Nazar
Tuzla-İstanbul
Herkese merhaba. Ben TKIS Blinds fabrikasına çalışırken sendika üyesi olduğu için işten kovulan işçilerden biriyim. İsmim Nazar. Devletin bugünkü grev yasaklarından bahsederken, biraz kendi yaşadıklarımızla birlikte bahsetmeye çalışacağım.
Biz de kendi çalıştığımız fabrikada anayasal bir hak olan sendikaya üye olma hakkımızı kullandık. Patron çözümü bizi kovmakta buldu. Devletin kendi anayasası bana bu hakkı veriyor. Ama patronlar bu hakkı tanımıyor. Olmayan şeyleri olmuş gibi gösterip işlemediğimiz suçlar üzerinden bize iftira atarak bizi kapının önüne koyuyor. Ortada bir suç varsa, suçlu biz değiliz. Suçlu Anayasa’yı tanımayan patronlar. Devlet bir şeyleri yasaklayacaksa, bu suçu işleyen patronları yasaklamalı, onların önüne geçmeli. Ama böyle olmuyor. Biz çadırımızı kurmuş, direnişimizi sürdürürken; TKIS’ın patronları şikayetçi oluyor diye devlet gelip bizim karşımıza dikiliyor. Gürültü yapıyormuşuz, etrafa rahatsızlık veriyormuşuz diye, polisler bizim direnişimizi engellemeye çalışıyor.
Yani metal işçilerine uygulanan yasak ile bize uygulanan bu baskılar aynı şeyi gösteriyor: Devlet varıyla yokuyla patronları savunuyor. Belli ki işçinin işçiden başka dostu yok. O yüzden de bütün işçiler olarak metal işçilerinin yanlarında olmalıyız. Ben bir TKIS direnişçisi olarak onların yanında olduğumu ilan ediyorum. Grevlerini selamlıyorum. Kazanan biz olacağız!
DEVLET KİMİN DEVLETİ?
TKIS Blinds işçisi
Tuzla-İstanbul
Ben de direnişte olan TKIS Blinds işçilerinden biriyim. Biz kapıda, serbest bölge girişinde mücadele ederken; içeride de arkadaşlarımız patron baskısına maruz kalıyor. Amirlerin zorlamalarına maruz kalıyor. Arkadaşlarımızın zorla e devlet şifreleri isteniyor, zorla mesaiye bıraktırılmak isteniyorlar. Biliyoruz ki patronun ve amirlerin yaptığı bu uygulamalar suç.
Buraya gelen yabancı patronlar da bunu bilerek geliyorlar aslında. Devletin işçilere düşük ücret dayattığı yetmiyor, gerektiğinde patronlara kendi yasasını çiğneyeceğini de söylüyor. “Siz yeter ki gelin, ben gerekirse sizin suçlarınızı görmezden gelirim” diyor. “Siz yatırımınızı burada yapın, ben sizin için haklı bir grevi yalandan gerekçeyle yasaklarım” diyor. Metal sektöründe grevde olan arkadaşlarımızın grevlerinin yasaklanmasının sebebi bana kalırsa yabancı sermayeye tanınan bu tavizle alakalı.
Bütün işçiler olarak bizim kendimize şu soruları sormamız gerekiyor bence: Bu devlet madem ki bizim hakkımızı tanımayan patronlara arka çıkıyor, madem ki haklı grevimizi yasaklıyor. O zaman bu devlet kimin devleti?
YİNE GREV, YİNE YASAK!
Ford işçisi
Kocaeli
Yine grev, yine yasak! Hiç şaşırmadık! En çok da buna üzülüyoruz. Bugün fabrikada arkadaşlarla konuşurken herkes “Zaten belliydi”, “Yasaklanmasa şaşardım” gibi ifadeler kullandı. Sonra da yine konuşurken söyledik anayasal hakkımız olan grevi bile kullanamıyoruz. Hal böyleyken direkt olarak devlet karşımızda duruyorken biz nasıl hakkımızı arayacağız? Hangi cephede savaşacağız. Patron ayrı, hükümet ayrı, kendi içimizde ki sorunlar ayrı! İktidar öyle bir şey yapıyor ki bunların hepsini bizim gözümüzde meşru bir hale getiriyor. Biz de artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz, şaşırmadığımız gibi de hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünüyoruz! Bu manipülasyona gelmeyelim! Yasaklanmasına rağmen Hitachi, Grid ve Schinider Elektrik işçileri grevlerine devam ediyor. Demek ki birleşince olabilecek şeyler de var! Bu iktidar böyle diye bu patron kötü diye mücadele etmeyi bırakmayan her şeye rağmen grevine devam eden tüm işçilere fabrikamız Ford’dan hem selam gönderiyoruz hem de yanlarında olduğumuzu söylüyoruz. Çünkü böyle bir dönemde böyle bir direnç göstermek hepimiz için çok kıymetli. Aynı zamanda izlenecek yolu ve birliği ve tabi çözümün mücadelede olduğunu da bize gösteriyorlar. Selam olsun grevlerine devam eden tüm işçilere. Direnciniz bize ışık ve umut oluyor, dayanışmamız da umarım size direnç katar!