DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), CHP’li belediye başkanlarına yönelik gözaltı operasyonlarına ilişkin yazılı bir açıklama yaparak yaşananları “hukuk dışı, siyasi saiklerle yürütülen bir irade gaspı” olarak değerlendirdi. Açıklamada, halkın seçme-seçilme hakkına ve demokratik siyaset alanına dönük müdahalelerin Türkiye’nin toplumsal barış umudunu hedef aldığı vurgulandı.
“İktidar tüm aygıtlarını seferber ediyor”
Açıklamada, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ve Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili Ahmet Şahin’in sabah saatlerinde gözaltına alınmasına dikkat çekilerek, bu adımın iktidarın muhalefeti bastırmak için yargı dahil tüm devlet aygıtlarını seferber etmeye devam ettiğinin bir göstergesi olduğu ifade edildi.
“Demokratik siyaset alanı daraltılıyor”
DEM Parti, gözaltıların yalnızca siyasi partilere değil, Türkiye’nin demokratikleşme süreci ve toplumsal barışa da zarar verdiğini savundu. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Her geçen gün hukuk dışı uygulamalarla demokratik siyaset alanı daraltılmakta, halkın iradesi, seçim ve sandık hukuku hiçe sayılmakta, muhalefet ve yerel yönetimler üzerindeki baskılar sistematik hale getirilmektedir.”
“Siyasi operasyonları kabul etmiyoruz”
MYK açıklamasında, yürütülen operasyonların siyasi amaçlarla yapıldığına dikkat çekilerek, bu tarz müdahalelerin hukukun üstünlüğünü zedelediği belirtildi. Açıklamada, “hukuksuzlukların derinleşmesinin en büyük zararı toplumsal barışa vereceği” uyarısı yapıldı:
“Siyasi saiklerle yürütülen bu operasyonları asla kabul etmiyor, hukukun üstünlüğü ilkesinden sapılarak yapılan her türlü yargı müdahalesine karşı durduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.”
“Ortak mücadele çağrısı”
DEM Parti MYK açıklamasının sonunda tüm toplumsal kesimlere bir çağrı yaparak, halk iradesine yönelik her türlü müdahaleye karşı birlikte mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı:
“Türkiye’nin ve toplumun bugün ihtiyacı olan, antidemokratik uygulamalar yerine demokratikleşme adımlarının kararlılıkla atılmasıdır. Bu tür irade gaspı uygulamalarına bir an önce son verilmelidir. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı büyütmek hepimizin ortak sorumluluğudur.”