40 pafta SİT alanı. Ama korunmuyor. Çivi çakılmıyor. Cami Mahallesi’ndeki eski Rum evleri kaderine terkedilmiş.
Tabii, Cami Mahallesi sakinleri de…
Tuzla’nın ahşap evleri… Özellikle mübadeleyle Tuzla’ya gelmiş aileler için bu evlerin büyük önemi var. Yurtlarını bırakıp, avlularından geldiklerinde Rumlardan kalan bu evler “yuva” olmuş onlara. Çocuklar doğmuş, çocuklar büyümüş… Kuşaklar yetişmiş. Hani “dile gelse” der ya; Osmanlı’nın son döneminden bu güne ne günler görmüş, ne dönüşümlere tanık etmiştir. Tuzla’nın neredeyse simgesi. Tarihi dokunun vazgeçilmezi parçası Cami Mahallesi’ndeki ahşap evler … Şimdi onlar ‘’korunmuyor’’ Çünkü bu evler tarihi yapı.Çünkü onlar Tuzla’nın kimliğinin bir parçası. Ama artık bu kimliğinin giderek silindiğini, tahrip olduğunu ve başkalaştırılmış olduğunu, bu nedenle önemini yitirdiğini görmekteyiz.
Anlayacağınız bu tarihi doku gün geçtikçe eski ihtişamını kaybetti,çürümeye yüz tuttu. Öyle bir hale geldi ki şu anda neredeyse içinde oturmak imkansız.
Zaten şimdilerde ancak iki veya üç evde oturulmakta. Bu nedenlerden dolayı önemini yitirerek daha düşük ücretler karşılığında kiralanmakta.
Sahipleri evleri yaptıramıyorlar, buna maddi durumları elvermiyor. Elverse yasalar izin vermiyor. “Tarihi yapı” ya… Evlerin neredeyse tamamında yıkılma tehlikesi var. İnsanlar, korkuyor. Yolda yürürken, çocukları sokakta oynarken başlarına bir tahta düşmesinden, bir evin aniden çökmesinden korkuyorlar. Çocuklar bu yıkık evlerin içlerine girip oyun oynuyorlar. Mahalleli her gün bu evlerden aşağı tahtalar düştüğünü, kalan yıkıntıların birer “çöp eve” dönüşüp mikrop saçtığını, sarhoşların buraları mekan tuttuğunu söylüyorlar. Atlacak bir sigara izmaritinin büyük felaketlere yol açabileceğini söylüyorlar. Bu endişelerle, korkularla…
● Cami Mahallesi Muhtarı Ergün ERGENE’nın tüm çabaları ve mahalle halkının şikayetleri sonuç vermiyor. Tarihi doku ölüyor. Anılar ölüyor. Geçmişin tanığı eski Rum evleri şimdi tehlike saçıyor.
yaşıyorlar. Mahalleli artık bir şeylerin yapılmasını istiyor. Bir çözüm bekliyor. Çözüm bunların yıkılması ve beton bloklara teslim olmak mı? Elbette değil! Beklenen bir restorasyon çalışmasıyla unutulmaya terkedilmiş bu evlerin aslına uygun olarak yenilenip, tarihi dokusuna uygun amaçlarla kullanılması. Zaten mahallelinin gönlü de asla bu evlerin yıkılıp yerine beton binalar yapılmasına evrilmiyor. Bu evlerin resmî kurumlar tarafından destek bekliyorlar. Aslında bu evlerin baştan aşağı bakımdan geçmesi gerektiğinin herkes farkında; sorular açık ancak çözüme mekanizmaları oluşturmada isteksiz ve kayıtsız kalınması işi daha da güçleştiriyor. Bildiğimiz gibi burada oturan insanlar bunu tek başlarına yapamazlar. Bu evler yıkılırsa Tuzla’nın tarihi de geçmişe gömülecek.