izlemek için tıklayın!
2020 yılında Sakarya’nın Hendek ilçesinde meydana gelen havai fişek fabrikası patlamasında hayatını kaybeden yedi işçinin yakınları, avukatları ve dayanışma örgütleri, katliamın beşinci yılında bir kez daha fabrika sahasında bir araya geldi.
Patlamada evladını, kardeşini, eşini kaybeden aileler adalet arayışlarını yinelediler: “Kimse çalışırken ölmesin, bu dava sadece bizim değil, bu memlekette emeğiyle yaşayan herkesin davasıdır.”
Anma etkinliğine Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, Sosyal Haklar Derneği (SHD) üyesi gönüllü avukatlar Av. Açay Taşçı, ve Av. Gülsen Uzuner katılırken; TİP Hatay Milletvekili ve Silivri’de tutuklu davanın gönüllü avukatlarından Can Atalay‘ın mesajı okundu.

Can Atalay, Hatay’dan milletvekili seçildiği halde Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen halen cezaevinde tutuluyor. Sosyal Haklar Derneği üyesi avukatlar başta, Av. Evren İşler, Av. Deniz Özen, Av. Akçay Taşçı, Av. Caner Kartal hepsi Av. Can Atalay ile birlikte, toplumsal katliam davalarında gönüllü avukatlık yapıyorlardı. Soma maden, Çorlu Tren , Adapazarı Havai Fişek Fabrikası İliç Maden faciası, Aladağ Kız Yurdu Yangını davası, Gezi, Berkin Elvan ve diğer haksızlığa uğruyan kişilerin toplumsal hak davalarında Av. Can Atalay’ın” kimse çalışırken ölmesin” diyedir mücadelemiz ” hiçbir işin fıtratında ölüm yoktur.” anlayışı ile halen mücadelelerini sürdürüyorlar.
“Ben Büyüdüm, Abim Öldü”: Yas, İsyan ve Adalet Arayışı
Hendek Havai Fişek Fabrikası’nda patlamada kardeşini kaybeden Mervenur Yılmaz’ın isyanı anma alanında yankılandı:
“Benim abimle aramda 5 yaş vardı. Bugün ben büyüdüm, o öldü. Artık yıllar sonra abimden büyük olacağım. Bu yalnızca bir kardeşin yasını değil, iş cinayetlerine karşı yürütülen toplumsal bir mücadeleyi anlatıyor.”
Yakınlar, adaletin yerin yedi kat altına gömüldüğünü söylerken, Yargıtay’ın “olası kastla öldürme” yönündeki bozma kararına rağmen yerel mahkemenin direnme ihtimalinin yarattığı öfkeyi dile getirdiler.
Can Atalay’ın Mesajı: “İnsan Canını Maliyet Görenlerle Mücadeledeyiz”
Sosyal Haklar Derneği ve davanın gönüllü avukatlarından Av. Akçay Taşçı, Av. Can Atalay’ın Cezaevinden gönderdiği mesajı okudu. Atalay:
“Bu mücadele, ekmeğini emeğiyle kazananlarla, insan canını yalnızca bir maliyet olarak görenlerin mücadelesidir. Beş yıldır bu fabrikanın önünde yalnızca yedi canımızı anmak için değil, hesap sormak için toplanıyoruz. Herkes bilsin: Adalet istiyoruz, caydırıcılık istiyoruz.”dedi.
Anmaya katılan, Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan da “Bu dava, sosyal cinayet düzenine karşı mücadelenin simgelerindendir” diyerek ailelerin yanında olduklarını ve Emek Partisi olarak bu mücadeleye her türlü desteği verdiklerini ve vermeye hazır olduklarını vurguladı.
Fabrika Artık Rant Alanı: İmar Oyunlarıyla Sermaye Kazanıyor
Anma konuşmalarında yalnızca adaletsizlik değil, fabrika arazisinin sermaye ilişkileri içinde nasıl dönüştüğü de dile getirildi. Sosyal Haklar Derneği temsilcileri ve gönüllü avukatlar, fabrikanın satılması sürecinde yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Burası artık büyük bir inşaat rantı alanı. İlk 3-4 dairesi FHK adlı bir grup tarafından satın alındı. 0,50 olan imar emsali 0,75’e çıkarıldı. İnşaat alanı 200 bin metrekareden 300 bine genişletildi. Fabrika sahibi ‘zarar ettim’ diyor ama satış fiyatı 130 milyon TL’den 200 milyona çıktı.”
Bu bilgiler kamuoyuna “bir işçi mezarlığı üzerinde inşaat yükseltiliyor” gerçeğini yeniden hatırlattı.
Yargıya Çağrı: “Bu Kez Sınıfı Geçmeyin!”
Avukat Gülsen Uzuner, “Bu dosyada adaletin gecikmesi, patronların ‘öldürmenin bedeli yok’ inancıyla cesaretlenmesine yol açtı. Yargıtay’ın ‘olası kast’ kararına yerel mahkemenin uyması artık toplumsal bir sınavdır. Bu kez yargı sınıfı geçmesin, halkın tarafında olsun.”
“iş cinayetlerinin Türkiye’de “cezasızlık politikasıyla teşvik edilen” sistematik suçlar haline geldiğini vurguladı. Türkiye’de her yıl yaklaşık 2 bin işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği, çoğunun önlenebilir olduğu, ancak hiçbirinin siyasal ve yargısal sonuç doğurmadığı hatırlatıldı.
14 Temmuz’da Karar Duruşması Var: “Adaletin Gücü Yetecek mi?”
Davada 14 Temmuz 2025 Pazartesi günü saat 09.30’da Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde yapılacak karar duruşması, hem aileler hem kamuoyu için kritik bir eşik. Beş yıl boyunca süren yargı sürecinin sonunda, patronların “göz göre göre ölüme sebebiyet verdiği” artık yüksek yargı tarafından da tespit edilmiş durumda. Yerel mahkeme şimdi Yargıtay’ın kararına uyacak mı, yoksa iş cinayetleri yine cezasız mı kalacak?
Adaletin Yükü: Hepimizin Omuzlarında
Anmaya katılanların ortak çağrısı, yalnızca mahkeme salonuna değil, topluma yönelikti: “Kimse benim başıma gelmez demesin. Bu dava hepimizin. Çünkü bu düzende ölüm sadece kader değil, bir tercih; cezasızlığın tercihi.”
Hazırlayan:
Çağdaş Tuzla Gazetesi Özel Haber Servisi