Yazar: Zafer Aydın

Avatar photo

Yazar

Zafer Aydın / Araştırmacı / Yazar Değme senaristin kaleme alamayacağı ustalıkta sahnelenen “Asgari ücreti belirleme oyunu”nda ışıklar sönerken perdeye “Yokuz” yazısı yansıdı. Önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel pamuk şeker satıcılarının manilerinden aparıldığı izlenimi veren açıklamayla “Talebimiz otuz altında yokuz” dedi. Onu, ” Bundan sonra masada yokuz” açıklamasıyla Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay izledi. Olup biteni içine sindiremeyen, artık boğazına kadar gelmiş, zıvanadan çıkarılmış uysal adam rolüyle… Sendikal hareketin ve ana muhalefetin “Yokuz” repliği ile belirlediği “tutum olmayan tutum” AKP iktidarına alan açtı, elini rahatlattı. İşçilerin ve muhalefetin basıncını hissetmeyen iktidar da hiçbir yaraya merhem olmayacak, ilk ayın sonunda anlamını…

Okumaya Devam Et

Gazetemize yazılarıyla katkıda bulunan Zafer Aydın’ın ‘Bir Politik Talep Olarak Asgari Ücret’ başlıklı bu yazısı bugün de güncelliğini, önemini ve anlamını korumaktadır. Birgün gazetesinin Pazar ekinde 16 Aralık 2018 tarihinde yayınlanmıştır. 2019 yılı için uygulanacak asgari ücreti belirlemek üzere işçi, işveren ve devlet temsilcileri görüşmelere başladı. Gıda harcamaları, yoksulluk sınırı, patates, soğan fiyatları ile asgari ücretin yetersizliğini anlatan Türk-İş, bu kez heyetine dâhil ettiği bir asgari ücretlinin ağzından dert anlatıyor. Asgari ücretle yaşamak zorunda kalan bir işçinin, onu bu şartlara mahkûm edenlerin yüzüne, yaşadığı ıstırabı anlatması önemli. Rakamlar, veriler yerine, bir insan hikâyesi ile muradını ortaya koymak isabetli. Ancak burada…

Okumaya Devam Et

Zafer Aydın Cumhuriyet ve işçi hakları söz konusu edildiğinde hemen en kadim ezberlerden biri devreye girer: “İşçi hakları yukarıdan verildi ve yukarıdan alındı.” Dillere pelesenk olmuş bu ezberin, seslendiricisi de, alıcısı da epeyce fazladır. Zira geçmişin bilgisine itibar etmeden, işçi sınıfı hareketinin gelişme çizgisine bakmadan, darbelerle yapılan budamalar üzerinden kestirme çıkarsamalar yapmak hem zahmetsiz hem de belli bir çekiciliğe sahiptir. Elbette ki Cumhuriyet’le birlikte devletin toplumsal yaşamı, sosyal alanları yukarıdan biçimlendirme, kalıba sokma çabalarından, işçi sınıfı hareketinin azade olduğu söylenemez. Devleti yönetenler, her dönemde havuç-sopa yöntemi, yine bunun tamamlayıcısı olarak işçi örgütlerini kontrol altında tutma siyasetiyle, emek sermaye alanını çatışmasız…

Okumaya Devam Et