Yazar: Çağdaş Tuzla

Arıtma mı? Deri Sanayi mi? Yetkililerin ilgisizliği mi? Harekete ne zaman geçilecek? • Rüzgarlı havalarda dayanılmaz bir hal alan koku tüm Tuzla’yı esir alıyor. İnsanlar cam açamıyor, nefes alamıyor. • Kokunun birkaç mahalleyle sınırlı kalmayıp, neredeyse tüm Tuzla’ya yayılması bize ciddi bir ihmali düşündürmektedir. • Deri sanayi ve arıtmadan kaynaklandığı düşünülen bu kabus için yetkililer ne zaman harekete geçecek? Tuzla! Son 20 yıldır gittikçe büyüyüp, sanayileşen ilçemiz. Yıllar önce, tersanelerin, ardından deri sanayinin bölgemize gelmesiyle gelişime kaçınılmaz oldu. Ama ne yazık ki, sanayileşmenin alt yapısı aynı hızla kurulamadan pek çok sorunla da beraberinde getirildi. Tuzla’da oturup da insanları camlarını açamaz…

Okumaya Devam Et

Her savaş kendi “mübadillerini” yaratır. Ülkeler el değiştirdikçe herkes “kendi topraklarına” biraz daha yakın olmak ister. Yollara düşülür. Geride bırakılan bazen kırk yıllık komşular, bazen yıllar boyunca ekilmiş mülkler, bazen korkular genellikle de hepsidir. Yollara düşülür. Kendi evleri “düşmanın” elinde kalmıştır artık. Anavatana ulaşmak en büyük umut olur ya da vatandan kopmak en büyük hüzün… Vatan neresi? Bazen birbirine karışır hepsi. Mübadele çocukları benzer öykülerle büyümüştür. “Oralarda” bırakılan çiftlikler, çuvalların içine sığan bebekler, at arabalarının tekerleklerinin içine sıkıştırılan bir avuç altın, yollarda kaybedilen yakınlar, parçalanan aileler ve en başta kurulmaya çalışılan hayatlar… Böyle başlamıştır ve sürmüştür mübadeleyle anlatmaya. Şimdi siz…

Okumaya Devam Et

HABER – RÖPORTAJEğitim-Sen Kartal 5 no’lu Şube Başkanı Nejdet Uygun: EĞİTİM KAMUSAL DEVREDİLEMEZ BİR HAKTIR. Eğitim-Sen’i kısaca tanıtır mısınız? Faşist 1971’de kapatıldıktan sonra TÖB-DER ile sendikal faaliyetini devreden Eğitim-İş ve Eğitim-Sen 1995’te birleşti ve Eğitim-Sen doğdu. 60 bin fiili, 70 bin toplam üye sayısıyla Türkiye’nin her yerinde ve tüm illerinde, her ilçesinde yer almakta. Eğitim-Sen bağımsız sendikadır. Eğitim-Sen hem dünya halkının hem ülkemizin yanında, halkın sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyor. Eğitim-Sen bir anlamda sivil itaatsizlik gibi. Faaliyet anlamında fiili ve meşru mücadeleyi esas alır. Sendikalı arkadaşlarımın katılıp pay ilişkisine asla buluşamaması gerektiğini düşünüyorum. Bu sayıları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sayı az görünse de,…

Okumaya Devam Et

GÜNDEM – Halil ÖZEN Gazetemizin ilk sayısı umduğumuz gibi büyük bir ilgiyle karşılandı. 5000 adet basılan ve 10 mahallede aynı anda dağıtılan Çağdaş Tuzla’ya gelen kutlama mesajları, telefonlar ve olumlu yorumlar, böylesi bir gazeteye duyulan ihtiyacı da ortaya koydu. Herkese teşekkür ediyoruz. Gösterilen bu ilgi kuşkusuz bize daha kapsamlı, etkileyici ve sürekli bir gazete çıkarmanın sorumluluğunu da yüklüyor. Bu sorumluluk bilinciyle, gerekli organizasyonu gerçekleştirme çabası içindeyiz. Hep birlikte başaracağımızı biliyoruz. Gazetemiz yerel sorunları gündeme taşımaya devam ediyor. Bu sorunları toplumsal amaçlara yönelik, halkın yararına çözümler üretme düşüncesiyle ilgililerle tartışacak, bize ulaşan bilgi ve belgeleri yayınlayarak çözüm yolları aranmasına katkıda bulunacak,…

Okumaya Devam Et

Hayırlarla karşı, dün gece sahurdan sonra bir rüya gördüm. İnanılır gibi değil. Bööyle koca bir bayrak. Bizim bayrağımız ama değişik biraz. Üstünde 80 tane yıldız. Her biri ayrı bir vilayeti temsil ediyormuş. Bak ne güzel değil mi? Her belediye ayrı bir devlet sanki. Çok hoşuma gitti yahu! Şimdi ben diyorum ki, biz böyle bir kanun tasarısı oluştursak. Kimse itiraz etmesin diye de adına “reform” desek! Demokratikleşme, devletin hantal yapısı, yerelden yönetim filan. Atarız biraz cila işte. Hani kendilerine “ilerici” diyen bazı köşe yazarları var ya, onlara da “Reform işte! Karşı çıkılır mı?” falan diye yazdırırız birkaç yazı. Efendim? Yazarlar, yazarlar.…

Okumaya Devam Et

Bir 24 Kasım daha… Eskiden şartlar zor da olsa eğitim güzeldi, heyecan vericiydi. Öğretmenler yörenin bilge kişisiydi. 1930’lu yıllarda köylerden umulanın çok üzerinde kaliteli okumuş insan çıktı. Memleketlerine umut oldular, ışık oldular. Köy enstitülerinde gençler kendi yörelerinin ziraatçısı, sağlıkçısı, eğitimcisi, veterineri oldular. Topraklar daha da teknik halde işlendi, verim arttı. 1950’den sonraki politikalar tüketimi körükleyen, eğitimi ikinci plana atan bir anlayışı başlattı. 1983 yılından sonraki köşe dönücülük politikası ile haksız kazanmanın kötü örnekleri toplumu sardı, eğitime olan ilgi iyice azaldı. Yanlış ekonomik-sosyal politikaların bedeli ne yazık ki, eğitime çıkarıldı. Bu alana ayrılan bütçe giderek azaldı. Mesleksiz okullaşma aldı yürüdü. Hayatın…

Okumaya Devam Et

“Belediye Başkanımız mahallemizi gözden çıkardı. Aydınlı halkı bunları unutmayacaktır.” Ç.T: Kendinizi ve mahallenizi tanıtır mısınız?1949 Bingöl-Yayladere-Çalıhgal Köyü doğumluyum. Görevime 18 Nisan 1999 seçimlerinde geldim. Seçim için mahalleye hiçbir vaadim yoktu. Yalnızca bizlere düşen ve bugün duyduğumuz acıyı dayalı bir yönetim anlayışı içinde, sevgiyle, saygıyla görev yapmayı hedefledim. Özlemimiz ise halkın katılımıyla olabilecek bir yönetimdi. Bunun yanında dernekler, sendika, siyasi parti, koruma dernekleri, okul aile birlikleri ve esnaf odası gibi sivil toplum örgütlenmeleri de mahallemizde olmalıydı. Ancak ne yazık ki bu özlemimizi elimizde olmayan nedenlerle gerçekleştiremedik. Buna rağmen bürokratik tercihler ve iyi düzeyde sosyal kamu hizmetleri geliştirdik. 5 yıllık muhtarlık görevim…

Okumaya Devam Et

“Her zaman laik, demokratik cumhuriyete taraf oldum, olmaya devam edeceğim.” Haber Merkezi: Tuzlamıza yaklaşık 7 yıldır büyük hizmetler veren değerli kaymakamımız Mustafa Güni Adapazarı Vali Yardımcılığı görevine atandı. Sayın Güni’nin ayrılması sebebiyle onuruna verilen yemeğe siyasi parti ilçe başkanları, sivil toplum örgütleri başkanları, muhtarlar, öğretmenler… katıldı. Kaymakamımız Mustafa Güni yaptığı konuşmada “bugüne dek devletin gülen yüzü olmayı başardım” diyorum… dedi. “Bürokratların çoğunda benim gözlemlediğim bir hastalık var. Makamlara, koltuklara geldiğimizde geçmişimizi ve kendimizi unutuyoruz. Oysa bizlere anayasa da açıkça belirtildiği üzere Kamu Hizmetlisiyiz. Vatandaş hizmetlisiyiz. Kaymakam, vali, belediye başkanı veya başbakanız… Ama aslında biz hizmetliyiz. Bürokrasi hizmet emekle yükseltilmiyor. Ben…

Okumaya Devam Et

Çocukluğumuzun, gençliğimizin Tuzla’sı artık yok. Yüzdüğümüz deniz, enginar, bamya tarlaları, kıyıda balıkçılar, çekteteki sandallar. Kumsallar tersanelere, bamya tarlaları koca bloklu sitelere dönüştü. Kapılarımız açık, eşiklerde komşulara çay içtiğimiz küçük “köyümüz” 10 mahalleli, 120.000 nüfuslu koca bir ilçe oldu. Deri sanayi, fabrikalar, tersaneler… Hızlı büyüme kuşkusuz büyük bir dinamizm yaratırken; beraberinde işsizlik, geçim sıkıntısı, sağlık, eğitim, çevre gibi göç ve nüfus artışından kaynaklanan sorunları da getirdi. Beğensek de beğenmesek de, “nerede o eski Tuzla” desek de bir gerçek var ki gelişimi durduramayız. O zaman yapılması gereken, ortaya çıkan sorunları dile getirip, çözüm üretmek. Bu gazeteyi bunun için çıkarmaya karar verdik. İstedik…

Okumaya Devam Et

Köylerden “Mega Köylere” Fransız İhtilali’ni sanırım herkes okumuştur. Cumhuriyetçiler Paris’in kanalizasyonlarından yüzerek Bastil Hapishanesi’ni basmışlardı. Yıl 2003… Aradan 214 yıl geçmiş. Hangi şehrimizde ihtiyaca tam olarak cevap verebilecek yeraltı şebekeleri mevcuttur? Kendiliğinden ve gelişigüzel kentleşiyoruz. İsteyen istediği yere ev, apartman, iş yeri, sanayi tesisi kuruyor. Ardından belediyeler altyapı tesislerini götürüyorlar. Ve gece-gündüz, hafta sonları sokak aralarında çalışan iş makinelerinin gürültüsü ve ses kirliliği de işin bir başka yönü. İşin bir de ekonomik boyutu var. Plansız-projesiz yapılan altyapı tesisleri, kaldırımlar kısa süreli ihtiyaca cevap verdiği için, neredeyse bir yıl arayla tüm sokaklar, caddeler tekrar tekrar kazılıp, eski yapılar harfiyat olarak alınıp…

Okumaya Devam Et