Erdoğan türbanlılara hapis cezası öneren hükümetin Başbakanı olarak tarihe geçiyor (!)
AKP, TBMM Adalet Komisyonu’ndan geçen yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) tasarısında bulunan, “bazı kisvelerin giyilmeyeceğine dair yasa” türban takarak okula giden genç kızlara Cumhuriyet tarihinde ilk kez üç aydan bir yıla kadar hapis cezası öneriyor.
Bilindiği gibi YÖK yasa tasarısıyla İmam-Hatip Liselerine düz lise statüsü kazandırmaya çalışan AKP hükümeti, kamuoyu baskısıyla bu tasarıyı geriye çekmişti. Katıldığı bir toplantıda “siz bu işin bedelini ödemeye hazır mısınız? Biz hükümet olarak hazır değiliz!” diyen Başbakan Erdoğan, şimdi türban takarak okula giden genç kızlara hapis cezası öneren ilk hükümetin başbakanı olarak tarihe geçiyor!
Adalet Bakanı Köksal Toptan, bu ilginç durumla ilgili yaptığı açıklamada, “Şu anki uygulamada türbanla okula gitmekte ısrar edenlere disiplin cezası uygulanıyor. Hapis cezası yok. Hiçbir dönemde de olmamış. Atatürk bunu suç olarak görmemiş, 80 yıl sonra biz hapis cezası veriyoruz. Arkadaşlar tasarıyı okumadan meclise göndermişler. Genel kurulda düzeltilmesi için çalışıyoruz.” dedi.
Vekillere toplu konut bilmeceye döndü.
Arınç’ın “askere, öğretmene yapılıyor” demesi akıllara vekillik meslek mi? sorusunu getirdi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç: “TOKİ ile görüşüldü, toplu konut projesi var.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: “Çamur atmayın. Toplu konut projesi yok!”
AKP Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz: “Başbakan’ın haberi olmayabilir.”
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ): “Vekile ev yapmak işimiz değil!”
Her şey TBMM Başkanı ve AKP milletvekili Bülent Arınç’ın “milletvekillerimizin konuta ihtiyaçları vardır. Bu konuda TOKİ (Toplu Konut İdaresi) nezdinde girişimde bulunduk.” demesiyle başladı.
Gazeteler doğal olarak Sayın Başbakan’ın seçildiği zaman kendi ifadesiyle “lojmanlarda oturmayın, halkın arasına karışın” dediği demeçlerini hatırlattı. Vatandaşlar “kira öder gibi ev sahibi olma” yönetiminin kendilerine neden bu kadar uzak olduğunu sorgulamaya başladı. Ortalık karıştı. Derken, Başbakanımız açıklaması yaptı: “Şu anda böyle bir protokol var mı? Ona bakın. Ben ancak altına imzaladığım protokolü hesaba katarım. İmzam olmayan metne itibar etmem. Ama arkadaşlar bu konuda çalışıyor.” dedi ve 20-30 kişilik bir araraya gelip TOKİ’ye başvurmuş.
AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz dedi ki, “böyle bir konu vardır. Başbakanımızın haberi olmayabilir. Bunda abartacak ne var? 20-30 kişi bir araya gelip (biz şu bölgeye, şu şekilde ev almak istiyoruz) dese Toplu konut idaresi de çalışmasını olursa gereğini yerine getirir.”
Yani her 20-30 kişi bir araya gelse, 20-30 memur, 20-30 işçi, 20-30 emekli, TOKİ’ye başvursa kira öder gibi konut sahibi olabiliyor. Sanıyoruz anlamamız gereken bu…
Milletvekilliği meslek mi?
Bu konuda kuşku yok ki, en ilginç açıklama Bülent Arınç’tan geldi: “Oyak vasıtasıyla 1660 silahlı kuvvetler mensubu, Milli Eğitim Bakanlığı ile 2000 civarında öğretmen konut sahibi olabiliyorsa, milletvekilleri niye olamasın. Niye hep meclisin içindesiniz ey araştırmacı gazeteciler? Kurumların ismini veriyorum. Niye gidip onlara sormuyorsunuz?”
Şimdi biz de Sayın Meclis Başkanımıza soruyoruz: Ey Meclis başkanımız! Silahlı kuvvetler mensupları askerdi. Meslekleri budur. Uzun yıllar boyunca bu ülkeye hizmet ederler ve emeklilikleri olur. Öğretmenlerinki bir meslektir. Öğretmenlik uzun yıllar milletimize hizmet eder ve emeklilikleri olur. Peki milletvekilliği bir meslek midir? Sizler 5 yıl sonra “meslek” oldu da biz mi bilmiyoruz?
Baykal, Van’daki olaylarla ilgili olarak hükümeti sert bir dille eleştirdi:
“Van’da devlet işgal altında!”
Yaşanan Van skandalı nedeniyle hükümeti tavırsız kalmakla suçlayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Van’da patlayan tokat, polisin değil, hükümetin yüzünde patlamıştır. Başbakan’ın yüzünde patlamıştır ve kimse bunun farkında değil” dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Van Emniyet Müdürlüğü’ndeki baskın nedeniyle hükümete dönük eleştirilerini ciddi bir uyarıyla sürdürdü.
“Van uluslararası kaçakçılığın merkezi haline geliyor. Hükümetin gözü önünde böyle bir şey olur mu?” diyen Baykal, “Orada tokat atılan sadece polisimiz değil. Tokat polisin değil, hükümetin yüzünde patlamıştır ve kimse bunun farkında değil. Eroin kaçakçıları kendi evlerine girer gibi Van Emniyeti’ne girmişler, istediklerini alıp gitmişlerdir. Bu hükümetin bir bakanı saldırıyı düzenleyen kişiyi telefonla arayıp ‘geçmiş olsun’ demiştir.”
Geçmiş olsun denilecek kişi, saldırıyı düzenleyen midir? Geçmiş olsun demesi gereken kişi, devletin bakanı mıdır?” dedi.
Susurluk olayında sonra “devlet kuşatma altındadır” dediğini anımsatan Baykal, “şimdi açıkça söylüyorum. Van’da devlet işgal altındadır ve hükümet bu işle meşgul değildir. Bu çok ama çok acı bir manzaradır” dedi.
CHP Araştırma Komisyonu’yla Van’a giden Cevdet Selvi ise açıklamasında, “bu işin suçlusu iktidardır. Bunlar birkaç bürokratı suçlayarak geçiştirilecek olaylar değildir.” dedi.