Osmangazi İ.Ö.O. Tuzla, Türkan Saylan Halil Özen ve ortalarında Dr. Burhan Karaca…
ÇYDD Tuzla Şubesi’nin Deprem Bölgesindeki Yolculuğu
17 Ağustos 99′ depreminin ardından geçen aylar içinde çadırkentlerden konteynerlere, oradan prefabrik rehabilitasyon merkezlerine uzanan yolculuğun her aşamasında ÇYDD Tuzla Şubesi’nin tanıklığı vardı. Türkan Saylan’ın raporlarında da sık sık vurguladığı gibi, Tuzla ÇYDD yalnızca geçici çözümler üretmedi; kalıcı kurumların temelinin atılmasına da vesile oldu.
Deprem bölgesinde yapılanlar dışında; depremden etkilenen bölgelerden biri olan Tuzla, Aydınlıdaki Osmangazi İ.Ö.Okulu bahçesine Save The Children’ın sponsorluğunda yaptırılan rehabilitasyon merkezi bunlardan sadece biriydi.
Çadırdan Konteynerlere, Prefabriklere ve Kalıcı Merkezlere
Genel Başkanımız Prof. Dr. Türkan Saylan’ın raporları ve “depremin seyir defterleri” ÇYDD’nin sahadaki çalışmalarının nasıl evrildiğini; Tuzla Şubesi’nin öncülüğünde başlayan ve – özellikle ÇYDD Üsküdar, ÇYDD Bursa, ÇYDD İzmir, ÇYDD Ankara Şubesinin ve genel merkezin büyük katkılarıyla Değirmendere ve Gözlementepe’de toplam – 1200 çocuğu direkt, daha fazlasını ise dolaylı etkileyen çadırkentler çalışmasının nasıl kalıcı eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine dönüştüğünü gösteriyordu.
Nitekim CarrefourSa Halkla İlişkiler Müdürü Dennis: “Türkiye’nin en iyi uzmanları, en gelişmiş pedagojik yöntemleri uygulamak için koşa koşa geldi. Sanatçılar sahne aldı, çocukları eğlendirdi. Ben şaşkınlıkla izliyordum. Bu bir çadır değil, gerçek bir eğitim kampüsü olmuştu. (…) İçeri giren herkes şaşkınlıkla, mutlulukla ve biraz da hüzünle ayrılıyordu. Çocukların yaptığı desenler, yazdıkları kompozisyonlar, hayallerini anlattıkları satırlar… Hepsi birer umut ışığıydı.” diye tanıklıklarını yazıyordu.
Tabi bütün bunlar kolay olmamıştı. Önce Çadırkent aşaması (Ağustos–Ekim 1999) : ilk günlerin kaosu, gönüllülerin fedakârlığı; ilk eğitim ve psikososyal destek! Sonrasında Konteyner aşaması (Ekim–Aralık 1999) : Geçici ama güvenli alanlar, IBM ve uluslararası katkılarla konteynerli merkezler! Ardından Prefabrik aşaması (Ocak–Şubat 2000): IBM, Mercedes, CarrefourSa, Save The Children ve Hilton gibi sponsorlarla kalıcı çözümler! Ve tabi ki Rehabilitasyon Vizyonumuz: Bu süreçte, yalnızca barınma ve yardım malzemeleri dağıtmak değil; eğitim, kadın el beceri kursları, çocukların oyun ve gelişim alanları da kurumsallaştı. Çocuklar, gençler için eğitim, sosyal destek ve üniversitelerden yönlendirilen gönüllü profesyonel kadrolar ile verildi.
Türkan Saylan bir raporunda şöyle diyordu: “Değirmendere’de Tuzla Şubesi’nin öncülüğü ve kararlılığı, ÇYDD’nin kurumsallaşmasında örnek oldu.”

Türkan Saylan ve Halil Özen Değirmendere, Mehmetçik Çadırkenti’nde gönüllülerle birlikte
Değirmendere: IBM Çağdaş Yaşam Rehabilitasyon Merkezi
Depremin ilk haftalarında Tuzla Şubesi’nin öncülüğünde çadırkentlerde başlayan çocuk çalışmaları, kısa sürede konteynerlere taşındı.

Cengiz Topel İlköğretim Okulu bahçesinde ve Kızılay çadırkentinde başlatılan eğitimler IBM Almanya çalışanlarının desteğiyle kalıcı hale geldi. 4 konteynerden oluşan bu merkez (1 lojman + 3 derslik), bir yıl boyunca profesyonel kadrolar ve gönüllü eğitimcilerle hizmet verdi.Eğitim desteğini Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi üstlendi.
Gölcük / Şirinköy: Hilton Çağdaş Yaşam Rehabilitasyon Merkezi
Basın Duyurusu — 2 Şubat 2000 (Depremin 170. günü)
“Çağdaş Yaşam–Hilton Rehabilitasyon Merkezi tamamlandı. Biri anasınıfı olmak üzere 4 bölüm/sınıf, kalan alanlar diğer hizmetler için kullanılacaktır. Açılış bugün saat 11:00. Hilton çalışanlarına teşekkür
Tuzla Şubesi’nin Gözlementepe’de 900 çocukla başlattığı eğitim programı, daha sonra Şirinköy’e taşındı. İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi öğretmen ve öğrencileri planlı bir program yürüttü. Hilton çalışanlarının katkısıyla 243–250 m²’lik prefabrik rehabilitasyon merkezi inşa edildi.

Şirinköy/ Çağdaş Yaşam-Hilton Rehabilitasyon Merkezi Açılış Günü… Soldan Mustafa Yılmaz, Halil-Deniz Özen, Ortada Türkan Saylan, Abdullah Tunç, Zafer ve Naciye Polat...
2 Şubat 2000’de Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin katılımıyla açılan merkezde; ana sınıfı, bilgisayar sınıfı, kadın kursları, kitaplık ve halk eğitimi faaliyetleri başladı. Hilton ayrıca 25 depremzede öğrenciye burs verdi.
*****

ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan; Tuzla Osmangazi İ.Ö.Okulu Rehabilitasyon Merkezi açılışında konuşurken…
Osmangazi’de Kalıcı Bir İz: Tuzla’dan Depremzedelere Uzanmak
Basın İlanı — 9 Temmuz 2000 (Depremin 328. günü)
“Seva the Children’ın bağışıyla Tuzla’ya bir Rehabilitasyon Merkezi yapıyoruz. Her türlü kültürel etkinliğin gerçekleştirileceği bu merkez, bölgede yaşayan çocukları, gençleri, kadınları ve tüm halkı Atatürk ilkelerinin ışığıyla aydınlatacak.

Deprem bölgesindeki çadır, konteyner ve prefabrik merkezlerin ardından Tuzla’da da kalıcı bir merkez kuruldu. Aydınlı’daki Osmangazi İlköğretim Okulu bahçesine yapılan Rehabilitasyon Merkezi, Tuzla’ya yerleşen depremzedelere hem de Tuzlalı çocuklara hizmet etti.
Fikir Nasıl Doğdu?
1999 sonbaharında gönüllülerin bölgeden dönüşlerinde sık sık dile getirdiği bir ihtiyaç vardı: Deprem bölgesinden İstanbul’a göç eden ailelerin çocukları için yerinde destek gerekiyordu.
Tuzla’da zaten gönüllü birikimi ve örgütlenme deneyimi vardı. Gölcük- İzmit’in yakınında olan Tuzla’da, büyük miktarda göç almıştı. Bu düşünceyle, Osmangazi İlköğretim Okulu’nun bahçesinde yeni bir rehabilitasyon merkezi kurulması kararlaştırıldı.
Merkezin Kuruluşu
Tuzla Şubemizin Değirmendere’de rehabilitasyon merkezlerini gezen ve oradaki çalışmalara tanık olan “Save The Children” isimli kuruluşun yetkilileri mutlaka Tuzla Şubesinin denetiminde bir yere, yani Tuzla’ya bir rehabilitasyon merkezi yapmak istediklerini bildirdiler. Onları genel merkeze yani Türkan Saylan’a yönlendirdik. Ve Tuzla Osmangazi Rehabilitasyon Merkezini sponsor olarak yaptırdılar. Sınıfları, etüt odaları ve sosyal alanlarıyla çocuklara destek eğitimi sağladık. Kadınlara yönelik kurslar ve gençlere dönük sosyal faaliyetler de burada organize edildi.
Bu merkez yalnızca bir bina değil, deprem sonrası toplumun yeniden ayağa kalkmasının Tuzla’daki ayağı oldu.
Çift Yönlü Dayanışma
Merkezin işlevi sadece Tuzla ile sınırlı kalmadı:Deprem bölgesinden İstanbul’a taşınan ailelerin çocukları burada eğitim aldı. Bölgeye gönüllü göndermek için Tuzla’da bir hazırlık ve koordinasyon üssü işlevi gördü. Böylece Tuzla, hem kendi kentinde hem de deprem bölgesinde çifte sorumluluk üstlendi.
Türkan Saylan’ın Vurgusu
Türkan Saylan raporlarında bu merkeze özel atıf yaparak şunu dile getirmişti: “Tuzla Şubesi’nin Aydınlı’daki Osmangazi İlköğretim Okulu bahçesinde kurduğu merkez, yalnızca depremzedeler için değil, Tuzlalı çocuklar için de kalıcı bir kazanımdır.”
Bölgeselden Evrensele
Osmangazi’deki Rehabilitasyon Merkezi, şubemizin vizyonunu da gösterdi: Yalnızca “afet sonrası geçici çözüm” değil, Kalıcı ve yerel bir toplumsal dayanışma modeli. Deprem bölgesinden Tuzla’ya, Tuzla’dan Türkiye’ye yayılan bir gönüllülük zinciri.
Deprem bölgesine ikinci gönüllü grupla gelip; bölgenin ve gönüllülerin vazgeçilmezi olan, Gözlementepe çadır okulumuzda iki ay okul müdürlüğümüzü yapan sosyal hizmetler uzmanı Oya Çolpan gönderdiği mektupta projeyi şöyle değerlendiriyordu:
“Sevgili Halil Hocam ve Hülya
Çalışmalarımız’ başlığı altında yaptığınız diğer etkinlikler için de sizleri kutluyorum. Osmangazi Rehabilitasyon Merkezi Projesi ise gerçekten bir harika! Bu projeye dair küçük bir önerim var: Haftada bir ya da iki gün psikolojik danışma merkezinin olması, oradaki insanlara danışmanlık yaparak onları yönlendirmek açısından çok faydalı olur. Bu konuda yardıma hazır olduğumu da bilmenizi isterim”.
— Oya Çolpan, Münih’ten selamlarla… Tarih: 19 Nisan 2001, Münih
Hem Değirmendere’de hem Gözlementepe/Şirinköy’de hem de Tuzla’da kalıcı birimler için sürükleyici ve yönlendirici bir rol oynadık. Türkan Saylan’ın raporlarında ve yüz yüze sohbetlerimizde sürekli vurguladığı nokta şuydu:
“Tuzla Şubesi’nin yürekliliği, çalışkanlığı ve organizasyon yeteneği, ÇYDD’nin kurumsallaşmasında örnek oldu.“
“Sizlerle övünüyoruz.” diyordu.
Tabii bu övgüler, derneğimiz yönetim kurulunun kendi alanlarında yeterli, çok uyumlu ve fedakâr insanlardan oluşması; bölgeyle bütünleşmemiz sayesinde, muhtemelen, en azından onlar adına söyleyebilirim ki; hak edilmiş övgülerdi. Hem yönetimimiz ve üyelerimiz, hem de bölgeye gittiğimiz ilk gönüllü gruplarının olağanüstü yetenekli, zorluklar karşısında dayanıklı, inatçı muhteşem kahramanlardan oluşması, bölgede tutunmamızı sağlamıştı.
Bu tutunma beraberinde, bölgeyi ziyaret edip çalışmalarımızı gören iş insanlarının ve büyük şirket temsilcilerinin, güvenle genel merkezimizle iş birliği yapmasının kapısını da sonuna kadar açtı.
Türkan Saylan’ın raporlarında defalarca dile getirdiği gibi, ÇYDD Tuzla Şubesi’nin çalışmaları yalnızca bölge halkına destekle sınırlı kalmadı; şubeler arasında tatlı bir rekabet yaratarak deprem bölgesine daha motive ve duyarlı olunmasını sağladı. Aynı zamanda ÇYDD’nin, zor zamanlarda insanlık adına güvenilir bir sivil toplum örgütü olduğunu ispatladı. Böylece ülke içinden ve dışından yüzlerce bağışçının gözü kapalı güvenebileceği bir örgüt haline gelen ÇYDD’nin, kurumsallaşma yolundaki adımları da hızlandı.
Türkan Hoca biliyordu ki; ÇYDD Tuzla Şubesi ısrarla bölgeye gitmek istemese, bölgede kurduğu merkezlere Hilton, IBM, Mercedes, CarrefourSa gibi kurumlar gelip ziyaret etmese ve bunlar görevlendirilen üyemiz İş İnsanı Zafer Polat aracılığıyla doğrudan Türkan Saylan’a yönlendirilmemiş olsa, ÇYDD Genel Merkezi’nin deprem bölgesi faaliyetleri muhtemelen küçük müdahaleler ve burs vermekle sınırlı kalacaktı.
Türkan Saylan’ın, Tuzla Şubesi’nin deprem faaliyetlerini değerlendirmesi…
“Sizler, Halil Özen, eşiniz ( Hülya Özen) ve arkadaşlarınız (Zafer Polat vd.), genel merkez adına hepimiz adına büyük bir uğraş verdiniz. Hepimiz bunu takdir ediyor, sizlerle övünüyoruz” ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan
ÇYDD Tuzla Şubesi, Prof. Dr. Türkan Saylan, Halil Özen, Firdevs Denizalp, ve ayaktaki Azimet Aydın…


Depremin dördüncü ayında hazırladığımız 4 aylık raporu genel merkeze sunduğumuzda, Prof. Dr. Türkan Saylan’ın imzasıyla gelen yanıt bizleri hem onurlandırdı hem de güçlendirdi.
Saylan, raporumuzu dikkatle incelediğini belirtiyor ve ÇYDD Tuzla Şubesi olarak başlattığımız ve sürdürdüğümüz çalışmaları “başarılı” olarak tanımlıyordu.

İlk günlerin karmaşasında yılmadan arayış içinde çalışmamızı, yardıma gelenlerin şaşkınlıklarını aşmamızı, gönüllülerle birlikte deneyim kazanarak yol almamızı, zamanla bir avuç kararlı insanla yola devam etmemizi özellikle övgüyle anlatıyordu.
Yarımca, Kocaeli, Yalova, Adapazarı gibi yerlerde de aynı zorlukların yaşandığını, ama sonunda “kendi yarattıkları başarının mutluluğuna” ulaşıldığını vurguluyordu.
“Sizlerin gösterdiği yüreklilik, çalışkanlık, organizasyon yeteneği ve niteliğiniz, genel merkez olarak bizlere umut verdi. Bu sayede ÇYDD’nin, eksiklerine rağmen, örnek bir sivil toplum örgütü olma yolunda hızla ilerlediğini düşünüyorum. Sizlerin başarısı, bizlere daha çok çalışmak ve ülkemize daha çok katkı sunmak için güç veriyor.” diyordu.
Çalışmalarımızın en çetin yönlerinden birinin, farklı karakterlerden gelen gönüllülerin aynı çadırı, aynı kaygıyı, aynı acıyı paylaşması olduğunu ifade ederek, “sizler bu zoru başardınız” diye açıkça yazmıştı. Bu, belki de değerlendirmesinin en önemli satırıydı.

Arada çıkan olumsuzluklara, dedikodulara ve kişisel çekişmelere rağmen genel merkezin bunlarla ilgilenmediğini, bizlerin emek ve uğraşının esas olduğunu güçlü şekilde dile getirmişti.
Hatta “Sizler, Halil Özen, eşiniz ve arkadaşlarınız, genel merkez adına hepimiz adına büyük bir uğraş verdiniz. Hepimiz bunu takdir ediyor, sizlerle övünüyoruz” sözleri, yalnız bana değil, birlikte gece gündüz çalışan tüm gönüllü arkadaşlarıma verilmiş bir armağandı.
Saylan, çalışmalarımıza güvenini net biçimde göstererek, üstlendiğimiz görevi güçlenmiş olarak sürdürmemizi, kalıcı çözümler için attığımız adımların doğru olduğunu, raporumuzun kıymetini ve yaptıklarımızın gerekliliğini bir kez daha vurguluyordu.
Bu satırlar, o gün bize moral olmuştu. 26 yıl sonra ise geriye dönüp baktığımda yaptığımız işin değerini ve tarihsel anlamını şimdi daha da iyi kavrıyorum.

Türkan Saylan aydın sorumluluğu taşıyan; laik cumhuriyete bütün benliği ile bağlı bir yurtsever idi. Ülkemizin her tarafında fırsat eşitliğinden, kadın haklarından ve özellikle kız çocuklarının okutulmasından yanaydı. Kız çocuklarının okutulmadığı ve kadının ikinci plana atıldığı bir ülkenin medenileşmesi imkansızdı. Daha sonraları ÇYDD Genel Merkezi ve şubelerinin Fetö’nün hedefi haline getirilmesinin temel sebebi de bu bağlılık ve duyarlılık idi.

Gölcük / Değirmendere Kızılay Çadırkenti ilk okul çadırlarımız; Ayten Hoca derse giriyor! Hülya sigara molasında dinleniyor! İki çadır sınıfı. Ayakkabılardan anlaşılacağı üzere tıka basa dolu, sondaki beyaz kızılay çadırı da depomuz, ilk gün…Beyaz çadırın kılıfını bile daha atmamışız; solda yerde… (Böyleydi…)

Gölcük / Değirmendere Kızılay Çadırkenti nin 4 ay sonraki prefabrik hali…(Böyle oldu…)

Gölcük, Şirinköy. Bölgede bir toplantı. Halil Özen, Türkan Saylan, Ersin Bal, arkası dönük laciivertli Zafer Polat
Saylan, belki de bu ülkenin görüp görebileceği en güvenilir, en fedakar, en örgütçü, en mücadeleci insanlarından biriydi. Ben onu, her ne kadar sistem içinde de olsa: ” Ülkemizdeki iyiliklerin, güzelliklerin ve dayanışmanın örgütlü örneği ve önderi” olarak tanımlıyordum.
Nitekim, ÇYDD Tuzla Şubesi olarak, onun taktirini kazandığımızı gösteren bu yazışmalar, bizim kişisel tarihimizde torunlarımıza bırakabileceğimiz en kıymetli belgeler ve kayıtlar olacaktır. “İnsanlaşma” sürecindeki bilinçli çabamızı anlatan bir takdir ve teşekkürdür; bizim için…
ÇYDD Tuzla Şubesi’nin Deprem Bölgesindeki Yolculuğu…

Türkan Saylan’ın kaleminden bölge raporları: ışığında bir analiz
1. Başlangıç: Çadır Kentler (Rapor 1 – 19/ Eylül/ 1999)
Depremin ilk aylarında ÇYDD sahaya hızla girdi. Türkan Saylan’ın ilk raporunda Tuzla Şubesi’nin rolü özellikle vurgulandı: Gözlementepe: Tuzla, İzmir, Ankara, Üsküdar şubeleri ve genel merkez desteğiyle 900 çocuğa hizmet verildi. Okul öncesini İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi üstlendi.
Değirmendere: Tuzla Şubesi, Üsküdar Şubesi ve Genel Merkez desteğiyle Cengiz Topel İlköğretim Okulu ve çadırkentte eğitim başlattı. İlk konteynerler (WC ve sınıf amaçlı) yerleştirilmeye başlandı.

2. Kalıcı Alanların İlk Adımı (Rapor 2 – 1 Ekim 1999)
Değirmendere: Belediyenin gösterdiği alana 250 m², 6 derslikli bir Rehabilitasyon Merkezi kurulması kararlaştırıldı. IBM kurumu sponsor oldu.
Gölcük: ÇYDD, Mehmetçik ve diğer çadır kentlerde Uludağ Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi ile çocuk çalışmaları yürüttü. Hilton Grubu, Gölcük’te kalıcı 250 m² prefabrik rehabilitasyon merkezi ve profesyonel kadro desteği sözü verdi.
3. Çadırdan Rehabilitasyon Merkezine (Rapor 3 – 10 Ekim 1999)
Değirmendere: Çalışmalar bir rehabilitasyon merkezine dönüştü; 300 çocuk kapsam altına alındı. Belediyenin gösterdiği arsaya 245 m² prefabrik merkez planlandı. IBM sponsorluğu gündeme geldi.

Gözlementepe: 1.200 m²’lik CarrefourSa çadırında Tuzla Şubesi önderliğinde 800–900 çocuk için çalışma başlatıldı. Ancak çadırın elverişsizliği nedeniyle kalıcı prefabrik merkez gündeme geldi. Hilton’un desteği bekleniyordu.
Mehmetçik Kampı: ÇYDD’ye bina tarzında rehabilitasyon merkezi verildi, Uludağ Üniversitesi sorumluluk üstlendi.
4. “Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak” (Rapor 4 – 20 Kasım 1999)
Bu rapor bir dönüm noktası oldu. Artık geçici değil, kalıcı çözümler konuşuluyordu. Türkan Saylan “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek sürecin yönünü işaret etti.
5. Prefabriklere Geçiş (Rapor 5 – 30 Kasım 1999)
Değirmendere: Tuzla Şubesi’nin girişimleriyle Cengiz Topel bahçesine kurulacak IBM Rehabilitasyon Merkezi’nin siparişi verildi, beton dökümü için hazırlık yapıldı.
Gözlementepe / Şirinköy: Çadırkentlerin taşınmasıyla eğitim çalışmaları Şirinköy’e aktarıldı. Burada harap durumda bir okul ve çadırda eğitim gören 150 çocuk için 243 m²’lik Hilton Rehabilitasyon Merkezi yapılmasına karar verildi. 3 lojman, WC konteyneri ve oyun parkı planlandı.
6. Kışa Hazırlık ve Hilton’un Desteği (Rapor 6 – 10 Aralık 1999)
Şirinköy: Tuzla Şubesi’nin başlattığı çalışmalar Hilton sponsorluğunda yeni bir rehabilitasyon merkeziyle güçlendirildi. Ayrıca öğretmenler için lojman konteynerleri kuruldu, mevcut okul onarıldı.
Değirmendere: IBM sponsorluğu ile konteynerlerde rehabilitasyon çalışmaları başladı. Eğitim Fakültelerinden öğretim üyeleri ve öğrenciler programı yürütüyordu.
7. Rapor (30 Aralık 1999) – “Son Durum”

Değirmendere: Tuzla ÇYDD öncülüğünde üç çadırkentte başlatılan çalışmalar, IBM destekli 4 konteynerli rehabilitasyon merkezine dönüştü.
Gölcük: Tuzla Şubesi’nin öncülüğüyle başlayan girişimler Hilton desteğiyle Şirinköy İlköğretim Okulu bahçesine taşındı. Çadır çalışmaları buraya aktarıldı.
8. Rapor (3 Ocak 2000) – “Yeni ve Zorlu Bir Yıl”

Gölcük / Şirinköy: 243 m²’lik prefabrik Çağdaş Yaşam Hilton Rehabilitasyon Merkezi tamamlandı. Okul binaları onarıldı, lojman konteynerleri kuruldu.
Değirmendere / Kızılay Çadırkent: IBM Almanya çalışanlarının desteğiyle 4 konteynerden oluşan Çağdaş Yaşam IBM Rehabilitasyon Merkezi açıldı. Uludağ Üniversitesi eğitimcileri planlı eğitim programlarını sürdürdü.
9. Rapor (20 Şubat 2000) – “Kar Her Yeri Kapladı”

Değirmendere: IBM Almanya’nın desteğiyle kurulan merkezde 3 derslik + 1 lojman konteyneriyle kış boyunca eğitim sürdü. Beyoğlu ÇYDD’nin hazırladığı “Bir Kitap Hazırlıyoruz” projesi burada uygulandı.
Gölcük / Şirinköy: Hilton destekli 250 m²’lik rehabilitasyon merkezi 2 Şubat’ta Bakan Hasan Gemici’nin katıldığı törenle açıldı. Ana sınıfı, bilgisayar sınıfı, kadın eğitimi ve kurs birimleri oluşturuldu. Hilton ayrıca 25 öğrenciye burs sağladı.
10. Rapor (10 Mart 2000) – “Projeler Birbirini İzliyor”
Artık merkezler sadece afet sonrası rehabilitasyon değil, kalıcı sosyal eğitim birimleri haline gelmeye başladı.
11. Rapor (27 Mart 2000) – “Bahar Geliyor”
Çalışmalar yeni döneme hazırlanıyor, halk eğitim kursları ve çocuk programları çeşitleniyor.

12. Rapor (9 Mayıs 2000) – “Yaz Geliyor”
Yaz tatiline girerken kurslar askıya alındı ama yeni kayıt hazırlıkları sürüyor. Rehabilitasyon merkezleri, depremzede kadınların ve çocukların hayatında kalıcı bir yer edinmeye başladı.
13. Rapor (15 Temmuz 2000) – “Sıcaklar Bastırdı”
Gölcük / Şirinköy: Hilton Rehabilitasyon Merkezi hizmetlerine devam ediyor. Okuma–yazma kursları, kadın eğitimleri, çocuklara yönelik etkinlikler sürüyor.
Değirmendere: IBM Rehabilitasyon Merkezi, Uludağ Üniversitesi’nin bir yıllık çalışmasının ardından yeni gönüllü ve profesyonel kadrolarla yaz döneminde de işlevini sürdürüyor. Şubeler: Depremden etkilenen Değirmendere ÇYDD şubesi toparlanmaya başladı, yeni üyelerle yeniden örgütlenme sürecine girdi.
*****
Okullarımızda eğitim ve yardımların dağıtımının dışında pek çok sosyal etkinlik de gerçekleştirdik. BP Çocuk Tiyatrosu, Tatilya Animasyon Grubu, Ankara Yüce Tiyatrosu… gibi pek çok grup merkezlerimizi ziyaret ederek çocuklara gösteriler sunuyorlardı. Fransa’da faaliyet gösteren “Seva the Children” ’Umut Vakfı okulumuza 5 milyar değerinde bir çocuk parkı bağışladı ve okulumuzun yanına kuruldu.
Sanat, Beden, Oyun: İyileşmenin Üç Ayağı
Sınıfın dışında spor ve izcilik, bedenin ritmini geri getirdi. Top, ip, küçük parkurlar… Umut Vakfı’nın çocuk parkı orada sadece bir oyun alanı değildi; özgüven mekânıydı.
Müzik ve tiyatro ise toplu ifade kanalı açtı; korkular “rol”e, hüzün “şarkı”ya dönüştü. Sergi ve gösterilerde herkes ayakta alkışlıyordu—çocuklar sahnede “yeniden çocuk” olmayı başarıyordu.
CarrefourSa Halkla İlişkiler Müdürü Dennis şöyle yazıyordu: “Resimler çizdiler, yazılar yazdılar. İngilizce öğrenmeye başladılar. Hatta küçük bir gazete çıkardılar, birbirleriyle röportajlar yaptılar. (…) O çadırın içinde ben sadece bir okul değil, geleceğe tutunmanın en güzel halini gördüm. Orada herkes aynı şeyi hissediyordu: bu çocuklar bize en güzel umudu öğretiyordu.”
Aile–Toplum Bağı: Onurun Geri Dönüşü
En çok hatırladığım manzara şu: annelerin yüzüne geri gelen o “onur”. Çocuklarının, ellerinde defterlerle sınıfa koşmasını izlerken, “hayat normale döner mi?” sorusunun cevabı küçük küçük beliriyordu. Bir gönüllünün defterine düştüğü not hâlâ kulaklarımda: “Yapacak çok şey var; insanlar hayatlarının her alanında bizden destek bekliyor. ‘Gitmeyin’ diyorlar. Ucundan tutulan her şey onlar için anlamlı.”
Altyapı ve Süreklilik
Hilton’un prefabrik desteği, IBM’in konteynerleri, Carrefour’un tahsisi, üniversite–tiyatro gönüllüleri… Hepsi bir araya gelince, çadır duvarlarının dışına taşan bir eğitim ekosistemi kuruldu. Planımız nettir: Çadır sınıflarını kademeli prefabrik yapıya taşımak, Okullar açıldığında kreş–anasınıfı–etüt ile sürekliliği sağlamak, Eş zamanlı kadınlara üretim/kurs desteğiyle hane içi direnci artırmak. Hepsini başardık. Öylesine büyük bir dayanışma gerçekleşti ki bölgede gerçekten her yönüyle anlatılması zor. Çadırkentlerden, konteynerlara, oradan da prefabrik yapılara geçişi, gerçekleşen muhteşem imece sonucu, çok kısa sürede (3 -5 ay) gibi gerçekleştirdik.
BP Çocuk Tiyatrosu, Çadırkentlerimizde oyunlarını sergilerken çocukların gösterdiği ilgi görülmeye değerdi.




Ankara Haluk Yüce Tiyatro Tempo.


Tatilya Animasyon Grubu…




Değirmendere Cengiz Topel İ.Ö.Okulu Bahçesi: Resim, kil, sergisi, ve kompozisyon çalışmaları.











CarrefourSa’nın İzmit ve İstanbul mağazalarında, depremin birinci yıldönümü dolayısıyla düzenlenen sergiler… Çocuklardan ve gönüllülerden mektup ve resimler….



Hülya Özen 1. yıl sergisinde…
Çydd Tuzla Şubesi’nde 99′ Ağustos depremin 1. yılında düzenlediğimiz sergi…


Solda, gözlüklü Kadir Çelik, ortada Hüseyin Durmaz, Mustafa Yıldız. 2. resim solda, Önder Muradoğlu, Mustafa Yılmaz…
Özel Günler – Toplumsal Dayanışmanın Bayramları
ÇYDD Tuzla Şubesi olarak gerçekleştirdiğimiz bu özel gün kutlamaları, yalnızca yardım etkinliği değil, dayanışmanın bayramlara dönüşmüş haliydi. Cumhuriyet’i, yılbaşını, bayramları ve 23 Nisan’ı çadır kentlerde yaşatmak, depremzedelere moral vermek kadar, Tuzlalılara da dayanışmanın gücünü hissettirdi. Bu çabaların arkasında isim isim gönüllüler, öğrenciler, aileler ve basının desteği vardı. Hepsi bir araya geldiğinde, insana umut aşılayan büyük bir toplumsal dayanışma tablosu ortaya çıktı. İki yıl boyunca Gölcük, Değirmendere, Kızılay Çadırkenti, Cengiz Topel İlköğretim Okulu, Gözlementepe ve Şirinköy’de sayısız etkinlik gerçekleştirdik. Tüm bu etkinliklerdeki tek amacımız bölgeyi unutturmamak ve dayanışmayı daim kılmaktı. Yoksa bölge insanının ne dini, ne de milli bayram kutlayacak takati vardı.

Değirmendere Çınarlı Meydanı, Pankartı tutan solda Duygu Güngör ve Bahar Bulut en sol başta çydd bayrağını tutan Sevgi Barışık.
29 Ekim 1999 – Cumhuriyet Bayramı
Cumhuriyet’in 76. yılını depremzedelerle birlikte “kutlamak” için Tuzla’dan 300’ün üzerinde öğrenciyi otobüslerle bölgeye götürdük. Kızılay Çadırkenti’nde, Cengiz Topel İlköğretim Okulu’nda ve Gözlementepe’de hep birlikte Cumhuriyet coşkusu yaşandı. Deprem bölgesi ilk grup gönüllülerimizin pek çoğu işlerinden dolayı mecburen geri dönmüşlerdi. Ama onlar her fırsatta, hele böylesi resim tatil günlerinde bizi ve bölgeyi hiç yalnız bırakmıyorlardı. Pelin Karakurt, Reyhan Leflef, Mehmet Ali Öztürk, Yakup Akbaş, Gökhan Zoroğlu, Meltem Kocaman …Birkan Tunç, Cem Sürücü, Aslı Attar, Hülya Özen, Süleyman Dinç, Gökhan Zoroğlu,
Katılanlar arasında ÇYDD Tuzla Şubesi yönetim kurulu üyeleri Mustafa Gönül, Mustafa Yılmaz, Önder Muradoğlu, Abdullah Tunç, Alican Gündüz ve pek çok okul müdürü ve öğretmeni ve çok sayıda genç gönüllü ve üniversite öğrencisi vardı. Duygu Güngör, Mustafa Şarlayan, Polat Çelikparmak, Seher Önsal, Sevcan Pekcan, Demet Çelikparmak Emre Şadi, Serdar Arpa, Erkan Dönmez, Tansel Akpınar, Deniz Kaplan, Tufan Ergen ve İTÜ Yüksek Denizcilik Okulu’nun diğer öğrencilerinin katkıları, emeği büyüktü.
Cumhuriyet ve Sabah gazetelerine verdiğimiz ilanlarla bu çağrıyı duyurduk. Cumhuriyet yazarı rahmetli Deniz Som, köşesinden bize destek oldu. Yine Melih Aşık ve Yalçın Bayer gibi gazeteciler dayanışmamızı köşelerine taşıyarak güç verdiler.

Yıl boyunca 29 Ekim, yılbaşı, Kurban Bayramı, 23 Nisan gibi günlerde geniş katılımlı dayanışma programları ve malzeme dağıtımları düzenledik. Hilton (Şirinköy prefabrik), IBM (Değirmendere’de 4 konteyner), Umut Vakfı (çocuk parkı), tiyatro toplulukları ve üniversite gönüllüleri yanımızda oldu. Bir haftayı bulmadan ulaştığımız çocuk sayısı ~1300’e dayandı; ~60 gönüllü dönüşümlü çalışıyordu. Sık sık söylediğimiz cümle buydu: “Onlar bizim deniz yıldızlarımız. Biz okyanusa bir taş attık; bu taşın halkaları umarız çok uzaklara dek gider.”
29 Ekim1999, Şubemiz bölgede dayanışma amaçlı kutlamalar yapıyor. Yüzlerce gönüllümüz bölgede…












29 Ekim 1999, kutlamalar ve çelenk töreni. Sağdaki Foto: Arkada Halil Özen, Mehmet Ali Öztürk ve öndeki Yakup Akbaş…

Kurban Bayramı, yardım dağıtımları ve biz…


Kurban Bayramı
Kurban Bayramı’nda, Tuzla’da üye ve gönüllülerimizin kestiği kurban etlerinin derneğimize bağışlanmasını sağladık. Bu etleri bölgeye götürerek çadır kentlerde dağıttık. Hem dernek üyelerimiz hem de dostlarımız otobüslerle bölgeye gelerek yardımların elden dağıtımına katıldılar. Yüzlerce kişi Tuzla’dan otobüs ve özel araçlarıyla bölgeye aktı. Böylece bayram sevincinini depremzedelerle paylaşırken bölgeyle dayanışmayı da büyüttük.
ÇYDD Tuzla Şubesi — Gazete ilanı. Değirmendere; Gölcük, “Oraları unutmayın. Bayramı Değirmendere ve Gölcük için de bayrama dönüştürmek istiyorsanız, armağanlarınızı ellerinizle verin ya da bizimle gönderin. Kuru erzak, iç çamaşırı, ayakkabı ihtiyacı var. Kurban etlerinizi paketlenmiş olarak okullarımıza teslim edebilir ya da dağıtabilirsiniz.”
Basın İlanı— 13 Mart 2000 (Depremin 210. günü) “Biz gönüllülerimiz uzun bayram tatilimizi depremzedelerimizle birlikte geçireceğiz. Siz de bayramda zor koşullarda yaşayan depremzedelerimizi unutmayıp yanımıza gelmek isterseniz, bize telefonla ulaşabilirsiniz.”
Kurban Bayramında yine derneğimizi yönetim kurulu üyeleri; Mustafa Gönül, eşi Güzide Gönül ve oğlu, Mustafa Yılmaz, Süleyman-Zübeyde Terzioğlu, Kadir Koca, Halil -Hülya-Deniz Özen, Önder Muradoğlu, Türkan-Ayhan Doruk, Fatoş- Nazım Menekşe, Aslı Attar, Fatma Çelikparmak, Mehmet Ali Öztürk, Aslı Attar, Cem Sürücü, Meltem Kocaman, Yakup Akbaş, İshak Karaçay, Çiğdem Yenidoğan, Cihan Bingöl, ve derneğimizden gönüllü onlarca genç bayramı bölgede yardım dağıtarak geçirdi…












23 Nisan 2000, Bölgede Kutlama…


ÇYDD Tuzla Şubesi — Gazete ilanı (23 Nisan hazırlığı) Bölgeler: Değirmendere/ Gölcük : “Çocuklar hayatın ölüme verdiği gözdağıdır. 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda Değirmendereve Gölcük’te güzel günler göreceğiz. Tuzla Şubesi olarak gönüllülerimiz ve çocuklarımızla bölgedeyiz. Minik armağanlarınızla bize katılmak ister misiniz?”
23 Nisan 2000 – Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Tuzla’daki okullardan yüzlerce öğrenciyi bölgeye götürdük. Çocukların 23 Nisan’ı yalnız geçirmemeleri, aynı yaştaki arkadaşlarıyla kutlayabilmeleri için çadırlarda büyük programlar düzenledik.
Kent Gıda’nın gönderdiği şekerlemelerle, çeşitli hediyelerle bayram havasını güçlendirdik. Tuzlalı çocukların bölgedeki akranlarıyla bir araya gelmesi, hem duyarlılıklarını artırdı hem de gerçek bir dayanışma örneği yarattı.







23 Nisan 2000 kutlamaları. Kızılay Çadırkenti, Cengiz Topel İ.Ö.O., Şirinköy İ.Ö.Okulu, Mehmetçik Çadırkenti…



Değirmendere Okulları adına olan çelengi gönüllülerimiz Aslı Attar ve Yakup Akbaş anıta götürlerken…

Değirmendere’de gerçekleşen 23 Nisan 2000 yılı kutlama töreni. Bölge yetkilileri bir arada…
Yeni yıl 2000… Milenyum!
Kocaeli Valisi İ.Kemal Önal ve eşi, bölgeyi ziyaret ederek yılbaşı gecesini bizimle birlikte geçirdiler.

Yeni yılın bölgede geçirilmesi için, Cumhuriyet ve Hürriyet Gazetesi’ne verdiğimiz ilanlar!


Yeni yıla deprem bölgesinde girdik. Tuzla’dan 300–400 kişilik bir gönüllü kafileyi minibüsler ve otobüslerle götürdük. Çadır kentlerde yoğun bir yardım dağıtımı yaptık. Katılanlar arasında dernek üyelerimizden Kadir Koca, Kadir Çelik, Mustafa–Ayşe Yılmaz, Hülya–Halil–Deniz Özen, Çiğdem Yenidoğan, Cihan Bingöl, Birkan Tunç ve pek çok dernek üyemiz ve gönüllümüz vardı.
O gece, bölge valisi ve yüksek rütbeli komutanlar da eşleriyle birlikte çadır kentlerde yılbaşını geçirdiler. Bizleri ziyaret ettiler, halkla aynı sofrayı paylaştılar. Bu, hem moral kaynağı hem de ihtiyaçların yerinde tartışıldığı önemli bir buluşma oldu. Kent Gıda hazırladığı şekerlemeler ile ÇYDD Bursa Şubesi de hazırladığı hediyelerle bölgeye gelip bize katılarak destek verdi.
Basın İlanı — 31 Aralık 1999 (Depremin 137. günü)
“ÇYDD Tuzla Şubesi yeni yılı Gölcük ve Değirmendere kamplarında depremzedelerimizle birlikte karşılıyor. Görevlilerimiz diğer çadırkentlerde de armağanlar dağıtacak. Yardımlarınız için Genel Merkezi arayınız: 0212 292 87 27 – 292 08 01.”


Deprem Bölgesi’nde Yılbaşı… 2000 yılı…


Yılbaşını hep birlikte bölgede geçirebilmek; ve oralara yardım etmek isteyenlere yönelik hazırladığımız çağrılar!




Değirmendere / Kızılay Çadırkenti …Okul çadırlarımız ve Çadırkent; Emre Dikmen’in gözünden…




Değirmendere, Kızılay Çadırkenti tuvaletler. Kuyruk uzun; gönüllü berberimiz çocukları okul bahçesinde traş ederken!


Bölgeye yardım getiren tırlardan bazıları… Yüzlerce dolu tır malzemeleri gönüllülerin sırtından geçti.







Çocuklar ve yaşlılar çok çaresiz ve umutsuzdu…. Aslı Attar ve Hülya Özen maskotumuz Mustafa ile birlikte…


Fransa’da faaliyet gösteren Umut Vakfı okulumuzaçocuk parkları bağışladı ve okullarımızın yanına kuruldu.
Sürecek…


