Emeğin Cumhuriyeti
Cumhuriyet yüz yılı devirdi. İkinci asrını yaşıyor. Bu toprakların yakın tarihinde kazanılmış en ilerici devrim olan cumhuriyet, bugün büyük darbeler alarak var olmaya devam ediyor.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılını yaşarken bir karar vermek zorundayız. Bugün cumhuriyetin bütün kazanımları saldırı altındadır. Yüzyıllık tarihsel birikim gerici ve sermaye yanlısı bir iktidar tarafından berhava ediliyor. Laiklik Türkiye’de sadece kağıt üzerinde kalmış bir kavramdır. Demokrasi ve hukuk devleti iğdiş edilmiş vaziyettedir. Sosyal devlet çoktan yok edildi. Devletin tüm kamucu ve halkçı özellikleri 12 Eylül faşist darbesinden bu güne kadar her gün, her an, parça parça yok edildi.
Bu ülkenin ilericileri, sosyalistleri, yurtseverleri, bu ülkenin aydınları elimizde kalan son ilerici ve demokratik kırıntıları korumak için her gün yeni bedeller ödüyor. Şimdi tekrar etmek gerekirse cumhuriyetin ikinci yüzyılını yaşarken bir karar vermek zorundayız.
Ya cumhuriyeti siyasi iktidara çöreklenmiş bir avuç gerici halk düşmanı patrona teslim edip yok olmasını izleyeceğiz. Ya da bu ülkenin işçileri, emekçileri, geleceği karartılmış gençleri, yaşama ve varolma savaşı veren kadınları kısacası bu ülkenin gerçek sahipleri bütün ayrımlarımızı bir yana bırakıp birleşeceğiz ve ülkeyi yeniden kuracağız, cumhuriyeti yeniden kazanacağız.
Türkiye burjuvazisi kendi cumhuriyetini satmıştır. Kendisini yaratan, kendisini iktidarda tutan cumhuriyeti daha fazla rant daha kolay sömürü uğruna ortaçağ artığı bir zihniyete teslim etmiştir.
Şimdi cumhuriyeti kurtarma ve yeniden kurma görevi bizlerindir!
Bizler…
Bu ülkenin sosyalistleri, devrimcileri, yurtseverleri bu ülkenin işçileri, emekçileri ve kadınları yurdumuzu gerici ve emperyalist saldırıdan kurtaracak tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir cumhuriyet kuracak.
Emeğin ve alın terinin cumhuriyetini.
Eşit, adil, bağımsız ve müreffeh bir cumhuriyeti
Sosyalist Cumhuriyeti...!